Mehmet Necati GÜNGÖR Muharrem İnce’nin Diyarbakır mitingini, genellikle Güneydoğuluların müdavimi olduğu bir kahvehaneden izledik. Partisini, “birleştirici, bütünleştirici Kürt partisi” diye tanımlayan Diyarbakırlı Alternatif Partisi Genel Başkanı Mehmet Burkan ve bazı dostlarla. Anlatılanlara göre, Diyarbakır Diyarbakır olalı böyle mahşeri bir kalabalığa sahne olmamış. Konuşmayı dinleyen Kürt vatandaşlarımız, yerlerinden İnce’ye tezahüratta bulundular, bazı dokundurmalarına ise kahkahalar atarak eşlik ettiler. Yani, anlayacağınız Kürt oyları İnce’ye gidecek gibi görünüyor. Mehmet Burkan, aynı zamanda eski bir araştırmacı. Bölge halkını iyi tanıyor, siyasi olayları çok iyi tahlil ediyor. Diyor ki: “Bana kalırsa bu iş bizim diyarlarda bitmiş.” Galiba, bu defa atı alıp Üsküdar’a gidecek olan İnce olacak. Milli görüş kökenli dindar bir dostumuz ise geçen gün telefonda şöyle dedi: “İster yolda olayım, ister evde. Bunların gidişini duyduğum yerde secdeye kapanıp, iki rekât da şükür namazı kılacağım.” İnce, çok iyi gidiyor. İnce ince hedefe doğru ilerliyor. Birinci turda olmasa bile, ikinci turda ipi göğüslüyeceğine inanılıyor. Siyasi polemikte ağzını hiç bozmuyor. Sataşmalara ince esprilerle cevap veriyor. Meydandaki “yuh!” seslerini anında durduruyor. “Biz bu toplumu kaynaştırmaya geliyoruz, siz ne yapıyorsunuz?” diye de sitemlerde bulunuyor. Tabii, çok sinirlendiği durumlar da oluyor. Meselâ cami içine montajlanmış harmandalı oynama, bisiklet sürme ve traktörle cami içinde tur atma gibi görüntülere fena halde öfkeleniyor. “Bunu yapanlar alçak ve namussuz insanlar.” diye haykırıyor. “81 milyonun içinde bir kişi de olsa, cami içinde harmandalı oynar mı?” Diye soruyor, Cevabı yine kendisi veriyor: “Ayıp, ayıp! Müslüman yalan söyler mi, müslüman iftira atar mı?”