Sevdiğim kızla önümüzdeki bütün engellere rağmen evlenmeye karar vermiştik. Ailesi bu fikrimize mezhep ayrılığı nedeniyle karşı çıkmış, bunun için ısrar edersek sonumuzun ölüm olacağını açıkça ifade etmişti. Aradan geçen beş ay sevgimizi daha da güçlendirmiş ve çok nadir görüşmelerimizin birinde kaçma planı yapmıştık.

O gece sevdiğimle anlaşmış olduğum gibi bir araba kiralayarak evlerinin köşesine gidip beklemeye başladım. Kapı açıldığında eve doğru birkaç adım attım ve sevdiğim kızın korku içinde bana doğru koştuğunu gördüm. Yanına koşarak gidip elinden tutarak hızla arabaya doğru giderken bir silah sesinin ardından büyük bir acıyla kendimden geçtim.

Bir anda her şey sanki silinmiş ve inanılmaz derecede hafiflemiş olarak yerde kanlar içinde yatan bedenimi seyrettiğimi gördüm. Yüzükoyun yatıyor ve başımda çılgına dönüp kendini yerden yere atan sevdiğim kızın sürüklenerek eve götürülüşünü seyrediyordum. Yardım etmek istedim ama o anki bedenim buna müsaade etmiyordu; çünkü, yalnızca görebiliyordum. Yaptırım gücüm, kuvvetim; açıkçası, fiziki bedenim yoktu. Sanki şeffaf bir hal almıştım. Tekrar yerde yatan bedenimin olduğu yere yöneldim. Hâlâ yüzükoyun yatıyordum. Kiraladığım arabanın şoförü yanıma gelerek beni kucağına aldı, arabaya taşıdı; ben de bedenimin bir karış üzerinden onları görüyor ve merakla seyrediyordum. Araba Devlet Hastanesi›nin önünde durdu. İçeriden beni almaya gelen görevliler koştular.

Hastanede ambulans şoförü olarak çalışan kuzenim beni görünce bağırarak, "Kim yaptı?" diye ağlarken ben birden bir balonun yavaş yavaş şişirilmesi gibi bir duygu i’ şişmeye başladığımda tarifi çok güç olan parlak bir ışığı içinden geçtim. Bulunduğum yeri algılamaya çalışırken birçok kişinin, "Ben neredeyim, bana ne oldu?" gibi sorular sorarak bulutumsu bir bedenle dolaştıklarını gördüm. Bu kişiler her yaştan ve farklı cinstendi. Tam o sırada garip b kapının önünde toplandık. Garip bir kapı diye adlandırıyorum; çünkü, surla kapı arasında çok büyük bir yapıydı. Nereden geldiğini anlayamadığım ışık huzmesi görünümünde nurdan iki varlık aramızda uçar gibi dolaşıyor, dokunduklarının yanında iki kişi daha oluyor ve onlar o kapıdan içeriye geçebiliyordu, içeriye geçenlerin yanındakiler onları: melekleri olarak beynimde algılandı. Geride kalanların melekleri yoktu.

Bunu düşündüğüm an yine düşünce yoluyla bizim geri döneceğimizi algıladım. Ve o anda bulutumsu bir pencerenin içinde sevdiğim kız ve benim görüntüm belirdi. Yalnız benim parmaklarım üzerindeki ışıktan, sol elimin garip bir şekil aldığını fark ettim. Sonrası ise koyu bir karanlık. Aradan yedi ay geçti, evlendik. Eşimin kardeşinin yaşının küçük olması ve benim şikayetçi olmamam sonucu az bir ceza aldı. Şimdi onbir yıllık evliyiz ama omzumdan giren kurşun sinirlerimi zarar verdiği için sol elimin parmaklarını kullanamıyorum.

İlyas EKER

Malatya