ANKARA - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Musul'daki Türk askeri varlığına ilişkin, "Bizim oradaki varlığımız asla Irak halkının karşısında olan bir tutum değildir. Irak hükümetinin aleyhine olan bir durum değildir. Tam tersine DAEŞ ile mücadelede Irak hükümetine yardım etmek amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin unsurları orada eğitim amaçlı vardır, orada muharip unsurlarımız bulunmuyor. Abartılmış bir konudur, ben en kısa zamanda bu gerilimin düşürüleceğini ümit ediyorum" dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Kurtulmuş, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Musul'daki Türk askerinin nöbet değişimi, kamuoyuna yansıdı. Irak Merkezi Hükümeti de Türk askerinin Irak'tan çıkmasını isterken, Başbakan Davutoğlu da Irak Başbakanı İbadi'ye bilgilendirme mektubu gönderdi. Bu kapsamda, Türk askeri ne zamandan beri Irak'ta? Askerimiz Irak'ta hangi görevleri üstleniyor? Başika Kampı dışında hangi kamplarda ne tür eğitimler veriliyor? Bu, Irak yönetimi tarafından biliniyor muydu? Bu bir krize dönüştü mü, dönüştüyse nasıl aşılacak?" sorusuna Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Henüz bir krize dönüşmedi, her ne kadar Irak tarafı belli bir süre verdiyse de" yanıtını verdi.

Meselenin çok iyi tahlil edilmesi, açık bir şekilde gündeme getirilmesinin doğru olduğuna vurgu yapan Kurtulmuş, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki varlığının yeni bir durum olmadığını, Eylül 2014'ten bu yana burada Türk askerinin Peşmergelere eğitim verdiğini anımsattı.

Irak Merkezi Hükümeti İçişleri Bakanlığı'nın ve Musul'un DAEŞ tarafından kuşatılması üzerine, dönemin Musul Valisi'nin "Türkiye'den askeri eğitim" talep etmesi üzerine, Türk askerinin bu eğitimi verdiğini belirten Kurtulmuş, "Yaklaşık şimdiye kadar 2 bin 400 Peşmerge, Türkmen ve diğer bölgedeki Arap unsurlar, Musul'u kurtarmaya dönük hazırlıklar çerçevesinde eğitilmiştir. Dolayısıyla yeni olan bir durum değil" diye konuştu.

Takviye yapılan kampın, DAEŞ'in en son bulunduğu noktaya yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, orada Türk askerlerinin her an DAEŞ tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, bu çerçevede rutin bir takviyenin gerçekleştirildiğini, nöbet değişimi sırasında bir miktar daha askerin gönderildiğini bildirdi.

Türkiye kamuoyunda da Türk medyasında da meselenin abartılmasının, Irak Hükümetinde bir hassasiyet oluşturduğuna dikkati çeken Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Suriye ve Irak'taki gelişmelerin bölgeyi son derece hassas hale getirmiş olmasının verdiği bir hassasiyetle, Irak Hükümetinin beklenmeyen bir tepki verdiğini kaydetti.

Kurtulmuş, şunları söyledi:

"İşin başından itibaren merkezi Irak Hükümetiyle Türkiye irtibatlı olarak eğitim konusunda hareket ediyor. Bunun giderilmesi için önce Milli Savunma Bakanımız, Iraklı mevkidaşıyla görüştü, arkasından Sayın Başbakanımız, Irak Başbakanı Sayın İbadi'ye bir mektup kaleme aldı. Bunlar kamuoyuyla da paylaşıldı. Orada da 'Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı duyduğumuzu, Irak Hükümetinin bu konudaki hassasiyetini anlayışla karşıladığımızı' ifade etti. Ayrıca 'Irak Hükümetinin bu hassasiyetleri giderilinceye kadar ilave yapılması planlanan askeri sevkıyatın durdurulduğunu' söyledi. Dün de grup toplantısında Sayın Başbakan, 'En kısa zamanda Irak'a gideceğiz, Bağdat'ı ziyaret edeceğiz' diyerek de Irak Hükümeti ile aramızda oluşması muhtemel birtakım gerilimlerin önüne geçmeye çalışıldı. Mesele planlı bir askeri eğitimin bir parçasıdır, uzun süredir orada Türkiye bulunmaktadır. Bu eğitimleri vermektedir."

 Sadece Türkiye değil, Irak topraklarında bugün çok sayıda ülkenin DAEŞ'e karşı bir eğitim planının içerisinde bulunduğunu ve eğitim verdiğini anlatan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizim oradaki varlığımız asla merkezi Irak yönetiminin ya da Irak halkının karşısında olan bir tutum değildir. Irak hükümetinin aleyhine olan bir durum değildir. Tam tersine DAEŞ ile mücadelede Irak hükümetine yardım etmek amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin unsurları orada eğitim amaçlı vardır, orada muharip unsurlarımız bulunmuyor. Abartılmış bir konudur, ben en kısa zamanda bu gerilimin düşürüleceğini ümit ediyorum."

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin DAEŞ ile petrol ticareti iddiasına ilişkin, "Tam bir zırvadır. Türkiye'nin hiçbir terör örgütünden petrol almak gibi bir durumu olamaz. Bu Türkiye'ye karşı iftiradır. Türkiye hükümetine karşı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na karşı açık, aleni bir iftiradır. Bunu kabul etmek mümkün değildir" dedi.

Kurtulmuş, AA Editör Masası'nda editörlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Sınır ihlali yapan Rusya'ya ait savaş uçağının angajman kuralları gereği düşürülmesinin ardından Rusya tarafından yapılan açıklamalar ve Türkiye'ye dönük yaptırım kararlarına ilişkin değerlendirilmesi sorulan Kurtulmuş, "Maalesef bu 'gerilim', 'kriz' diyelim adına ne dersek diyelim sonuçta burada da Türkiye gerilimi yükselten taraf değildir" karşılığını verdi.

Sınırı, hava sahası defaatle ihlal edilen, uyarılarını defalarca yapan ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Bu anlamda sınırları ihlal edilen ve tehdit altında olan Türkiye'dir. Bunu o zaman söyledik, 'O an kimliği bilinmeyen bir uçaktır. Eğer Rus uçağı olduğunu bilseydik...' Bu da bazıları tarafından yanlış değerlendirildi, 'Sonuç böyle olmazdı'. Bunu söylerken sürekli ifade etmek istediğimiz şey şudur, biz Rusya'nın Türkiye toprakları üzerinde hasmane bir tavrı olmadığını bildiğimiz için daha rahat davranırdık manasında bir sözdür. Ama sonuçta sınırları ihlal edilen Türkiye'dir. Bundan sonra Rusya'nın sanki bunu Türkiye bilerek kasten, taammüden Rusya'ya karşı bir düşmanca tavır olsun diye bunu yapmış gibi algılaması, bir kere Rusya'da yanlış bir algının üzerine oturtulmuş bir siyaset, stratejinin olduğunu görüyoruz ki bu komşumuz, dostumuz, stratejik müttefikimiz olan Rusya ile ilişkilerimiz bakımından doğru bir tavır değildir, Rusya bakımından doğru bir tavır değildir. Dolasıyla biz diplomatik ve askeri kanalların açık tutularak, bu konuyla ilgili bütün müzakereleri yapmaya bugün dahi açık olduğumuzu ifade ediyoruz."

"RUSYA AÇISINDAN BİR ÇİFTE STANDART"

Süreçte Rusya'nın birtakım ekonomik tedbirlerinin gündeme geldiğini hatırlatan Kurtulmuş, "Bu ekonomik tedbirleri de doğru, anlamlı bulmadığımızı ifade ediyorum" diye konuştu.

Kurtulmuş, bütün Batı dünyasının Ukrayna krizi nedeniyle Rusya'ya ambargo koyduğunu ama Türkiye'nin buna uymayan ülkeler arasında yer aldığını anımsatarak, şunları söyledi:

"Biz komşumuz olan Rusya'nın bu ambargo tehdidi altında kalmasını doğru bulmadık, o gün de bulmadık. Bugün de Rusya'nın başka bir şekilde Türkiye'de bu gerilimi bahane ederek bir ambargo uygulayan ülke durumuna gelmesine de Rusya açısından bir çifte standart olarak görürüz. Bunun da önemli olmadığını düşünüyoruz. Türkiye, çok açık söyleyeyim, bunları, Rusya'nın aldığı veya alması muhtemel bütün ekonomik tedbirleri tek tek inceledi. Bunlarla ilgili olarak ilgili bakan arkadaşlarımız çalışmalarını yaptılar. Ekonomik anlamda da siyasi anlamda da en iyi-en kötü senaryolar gündeme getirildi. Şunu çok açık söyleyebilirim, Türkiye bütün bu senaryolara karşı hazırlıklıdır. Türkiye'nin de tabii ki Rusların atacağı ilave adımlara karşı alacağı tedbirler vardır ama yine ümit ediyoruz ki bu tedbirleri Rusya'nın da almasına, bizim de mukabil tedbirleri geliştirmemize gerek olmasın ve Türkiye - Rusya arasındaki bu gerilim müzakereyle anlaşmayla çözülsün."

"AÇIK, ALENİ BİR İFTİRADIR"

Rusya'nın "Türkiye ile DAEŞ'ın petrol ticareti yaptığı" iddiası hatırlatılan Kurtulmuş, "Bu, kusura bakmayın biraz diplomatik olmayacak ama tam bir zırvadır. Yani Türkiye'nin hiçbir terör örgütünden petrol almak gibi bir durumu olamaz. Bu Türkiye'ye karşı iftiradır, Türkiye Hükümetine, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na karşı açık, aleni bir iftiradır. Bunu kabul etmek mümkün değildir" dedi.