Birsen GÜRDİL- Bir süreden beri yaz tatilimi geçirmekte olduğum Çanakkale’nin Ege’ye açılan kapısı Küçükkuyu beldesinden değil, burada hayatta kalma mücadelesi veren esnaftan, Türkiye genelinde yüzlerce bakkalın önemli bir sorununa değinmek istiyorum.

Pek çok ilimizde AVM olarak açılıp, küçük bütçeli bakkal ve işyerlerine büyük darbe vuran bu dev bütçeli süpermarketler. Yaz aylarında ise sahillerimizin tatil beldelerine göz dikmektedir. Örneğin, Ezine, Ayvacık, Küçükkuyu, Altınoluk, Güre, Akçay, Edremit, Ayvalık ve Cunda gibi daha pek çok belde o yerlerde yaşam mücadelesi veren bakkal ve benzeri gıda satan esnafa büyük darbe vurmaktadır. Bu konu uzun yıllar gündeme gelmiş, AVM’lerin Pazar günleri kapalı kalması istenmişse de her AVM’nin arkasında büyük holdinglerin büyük para babaları olduğu için bu istem ne yazık ki halen yerine getirilmemiştir. Bu konuyu neden ele aldığıma gelince: Küçükkuyu Atatürk Bulvarı üzerinde bakkal, plastik ve cam objeler satan bir iş yerinin duvarında asılı devasa bir protesto afişini görünce "Demek burada da esnaf kan ağlıyor" diyerek bu işyerine girip, sahibi ile tanışıp, sorunlarını dinlemek istedim.

Reşat Albayrak adlı bu esnaf 55 yıldan bakkallık ve zücaciyelik yaparak eşi ve çocukları ile ayakta kalma mücadelesi vermektedirler. İşyerinin üstüne astığı devasa protesto afişini sorunca yüreği kan ağlayan Albayrak, peş peşine sıraladığı cümlelerle derdini şöyle özetlemiştir.

"Türk iş adamları ve sanayicilere sesleniyorum" diyerek büyük patronları ve politikacıları hedef alan Albayrak "Esnaf kültür demek, köylü demek, kasabalı demek, şehirli demek. Yanlış politikalarla bizleri yok ettiğinizin farkında mısınız? Uyguladığınız yanlış politikalar zengini daha zengin, zengini daha da zengin yaptığınızın farkında mısınız? Yasa uygulayıcılar AVM lerle toplumu tüketim köleleri yaptığınızın farkında mısınız?" diyerek ülke genelinde küçük esnafın dertlerine derman olmak isteyen Reşat Albayrak 10x5 metre büyüklüğündeki bu protesto afişi ile gelen geçenin dikkatini çekmekte ve halk, haklı bu isyana taraf olmaktadır.

Soyadı Albayrak olan Reşat’a Küçükkuyu’da herkesin Bayrak amca demesinin nedenini de bu arada öğrenmiş oldum. Türk bayrağını yılın 12 ayı işyerinden indirmeyen "kışın 8 bin kişinin yaşadığı Küçükkuyu’da esnaf iş yapabilmek, ayakta kalabilmek için yaz aylarının gelmesini bekliyor. Yazın artan nüfus belki yüzümüzü güldürür derken mini süpermarket olarak buraya yerleşen bu dev marketler, bir süre sonra iş yerlerini genişleterek küçük esnafın ekmeğini elinden almaktadır. Bakın şu an Küçükkuyu’da tam 13 dev süpermarket faaliyet göstermektedir. Bizler karnımızı bile zor doyururken bu holdinglerin para babaları paralarını başka işlere yatırarak işsiz milyonlarca gence yaşama imkanı versinler. Küçük esnaf kan ağlıyor. Bu dev marketlerle mücadele etmek mümkün değil. Yetkililer, politikacılarımız halimizi bildikleri halde işlerine gelmediği için işin içine girmiyorlar. " diyerek isyanını dile getiriyor. Bugün Küçükkuyu’da pek çok esnaf iflas edip işyerlerini kapatmış, bulvar boyu sağlı sollu sıralanmış kahvelerde günlük ev geçimini çıkarmak için el gözlemektedir. Tabi kan ağlayan esnaf sadece Küçükkuyu’da olmayıp, Türkiye genelinde bu acı tablo sergilenmektedir.

Değerli meslektaşım Sabah gazetesi "Yakından Kumanda" köşe yazarı Yüksel Altuğ sütunlarında bu konuya değinmiş ve yazısını şu şekilde bitirmiş: Ferhan Şensoy’un "Kahraman bakkal süpermarkete karşı" demek ki 30 yıldan bu yana memlekette değişen bir şey yok. Süpermarketten alışveriş yapıyorsunuz ama cenazenize mahalle bakkalı geliyor.

Değerli okurlarım lütfen alışverişlerinizi bu tip marketlerden yapın. Binlerce bakkal çalışanına yaşam hakkı verelim.
Editör: TE Bilisim