Mehmet Necati GÜNGÖR Eski yapı sisteminde “kilit taşı” diye bir sistem var. Kilit taşları, yapıların kolonlarını birbirine bağlar ve o yapıyı ayakta tutar. Mühendis olsaydım bunu daha iyi anlatabilirdim. Değilim; benden bu kadar. Vatandaş olarak parti taassubu içinde değilim. İdeolojik takıntılarım da yok. Milliyetçiyim, ancak benim milliyetçiliğim kültür milliyetçiliğidir. Vatanseverliğe, milletseverliğe sıkı sıkıya bağlı bir milliyetçilik. Bu milliyetçilik adına açıkça ifade ediyorum ki; Bulunduğum yer, AKP-MHP ittifakının karşı yamacıdır. O yamaçta ikinci tura kim kalırsa oyum onundur. Biz, 24 Haziran seçimi ülkemizin ve milletimizin geleceği açısından hayat-mamat seçimi olarak kabul ediyor  ve vatandaşlık bilincimizi de bu istikamette kullanıyoruz. 24 Haziran seçimleri sonunda ya tek adam rejimine kalıcılık sağlanacak, ya da parlamenter sisteme avdet edilerek demokratik sistem kendi aksları üzerinde yeniden vücut bulacak. Bizler, parlamenter sistemden yanayız. O nedenle de yerimizi karşı yamaçta konumlandırdık. Bu yamacın omurgası CHP’dir. Yanı başında İYİ Parti, SP ve diğerleri ile güçlü bir demokrasi ittifakına hepimiz omuz vereceğiz. CHP öyle bir aday göstermeli ki, hem dibe vurmuş ekonomiyi ayağa kaldırmalı, hem ayağa düşürülmüş olan değerlerimizi ayaklandırmalı. Beka meselesi derken, durumumuza bu yönden bakmak mecburiyetindeyiz. Bu ülkeye önce demokrasi lâzım. Sonra, hak, hukuk, adalet. Meşveret  ve şura ile elde edilecek ortak görüş ve eylemlerin hayata geçirilmesi ile bizi içinde bulunduğumuz sıkıntılardan çekip çıkaracak yeni bir yönetime ihtiyacımız var. İşler ehil olanlara verilmeli, ülke ve millet çıkarları açısından doğru ne ise dürüstlükle onlar yapılmalıdır. Bizim yakanın omurgası olan CHP’de bir vals seyrediyoruz. Sessiz ve derinden giden bir vals. Kim aday gösterilecek? Öyle isimler öne sürülüyor ki, kazanmaları sıfır şans. Şark kurnazlığı ile partinin genel başkanı Kılıçdaroğlu’nu öne sürenler bile var. Kılıçdaroğlu aday olsun, milletvekili seçilemesin, parti bize kalsın kurnazlığıdır bu. Parlamenter sisteme geçilecek ve bu yaka başarılı olacaksa seçilecek Cumhurbaşkanının görevlendireceği Başbakan, hiç şüphesiz Kılıçdaroğlu olacak. Kılıçdaroğlu elbette bu kurnazlıkların kurbanı olmayacaktır. Yapacağı tek iş, “kökü bizden olsun da ne olursa olsun” saplantıları yerine, kimin kazanma şansı olacaksı onu aday göstermektir. Halk nezdinde kazanma şansı en yüksek adayın İlhan Kesici olduğu görülüyor Kesici, hem merkez sağdan,  hem milliyetçi kesimden,  hem İslâmi kesimden, hem Kürt vatandaşlarımızdan oy alabilecek tek isimdir. Kılıçdaroğlu aday olmamalıdır. Aday olursa, mezhep taassubu içindeki çevreler kendisini insafsızca karalayacak ve seçilmesini engellemek için ellerinden geleni yapacaklardır. Zaten Kılıçdaroğlu’nun saydığım kesimlerden oy alması da mümkün değildir. O halde partisinin başında kalmalı, İlhan Kesici ile birlikte bu ülkenin kaderine el koymalıdır.