Mehmet Necati GÜNGÖR / Hollanda deyince, Erzurum’u Türkiye’nin Hollandası yapmak için ömrünü tüketen bir tarım adamı aklıma geldi. Erzurum Ziraat Odası’nın iz bırakan başkanı M. Hulusi Aksu. Çiftçinin ve köylünün gelişmesi için çırpınıp durdu. İyi bir tütün tiryakisi idi. Sigaranın birini yakar, birini söndürürdü. Sonunda ciğerleri iflas etti, onu bir yaz günü kaybettik. Güler yüzlü, yakışıklı,  güzel bir insandı. Hayvancılık o zamanlar da bu günkü kritik noktaya doğru gidiyordu. Bilimselliğe inanan Aksu, Erzurum Ziraat Fakültesi ile işbirliği halinde çalıştı. Modern hayvancılığı Erzurum’a getirmek için çabaladı. “Oradaki inekler 30 kilo süt veriyor, bizim kara inekler ise üç beş kilo. Bu böyle devam etmemeli. Modern hayvancaılığa geçiş yapmalıyız.” Deyip durdu. Girişken bir insandı, ilgili bakanla, dönemin Başbakanlarıyla  hep Erzurum tarımını konuştu. Aynı zamanda muhtardı. Rizekent köyünün yarım asırlık muhtarı. İki şapkalı bir tarım adamıydı. Muhtar ve Ziraat Odası Başkanı. Bu iki sorumluluğu birlikte yürüttü. Hayatını hiçe sayarcasına. O zamanlar Hükümet gazyağı tahsisi yapıyor. Erurumlu muhtarlara dağıtılmak üzere gazyağı tenekeleri gelmiş. Başkan, o dağıtımı yapmak üzere evinden çıkmış,  koşarcasına Ziraat Odası’nın yolunu tutarken hızla gelen bir araç kendisine çarptı. Beş takla attı. Vücudunda kırıklar oluştu. Baygın halde Nümune Hastanesi’nin acil servisine kaldırdılar. Ara sıra kendine geliyor, uzatıldığı sedyeden kalkarak “Muhtarlar beni bekliyor, gitmeliyim” diyordu. Vücudunda onlarca kırıkla muhtarları, köylüsünü düşünen adam. Doktor şaşkın bir şekilde “Başkan, ölümcül vaziyette gelmişsin, aklında gazyağı ve muhtarlar. Dur da, tedavini yapalım.” diye ikaz ediyordu. O yine her uyandığında “muhtarlar” diyerek ayağı kalkma hamleleri yapıyordu 40 gün yatakta kaldı. Kırıkları iyileştiğinde tam gaz yine Ziraat Odası. Görevine, insanına bu kadar sevdalı bir insan görmedim. M. Hulusi Aksu ismi o yüzden efsaneleşti. Türkiye Ziraat Odaları’nın “yıldız başkan”ı oldu. Hep aranan başkan. Rahmetler içinde olsun. Hollanda rüyası gören bir tarım adamından, Hollanda’ya “cibilliyetsiz” diyen bir anlayışa  geldik. Ne var ki, Hollanda’nın inekleri cibilliyetsiz değil. Hoştayn.