Mehmet Necati GÜNGÖR  Diyanet İşleri Başkanlığı’nın verilerine göre ülkemizde 300’ü yatılı olmak üzere toplam 15 bin Kur’an kursu var. Yatılı Kur’an kurslarına kayıtlı öğrenci sayısı 61 bin 500. Bu öğrencilerden 30 bini hafızlık eğitimi almış. 1976 yılından beri kayıtları tutulan hafızların sayısı 2015 yılı itibariyle 120 bin 80’e ulaşmış. Bu kurslar, halkın yaptırdığı binalarda faaliyetlerini sürdürüyorlar. Modern ve sağlıklı binalar. Yatılı Kur’an kurslarına yazılan öğrenciler, daha çok yoksul aile çocuklarındın oluşuyor. Bir kısmı, çocuğum dinini öğrensin, öldüğümde mezarıma gelip yasin okusun diye gönderiyor çocuklarını bu kurslara. Kurslardan mezun olan çocukların gelir kaynakları son derece sınırlı. Ya Ramazan ayında hatim okuyarak, ya da mezarlıklarda Yasin okuyarak hayatlarını kazanıyorlar. Çünkü meslekleri yok. İçlerinden şanslı olanlar, İlahiyat tahsili yapabilirlerse Diyanet kadrolarında ya imam, ya da müezzin kadrolarına atanıyorlar. Eski Milli Eğitim Bakanlarımızdan rahmetli  Avni Akyol, bu kursların Örgün Eğitim’e dahil edilmeleri, bu çocukların birer meslek sahibi yapılmaları için çok uğraştı. Bu konudaki çalışmaları yürütürken rahmetli oldu. Kendisi ile Kültür Bakanlığı’nda yakın çalışma içinde olmuştum. Değerli bir eğitimciydi. Bu konudaki fikrimi rahmetli Akyol’a iletme imkânım olmuştu. Demiştim ki: “Bu çocuklar bu kurslardan mezun olunca ne yapacaklar? Ya Ramazan ayında hatim okuyarak, ya da mezarlıklarda Yasin okuyarak hayatlarını kazanmaya çalışacaklar. Oysa, onların aynı zamanda birer meslek sahibi olarak hayata atılmalarını sağlamak lâzım. Yoksa, çok yazık olacak çocuklarımıza.” Ne yapılabilir? Modern Ahi Eran tarzı eğitim yapılabilir meselâ. Her mesleğin ustaları vardır. O ustalar bu kurslarda görevlendirilebilir, gerekli teknik altyapı da oluşturulabilirse Kur’an kurslarından birçok meslek erbabı ekonomiye katılabilir. Erkekler için bilgisayar eğitimi, kızlar için yine bilgisayar eğitimi ve el işleri. Buralarda üretilecek el işlerine özellikle Avrupa ülkelerinden çok talepler gelecektir. Zira, Başbakanlıkta Orta Direğin Kalkındırılması çalışmaları yapılırken, böyle bir talep olduğunu keşfetmiştik. Düşünün; Ahilik anlayışı ile yetiştirilmiş, Güzel ahlâklı, iyi ustalar piyasaya girerse neler olmaz? Alın size bir ara eleman ordusu! Gelin, Kur’an Kurslarını bu şekilde yapılandıralım. Ne dersiniz?