blamla aramızda on yaş olmasına rağmen çok iyi anlaşan iki arkadaş gibiydik. Yıllarca bütün özel şeyleri paylaştık. Ufak tefek inatlaşmalar dışında hiçbir konuda karşı karşıya gelmedik. Ablam Azade kan kanseri olduğunu öğrendiğinde ise ailemizde bu acıyı ilk paylaştığı kişi yine ben oldum.

İki yıl boyunca bu sırrı paylaştık. Son dört yılını kan testleri ve hastanedeki tedavisiyle geçirdi. Tıbbi bir müdahale sonucu iki gün komada kaldı. Bu olaydan sonra hayata olan savaşımını tamamen bıraktı. Sebebini sorduğumda ısrarla suskunluğunu korudu. Giderek kötüleşiyor ve tedavisi için doktorlara yardımcı olmuyordu.

Sabahladığımız gecelerden birinde benimle özel bir şeyi paylaşacağını söyledi ve o garip olayı anlattı. Son ameliyatımda yaşadıklarımı bilmeni istiyorum, diyerek söze başladı.

«Ameliyat sırasında ışıklı bir ortamın içinde buldum kendimi. Başlangıçta yavaş yavaş daha sonra hızlı bir şekilde yukarıya doğru yükseldim. Aşağıda ameliyatım yapılıyordu. Yukarıdan benimle uğraşan doktorları sırtlarından görebiliyordum. Kısa bir süre gözlerim kapalı olarak yatan bedenimi seyrettim. Masada yatan bendim. Yukarıdan seyreden de bendim. Sanki jöle gibi bir bedene sahiptim.

«Birden bulut şeklinde bir ışıkla sarıldım. Beni içine alan ışık tarif etme imkanı olmayan bir ışıktı. O ışıktan benliğime sevgi ve huzur akıyordu adeta. Işığın içinde eriyerek yeni ve güzel bir varlık oldum. Çevremde tıpkı benim gibi ışıktan

varlıklar vardı. Beni aralarına alarak çok keskin bir ışığa doğru adeta ışınlanır gibi hızlı ulaştık. Tarif edemeyeceğim kadar güzel renkler, ışık ve müzik eşliğinde büyük bir vadide ışıktan varlıklar bizi bekliyorlardı. Bu ışıklı varlıklardan iki tanesi bana doğru sevgiyle kollarını uzattı. Dedem ve anneannemdi bunlar. ‹Kısa bir süre sonra yanımızda olacaksın, seni bekliyoruz/ dediler. Konuşmadan beyinden beyine sevgiyle akan bir iletişimdi.

«Arkamı döndüm ve hızla geriye doğru çekildim. Kendimi bedenimin üzerinde asılı bir şekilde buldum. Ameliyat odasındaki her cismi ve her cismin konumunun yukarıdan nasıl görüldüğünü iyice ezberledim. Yaşadığım bu deneyimin bir sağlamasını yapmak istedim. En sonunda makinelerin üzerindeki rakamları ezberledim.

«Yattığım yerden görmem imkansızdı. Hemşire doktorun alnını silerken, ‹hastayı geri getirdik,› dedi. Duyduğum ve gördüğüm son görüntü buydu. Yoğun bakımdan odama döndüğümde temizlik işlerini yapan beye ameliyathaneye girip makinelerin üzerindeki rakamları bir kağıda yazarak bana getirmesini rica ettim. Gelen kağıttaki rakamlar ezberlediğim rakamlardı.»

Ablam elimi tutarak, «Asude, bundan sonra yapılacak fazla bir şey kalmadı. Bana destek ol ve o ışığa kavuştuğumda başka bir boyutta ve başka bir bedende yaşayacağıma inan,» dedi. İki ay sonra onu kaybettik. Nerede ve nasıl yaşadığını bilmiyorum ama ablam son dakikaya kadar gerçek sonun ölüm olmadığını anlatmaya çalıştı.

Işığın bol olsun Abla...

Asude YALÇIN

Ankara