Mehmet Necati GÜNGÖR  Sen de kardeşimsin ama, ben dostum demeyi tercih ettim. Bazılarınızın “biz kardeş değiliz ki…” diyerek itiraz kaydı düşeceklerini hissediyorum da ondan. Onun için “dostum” tabirini kullandım. Oysa, aramızda bin yıldan daha fazla bir kardeşlik hukuku var. Ama, nedense “kardeşiz” demekten çekiniyoruz. Çünkü, birtakım hainler aramıza kalın duvarlar ördüler. Çocukluğum ve gençliğim Erzurum’da geçti. Kürtlerle bir arada yaşadık. Çok güzel hayatlarımız vardı. Komşuluklarımız iç içe idi. Kız alıp kız vererek hısım oluyorduk, akraba oluyorduk. Komşuluklarımız hep üst seviyede, insanca idi. Birimizin derdiyle dertleniyorduk hepimiz. Çocukluğumda Kürt amcalarım, gençliğimde Kürt arkadaşlarım oldu hep. Rahmetli babam önce Demokrat Partide, sonra Adalet Partisinde parti başkanlığı görevlerinde bulundu. Partili arkadaşlarının bazıları işte o Kürt amcalarımdı. Meselâ Atik Palandöken, Meselâ Paşa Aydın, Meselâ Fetullah Taşkesenli, Meselâ Niyazi Yüksel, Meselâ Adurrezak Güvercin. Meselâ Mahmut Tanas. Meselâ Rıza Şimşeik. (Ve şu an unuttuklarım varsa özürle…) “Biz Türk milleti olarak” diye başlarlardı konuşmalarına. Hepsi çok iyi insanlardı. Onlar beni severdi, ben onları. Hepsini birer amca olarak görürdüm. Hepsini sıra sıra kaybettik. Şimdi çocuklarıyla amca çocuklarıyız. Birbirimizi sever, sayarız. Nifak dalgası bizleri hiçbir zaman etkilemedi. Yolumuza dostlukla, kardeşlikle devam ettik, halâ da öyleyiz. Size Abdurrezak Güvercin’den söz etmek isterim. Hınıslı Kürt amcam. Kızkardeşim öğretmen çıktı, ilk tayini Abdurrezak amcamın Hınıs’taki köyüne. Atladık otobüse gittik oraya. “Cihat beyin kızı, artık benim de kızımdır” diyerek bağrına bastı. Evinde oda bile ayırdı. Tayin Erzurum merkeze dönüştürülünce Hınıs’a gitmekten vazgeçti. Abdurrezak amcamız, sonradan rahmetli amcamın Gazeteciler Sitesi’nde komşusu oldu. Tadına doyum olmaz bir komşuluktu. Amcam da, çocukları da, Abdurrezak amcamızdan, eşinden ve çocuklarından hep övgü ile söz ettiler. Rahmetli oldu. Hepsinin mekânları cennet olsun. Onlar babamın arkadaşlarıydı, benim Kürt amcalarımdı. Birileri çıktı, aramıza ayrılık tohumları serptiler. Ama biz ayrılmadık, gönüllerimiz ayrılmadı. Etle tırnak gibiydik. Etle tırnak gibiyiz halâ. Kürtlerden bir de gelinimiz var. Çok memnunuz. Amcaoğlunun eşi, Erzurum’un en iyi matematik öğretmeni diye biliniyor. Kürtler genellikle iyi insanlardır. Kötüleri bölücü ve terörist oldular. Alevi kardeşlerimiz için yaptığım tespiti, Kürtler için de yapabilirim: Dedelerimiz, tarihin siperlerinde koyun koyuna yatıyorlar. İnanmayan gidip Çanakkale, Dumlupınar şehitliklerine baksın.