Dünya’daki içilebilir tatlı suyun yüzde 2,5’in sadece yüzde 11’ini günlük yaşamımızda kullanıyoruz. Geri kalan yüzde 89’luk kısmını tarımda kullanıyoruz. Dünya nüfusunun yüzde 29’luk kısmının ise temel yaşam ihtiyacı olan suya ise hiç erişimi yok. Eski DSİ Yöneticisi ve Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız, Türkiye’de önlemler alınmazsa gelecekte kısmi su sıkıntısı yaşayacak ülkelerden olacağını açıkladı.

RAMAZAN ELES Dünya’daki içilebilir tatlı suyun yüzde 2,5’in sadece yüzde 11’ini günlük yaşamımızda kullanıyoruz. Geri kalan yüzde 89’luk kısmını tarımda kullanıyoruz. Dünya nüfusunun yüzde 29’luk kısmının ise temel yaşam ihtiyacı olan suya ise hiç erişimi yok. Eski DSİ Yöneticisi ve Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız, Türkiye’de önlemler alınmazsa gelecekte kısmi su sıkıntısı yaşayacak ülkelerden olacağını açıkladı. Su dünyada en çok bulunan ikinci madde. Canlıların yaşamı için çok fazla miktarda enerji depolar ve canlıların yaşamlarını sağlamaları için olmazsa olmaz yaşam kaynağıdır. Su dünya yüzeyinin yüzde 70’inden fazla olsa da dünyanın pek çok yerinde insanlar su yokluğundan büyük sorunlar yaşıyor. Dünyanın toplam yenilenebilir tatlı suyu yaklaşık olarak sadece tüm su kaynaklarının yüzde 2,5’i kadar. Geri kalan yüzde 67,5’lik kısmı tuzlu ve okyanus temellidir. Günlük yaşamımızda besin olarak kullandığımız suyun ise sadece yüzde 1’lik kısmı kolay erişilebilir durumda. Yani dünyadaki suyun sadece yüzde 0,007’si dünya nüfusunun beslenmesi için kullanılıyor. EN BÜYÜK SU SORUNU YAŞAYAN 17 ÜLKENİN 11'İ ORTA DOĞU'DA; TÜRKİYE 32’NCİ SIRADA Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü’nün rapora göre, dört ayrı kategori bulunuyor. 17 ülkenin 'aşırı yüksek derecede' gösterildiği raporda, Türkiye ikinci kategoride yani 'yüksek derecede su sıkıntısı çeken ülkeler' arasında yer alıyor. Türkiye'nin bulunduğu 2'nci kategoride Yunanistan, Suriye, Irak, Ermenistan ve Kıbrıs gibi komşu ülkeler var. Türkiye Ziraatçiler Derneği tarafından su politikaları konusundaki araştırmaları nedeniyle “2008 Yılı Başarı Ödülü”ne layık görülmüştür. Halen kendi mühendislik ve müşavirlik firmasını yürüten ve Su Politikaları Derneği Başkanı olan Dursun YILDIZ, mevut su sorunu ile ilgili 24 Saat’in sorularına şu yanıtları verdi: -Dünyada ve Türkiye’de su sorunun boyutları nedir? 2040 yılında dünya nüfusunun yüzde 70’i kentlerde yaşıyor olacak. Bu durumda su sıkıntısın az gelişmiş ülkelerin çok kalabalıklaşmış metropollerinde daha etkili olarak ortaya çıkması bekleniyor. Türkiye ise halen kronik bir su sıkıntısı çekmeyen ancak suyunu dikkatli kullanmak zorunda olan ülkeler kategorisinde. Nüfusumuz artıyor, sularımız kirleniyor ve iklim değişikliği etkisi de artıyor. Tüm bunlar ülkemizde önlemler alınmazsa gelecekte kısmi su sıkıntısı yaşayacak ülkelerden olabileceğimizi ortaya koyuyor. -2030’da küresel su sorunu yaşanacağı söyleniyor. Bilim insanları iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki baskısının artacağından söz ediyorlar. 2030 yılında bu gidişat bir küresel su sorununa döner mi bunu kesin olarak söyleyebilmek zor ama dünyanın birçok bölgesinde su ile ilgili koşulların bugünden daha iyi olmayacağı açık. -Temiz su kaynakları bilinçsizce mi kullanılıyor? Nüfus artışı, tarımsal sulama ve suyun verimsiz olarak kullanımı da buna eklenince birçok bölgede su kaynakları yetersiz kalmaya başladı. Bunun için bilgiden bilinç yaratmaya doğru gidişi hızlandıracak politikalara ihtiyaç var -Türkiye su sorunu yaşan ülkelerin arasında 32. sırada. Mevcut bir plan var mı? Ortadoğu’da su sorununun daha da kritik duruma gelmesi sadece bu bölgenin fiziksel su sorunu yaşaması değil. Bölge ülkelerinin büyük bölümünün suyu kendi ülkelerinin dışından geliyor. Bu nedenle su konusunda diğer ülkelerle işbirliği yapmak zorunda olan ülkeler. Bunların yanı sıra “Türkiye Ulusal Su Planı 2019-2023” de hazırlanıp yayınladı. Suyun havza ölçeğinde bütünleşik olarak yönetimi için kurumsal yapı hazırlıklarına da başladı. Bu çalışmalar önemli bir aşama kaydetti ancak yine de daha yapılacak çok iş olduğu görülüyor. Bu nedenle risk analizlerine ve krizler yaşanmadan önce tehlike ve risklerin yönetilmesi gerekir. -Su sıkıntıları nasıl önlenebilir? Öncelikle su doğal çevrim içinde oluşan bir doğal kaynaktır ve bir insan hakkıdır. Kamu hizmeti anlayışı ile toplumda en düşük gelir seviyesine sahip kesimlerin de karşılayabileceği veya onlara ücretsiz sağlanabileceği bir şekilde yönetilmelidir. Su hakkı ve sürdürülebilir sağlıklı su temini dengesinin çok dikkatli bir şekilde tutturulması gerekir. Su sorunu yaşanan dönemlerde veya suyun başka sektörlere tahsisi için su talebinin kısılmasında su ücretlerinin arttırılması bir yöntem olarak uygulanmaktadır. Su yönetiminde karar vericiler suyu en verimli şekilde yönetecek model ve altyapıları takip edip bu reformları hızla yapmalıdır.. -Musluk suyunun içilmemesinin nedeni nedir? Su kaynakları temiz değil mi? Su temininde öncelik suyun sağlıklı ve güvenilir olmasına verilir. Bu nedenle de arıtma sürecinde klor dozlaması yapılır. Bu sağlık önlemi çeşitli olumsuz koşullarda daha yüksek dozda yapılır ve suyun tat ve kokusunu az da olsa değiştirebilir. Bunun için maliyeti yüksek de olsa teknolojik ve kimyasal çözümler vardır.