Birsen GÜRDİL / Geldi, geliyor derken kara kış öyle bir geldi ki meteorolojik tahminleri bile alt üst etti. Doğu illerimizde özellikle tarihinin en soğuk günlerini yaşarken termometreler 0’ın altında 35’e kadar indi. Yine kara kışın ne olduğunu bilmeyen Alanyalılar, karla karşı karşıya gelmişlerdir. İstanbul’da ise bazı yerlerde karın 30-40 santimetreye ulaştığı da görülmüştür. Başkent Ankara bütün uyarı ve ikazlara rağmen soğuk kışa yenik düşmüş, göller donmuş, yüzlerce araç kaygan yollarda birbirlerine toslayarak sayısız trafik kazaları meydana gelmiştir. Tüm soğuğuna rağmen karlı havayı pek çoğumuzun sevdiği de bir gerçektir. Beyaz örtünün meydana getirdiği doğal güzellikler insanoğluna ayrı bir zevk ve huzur vermektedir. Cennet yurdumun kar altında kalan bölgeleri birer kartpostal güzelliği içinde sizleri beklediğini de söyleyebilirim. Bu günlerde ve bu mevsimde şayet vaktiniz ve mali gücünüz varsa sizlere görmenizi tavsiye edeceğim güzel yurt köşelerimizden birkaç örnek vermek isterim. Kars, şayet uzak demezseniz, bu ilimizi kışın mutlaka ziyaret etmeniz gerekir. -35 derecenin altında seyreden soğuklar yüzünden donan Çıldır Göl’ü sizi şaşırtabilir. Atların çektiği kızaklarla bu göl üzerinde gezmenin zevkini mutlaka çıkartın. Hele buzu kırıp gölden çıkarılan sazan balıklarının tadına mutlaka bakmalısınız. Kapadokya, yazın başka, kışın daha başka bir güzelliği ile gelen yerli yabancı turistleri büyüleyen bu belde de peri bacaları, kaya içi oteller, lezzet zengini mutfağı ve Üçhisar’dan vadide uçan balonları seyretmek ayrı bir zevktir. Ayder Yaylası, şayet bugüne kadar doğanın bir harikası olan bu yaylalara çıkmadıysanız çok şey kaybetmişsiniz demektir. Kışın lapa lapa yağan karın yarattığı doyumsuz manzaranın size vereceği ruh sağlığını hesaba katıp bu kış bu yaylalarda kısada olsa bir tatil yapmayı ihmal etmeyin. Hele tereyağında pişirilmiş sazan balığının tadına bakmayı unutmayın. Artvin-Maçahel, gölleri, şelaleleri, baş döndüren ormanları ile her geleni mutlu edecek özellikler taşımaktadır. Birbirinden farklı ağaçların arasından süzülen güneşin beyaz kar üzerinde yarattığı doyumsuz manzarayı görmek ve yaşamak istiyorsanız, bu yöreyi seyahat programınıza ilave etmeyi unutmayın. Doğubayazıt, şayet bugüne kadar Doğubayazıt’a gidip, meşhur İshak Paşa Sarayı’nı görmediyseniz büyük fırsat kaçırmışsınız demektir. Osmanlı, Selçuklu ve Fars mimarisinden esinlenerek inşa edilmiş olan yapının bir özelliği de Ağrı dağı ile karşı karşıya olmasıdır. Yaz-kış tepesinde kar eksik olmayan bu dağın gururlu duruşu insana uhrevi bir duygu veriyor. Abant-Bolu, başkentli doğaseverlerin tercih ettikleri Bolu’nun Abant yöresine kelimenin tam anlamı ile bir doğa harikası demek doğru bir tanımdır elbette. Yağan kar taneleri ile beyaza bürünen çam ağaçlarının verdiği görüntü gelenleri adeta büyülemektedir. Ufak bir gölün çevresinde doyumsuz bir güzellik veren beyaz karın üstünde atlı kızaklarla dolaşmanın da tadına doyum olmamaktadır. Kartpostal güzelliği veren Abant’a günü birliğine gitmekte mümkündür. Kartepe, İstanbul’a bir saat uzaklıktaki Kartepe kayın ve çam ağaçlarının sırt sırta verdiği, yağan karla adeta bir bulut zümresine dönen bu yerde kayak yapmakta mümkündür. Kocaeli’ni de gelmişken ziyaret etmeniz mümkündür. Kızkulesi, İstanbul’un incisi boğazın pırlantası Kızkulesi, yazın olduğu gibi bu karakış günlerinde de zevkle izlenebilinecek bir yerdir. İstanbul dışına çıkma imkanı olmayan doğaseverler, kar altındaki kız kulesini günün her saatinde ziyaret edebilirler. Eğer yemek servisi yapılan bölümünde oturursanız Topkapı ve Dolmabahçe saraylarını, önünüzden geçen devasa gemileri de izleme imkânı bulabilirsiniz. Eymir Göl’ü, Gölbaşının dolayısıyla Ankara’nın deniz özlemini gideren tek yeri olan bu gölün yanı sıra yıllardan beri Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ODTÜ’nün arasında problem olan Eymir Gölü, Melih Gökçek’in ağır bastırması sonucu halka açık bir yer hüviyetine kavuşmuştur. Geride bıraktığımız yıllarda sadece üniversite mensuplarının girip tabiatın bu güzel köşesinden doğa ile baş başa kaldıkları Eymir Gölü, bundan böyle tüm Ankaralıların hizmetine sunulmuş bir yer olarak hepimizi sevindirmiştir. Gerçi başkentin muhtelif yerlerinde deniz hasretini giderecek göletler de mevcuttur.