Birsen GÜRDİL Kızılay’ımız gerek ülkemizde ve gerekse dünyanın neresinde olursa olsun doğal felaketler karşısında mağdur olmuş tüm insanların her zaman yanında yer almış bir yardım kuruluşudur. Son olarak kardeş ülke Suriye’den Esad’ın zulmünden kaçıp yurdumuza sığınan milyonlarca insana kollarını açan Kızılay’ın bu talihsiz göçmenlere karşı yaptığı insanüstü yardım ve alaka bugün bütün dünyanın takdirini kazanmıştır. Kızılay’ımız yurtiçinde olduğu gibi, Sudan, Somali, Suriye, Yemen, Filistin gibi mağdur ülke halklarına her türlü yardımı halen de yapmaktadır. Ülkemizde iftihar ettiğimiz bu kuruluşun ilginç bir var oluş hikâyesi de vardır. 1868’li yıllarda birkaç cephede savaşan Osmanlı askerlerinin yaralarını sarmak, hastalananlara bakmak üzere 11 Haziran 1868 yılında yardım cemiyeti adı altında kurulan birlik, 1877’de Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti, daha sonra 1923’te Türkiye Hilallahmer Cemiyeti, 1935’te Türkiye Kızılay Cemiyeti, 1947 yılında ise ismi Türkiye Kızılay Derneği olarak faaliyetlerini sürdürmeye başlamıştır. 20 Mart 1921Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti Hanımlar Heyet-i Merkeziyesi adıyla kurulan bu topluluk hasta ve yaralı askerlere bakmanın ötesinde o yılların ünlü kadın doğum doktoru Besim Ömer Paşa’nın 27 Ocak 1914 Salı günü İstanbul Üniversitesi (Darülfünun) konferans salonunda yaptığı konuşmalardan etkilenen İstanbullu hanımlarda askerlere her türlü yardımda adeta birbirleriyle yarışır hale gelmişlerdir. Çorap, atkı, iç çamaşırı, eldiven gibi giysileri elleri ile yapan hanımların bu gayretleri, yıllarca sürmüştür. Dr. Besim Ömer Paşa’nın konuşmalarından etkilenen dört İstanbullu Hanım ise hocanın verdiği konferanslardan tuttukları notları daha sonra kitap haline getirmişler. “Hanımevfendilere Hilal-i Ahmer’e dair konferans” adlı bu kitap ise 1914 yılında yeni harflerle basılmıştır. Bu yardım faaliyetlerine durmaksızın sürdüren hanımlar, Dr. Besim Ömer Paşa’nın öncülüğünde bu kez de Türkiye genelinde faaliyetlerini sürdürmekten geri kalmamışlardır. Daha bilinçli yardım için 1914 yılında bakıcılık kurslarını başarı ile bitiren hanımlara 14 Ağustos 1914’te Sanayi Madalyası tevdi edilmiştir. İstanbul sokaklarında Hilal-i Ahmet çiçekleri satılmıştır. 25 Ocak 1925’de ilk kez Kızılay yardım amacıyla bir müsamere düzenlemiş ve yine o yıl, hanımlar cep kitabı diyebileceğimiz boyutlarda 1915 yılına ait bir takvim Ahmet İhsan Matbaasında basılarak satışa sunulmuştur. Oldukça muhteviyatı az olan bu kitapçıkta resim ve çizim bulunmamasına rağmen yapıt yinede ilgi görmüştür. 1916-1917-1918-1919 ve 1920 yıllarında Osmanlı Halil-i Ahmet Cemiyeti Hanımlar Heyet-i Merkeziyesi adı altında takvim yıllarca yayımlanmıştır. Bu eserlerde Dr. Besim Ömer Paşa’nın öncülüğünde Osmanlı kadınlarının savaşta yaptıkları, kadın, aile, çocuk sağlığı, sosyal hayat, hemşirelik, ebelik, hastabakıcılık gibi birimlerle zenginleştirilen takvimler birer belgesel olarak Kızılay’ın başarılı çalışmalarına daima ışık tutmuştur. Kızılay takvimlerinin aşırı ilgi görmelerinin üzerine devrin tanınmış şairleri Faik Ali Ozansoy, Abdülhak Hamid Tarhan, Hüseyin Daniş, Sadık Vidanı ve Tevfik Fikret gibi ünlü edebiyatçıların yazı ve şiirlerine de yer verilmiştir. Her geçen gün Kızılay’ın felaketler karşısındaki üstün çabasına şahit olan ülke vatandaşları yine Kızılay’a gelir sağlamak amacıyla satışa sunduğu rozetler, küpeler, kolyeler, kartpostallar, çeşitli hanım süsleri gibi objelere büyük ilgi göstermişlerdir. 1977 yılının takviminde ilk defa Hilal-i Ahmer hanımlarının çalışmalarını gösteren fotoğraf yer alırken yine o yılın takvimi ilk kez kuşe kâğıda basılarak piyasaya sürülmüştür. 1918’de basılan takvimde resimler ve fotoğraflar bol miktarda kullanılmıştır. 1920 yılındaki takvimde ise Kızılay’ın ne gibi görevleri olduğu ele alınmıştır. 1920 yılında takvim son kez basılmaktadır. Zira o yıllarda kaliteli kâğıt bulmanın zorluğu bir tarafa savaşların getirdiği sıkıntılı yıllarda çeşitli bulaşıcı hastalıkların özellikle veremin salgın halde yayılması takvimin basılmasını zora sokmuştur. Halife Abdülmecit Efendinin ve Dr. Adnan Adıvar’ın birer yazıları ile yayın hayatına son veren takvimin o yıllardaki neşriyatları Osmanlı kadınlarının bilinçlenmesinde büyük katkı sağlamıştır. 6 kez yayımlanan bu takvimlerin ülke genelinde pek çok kadınımızın aydınlanmasının ötesinde 3 bin 559 atasözünün yer almış olması da kültürümüz bakımından bugünlere gelinceye kadar Türkiye Kızılay Derneği, milyonlarca mağdurun yanında olmuş. Büyük felaketlerde, felaketzedeler yanı başlarında daima Kızılay’ı bulmuşlardır. Kızılay’ımızın tüm çalışanlarını gönülden kutlarım. İyi ki varsınız.