Türk Kızılayı Genel Başkan Vekili Kınık: "Kızılay, çatışma çözümleme, insani arabuluculuk, barışın tesis edilmesi, güven artırıcı tedbirler gibi uluslararası insani diplomasi alanında aktör olacak"

ANKARA  - Türk Kızılayı Genel Başkan Vekili Kerem Kınık, "Daha uluslararası bir Kızılay görülecek. Türk Kızılayı, çatışma çözümleme, insani arabuluculuk, barışın tesis edilmesi, güven artırıcı tedbirler gibi uluslararası insani diplomasi alanında aktör olacak." dedi.

Kınık, 2020 vizyonu kapsamında "Güçlü Türkiye, Güçlü Kızılay" sloganıyla hareket ettiklerini söyledi.

Türkiye'nin, toplumu, milleti, ekonomisiyle güçlendiğini ifade eden Kınık, ülkenin, dünyanın 16. büyük ekonomisine sahip olduğunu vurguladı.

Güçlenen devlet mekanizmasına, insani yardım faaliyetlerinin de ayak uydurmasını sağlayacak yeni vizyonun belirlenmesi gerektiğini dile getiren Kınık, Türk Kızılayının her geçen gün daha da güçlendiğini ve bunları yerine getirecek potansiyelde olduğunu bildirdi.

Türk Kızılayının 148 yaşında köklü bir kuruluş olduğunu belirten Kınık, kurumun, bu sürede her dönem ülke içi ve dışında, insani yardım hizmetlerinde model alındığına dikkati çekti. Kınık, "Misyonumuz, afetler ve olağan dönemlerde ihtiyaç sahipleri ile korunmasızlara yönelik yardım sağlamak, toplumda yardımlaşmayı, güvenli kan teminini gerçekleştirmek ve zarar görebilirliği azaltmaktır." diye konuştu.

Kınık, Türk Kızılayının 2020 vizyonu kapsamında yeni stratejik hedefleri olduğunu kaydetti.

Bunların yeni Stratejik Eylem Planı ile belirlendiğini anlatan Kınık, bu kapsamda yeni ihtiyaç analizlerine göre stratejinin güncellendiğine işaret etti. Kınık, nisandaki kongrede, şubelerle istişare edilerek olgunlaştırılan yeni eylem planının genel kurula sunulacağını ifade etti.

"GÖÇ HİZMETLERİ

DEPARTMANI GELİŞTİRİLECEK"

Yeni eylem planında öne çıkan başlıklar hakkında bilgi veren Kınık, göç hizmetleriyle ilgili faaliyet gösteren departmanın geliştirileceğini söyledi.

Türkiye'nin göç konusunda 5 yıl öncesine göre çok farklı bir konumda bulunduğunu vurgulayan Kınık, "Bundan 5 yıl önce 'göç' denildiğinde binli rakamlarla konuşulurken, şimdi 3 milyon mülteciyi ülkemizde barındırıyoruz." dedi.

Artan göç nüfusu karşısında Türk Kızılayının kapasitesinin değiştiğini dile getiren Kınık, şöyle devam etti:

"Bu çerçevede, göçün kaynağında durdurulmasına yönelik uluslararası operasyon kapasitesi kuruyoruz. Bu, tamamen yeni bir çalışma. Örneğin Suriye'de Rus saldırısı olduğunda ve buradan Türkiye'ye bir göç dalgası yöneldiğinde, bunun o ülkenin topraklarında durdurulması ve orada hizmetlerin verilebilmesi için uluslararası kapasite gerekiyordu. Kızılay, şimdi bu kapasiteye erişti. Türkiye, başka bir ülkenin desteği olmadan orada hizmet verebilecek güçte.

Son olarak Rusya'nın gerçekleştirdiği operasyonların ardından yaklaşık 100 bin kişi, Suriye tarafından Kilis'in hemen altında tamponlandı. AFAD, Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle yaklaşık 10 kamp kuruldu. Orada, Türkiye şartlarında verilen kamp hizmetleri verildi ve göçmenler kendi ülkelerinin topraklarında kaldı."

"DAHA ULUSLARARASI BİR KIZILAY GÖRÜLECEK"

Kınık, "burada kurulan kamplarda can güvenliğinin nasıl sağlandığına" ilişkin olarak da "Bu Kızılay'ın sorumluluk alanı değil ama burada bir defakto güvenli bölge oluştu. Yani Türkiye sınırına çok yakın ama Suriye topraklarında bulunan bir defakto bölge... Dolayısıyla Türkiye'nin angajman kuralları var. Biz de bu bölgelerdeki koordinatları Birleşmiş Milletler ile paylaşıyoruz. O çerçevede, göçmenler kendi ülkelerinin topraklarında olabilecek en güvenli bölgede oluyorlar." ifadelerini kullandı.

Türk Kızılayının uluslararasılaşmak için önemli adımlar atacağını bildiren Kınık, şunları kaydetti:

"Daha uluslararası bir Kızılay görülecek. Türkiye, çatışma çözümleme, insani arabuluculuk, barışın tesis edilmesi, güven artırıcı tedbirler gibi uluslararası insani diplomasi alanında aktör olacak. Örneğin Suriye'de Madaya diye bir bölgede insanlar muhasara altında. Gıda verilemiyor, açlıktan ölümler oluyor. Burada insani diplomasi sürecinin yürütülmesi gerekiyor. Bu noktada da Türkiye, ilgili yerlerle görüşmeler yaparak, oraya insani yardımların ulaştırılmasını sağlayacak."

"KIZILAY-KIZILHAÇ FEDERASYONU BAŞKANLIĞINA ADAY OLACAĞIZ"

Türk Kızılayının 2017'de, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Federasyonu Başkanlığına adaylığının söz konusu olduğunu dile getiren Kınık, "İstanbul'da genel kurul yapılacak ve yeni dönemde 195 Kızılay-Kızılhaç hareketi üyesinin liderliğine soyunacak." bilgisini verdi.

 Özellikle kan hizmetleri alanında, Türkiye'nin ihtiyacının yüzde 100'ünü karşılamayı hedeflediklerini anlatan Kınık, "Şu anda ihtiyacın yüzde 80'nin üzerinde bir miktarını karşılıyoruz." diye konuştu. Kınık, Türkiye'de yıllık 2,5 milyon ünite kana ihtiyaç duyulduğunu, bunun 1,9 milyonunun Türk Kızılayınca temin edildiğini söyledi.

Kan ürünlerinin üretiminde milli rolün güçlendirileceğine de işaret eden Kınık, "Plazma fraksinasyon hammade tedarikçisi olacağız ve Plazma Fraksinasyon Fabrikası 2017 sonuna kadar kurulacak." dedi.

Kınık, bu şekilde kan ürünlerinde dışa bağımlılığın sonlandırılacağını sözlerine ekledi.
Editör: TE Bilisim