Yıllardır çocuk sahibi olamıyorduk. Kalp rahatsızlığım buna engeldi.

Bir temmuz sabahı yatakta rahat nefes alamadığımı hissettiğimde eşimi uyandırmak için pijamasını çekmek, yapabildiğim son şeydi. Her nefes verişimde gücümün yavaş yavaş kaybolduğunu anlıyordum. Adeta kan damarlarımdan çekiliyordu. Birden bütün enerjim tükendi ve yukarıya doğru yükseldiğimi fark ettim. İnanılmaz derecede rahatlamıştım.

Bütün acılarım sona ermişti. Aşağıda yatan bedenimi eşimin kucaklayarak arabaya taşımasını seyrediyordum. Onu sakinleştirebilmek adına iyi olduğumu söyleyebilmek için çok uğraşmama rağmen başarılı olamıyordum. Çaresiz eşimi, ‹ kucağındaki beni takip etmeye başladım. Hastaneye ulaştık. Beni hemen ameliyata aldılar.

Birden yanımda iki kişi belirdi. Çevrelerinde anlatamayacağım bir ışık vardı. Parlak ve sıcak tesirler saçan bir ışık. Gülümseyerek, «Biz senin hep yanındaydık. Yeryüzündeki koruyucu melekleriniz,» dediler. Konuşarak değil düşüncelerimizi okuyarak anlaşıyorduk. Yatakta yatan bedenimi ameliyat masasında bırakarak hızla yükselmeye başladık. Beraber bir tünele girdik. Asırlar gibi süren bir süreden sonra tünelin ucunda bir ışık gördüm. Güneşten bile bin kat daha parlak bir ışığın bir varlığı kapladığını gördüm. İçime çok şiddetli bir sevgi seli aktı. Varlığın arkasında ise daha önce kaybettiğim yakınlarım vardı ve bana sevgi ile bakıyorlardı. Kendi-

me bakmak istedim ama çevreleyen ışık buna engel oldu. Çok merak ediyordum nasıl bir bedene sahiptim? Karşımdaki varlıklar gibi ışık seli içinde miydim? O anda düşüncelerimi okuduğunu hissetim. O varlık bana düşünce yoluyla daha oraya gidebilmem için zamanımın olduğunu ve geri dönmem gerektiğini sevgi seli şeklinde iletti. Geri dönmek istemiyordum.

Bir gülün önünde durdum. Gül sanki Allah›ın adını tekrarlıyordu. O anda Allah›ın sevgisini içimde yoğun bir şekilde hissetim. O ışıktan varlık biraz geri çekildi. Daha önce ölen yakınlarım şeffaf ama ışıklı bir beden şeklinde yanıma gelerek bana bir kız çocuğunu gösterdiler. Onu çok sevdiğimi, onun da beni çok sevdiğini hissettim. Geri dönmem gerektiğini ve yapmam gereken görevlerim olduğunu bana sevgi kanalı adını vereceğim bir iletişim şekliyle aktarmaya başladıklarında çaresiz bir şekilde geri dönmem gerektiğini kabul ettim.

Hastane odasına geri dönüşüm çok hızlı oldu. Sanki ışınlanmıştım. Doktorlar panik içinde benimle uğraşıyorlardı. Odanın bir köşesinde ise yukarıda gördüğüm kız çocuğu gülümseyerek ameliyatımı izliyordu. Gerisi koyu bir karanlık..

Ameliyatımın üzerinden üç yıl geçti. Doktorlar ameliyat sırasında defalarca beni geri getirdiklerini ifade etmişler eşime. Geçen yıl eşim kimsesiz bir kız çocuğu olduğunu, istersek evlat edinebileceğimizi söylediğinde çok heyecanlandım. Sahipsiz bebek 10 günlüktü.

Hemen işlemleri başlattık ve iki ay sonra bebeğimize kavuştuk. Bir yaşına basmak üzere olan kızımız göklerdeki kız çocuğuna hiç benzemese de yüreğimde uyandırdığı sevgi aynı.

Sezgin AKSU

İstanbul