Mehmet Necati GÜNGÖR Venezuela, Türkiye’den kuş içişi 9822 kilometre uzakta bir Latin Amerika ülkesi. Başında, Maduro diye bir adam var. Sarı kovboyla başı dertte. O’nu diktatör olarak tanımlıyor ve devirmeyi hedefliyor. Yerine gelecek adamı belirlemiş bile. Bugün yarın, Maduro madara ularsa şaşırmayalım. Meğer Maduro bize uzaktan “kanka” olurmuş. Yönetim tarzı birazcık bize benzetiliyor. Orada da basın baskı altındaymış. Orada da adalete ve seçim sistemine güven duyulmuyormuş. İletişim devrimi mesafeleri kısaltmasına kısalttı da, gönülleri de yakınlaştırıyor belli ki. Bizden Maduro’ya bir mesaj gitmiş: “Dik dur eğilme, Türkiye seninle…” Venezuela, aynı zamanda bir petrol zengini ülke. Petrol rezervi Suudi Arabistan’ın da üstünde. Yani, dünyanın potansiyel olarak en zengin ülkesi. Ama, gel gör ki halkı fakir. Bu zenginlikten nasiplenemiyor. Eski bir sendikacı olan Maduro yoksul halkın bu durumuyla pek ilgilenmiyor olacak. Hayat pahalılığı zirve yapmış. Son on yılda enflasyon yüzde 40 bine yükselmiş. Dünya petrol rezervi, toplam olarak 1 trilyon 659 milyon varil. Venezuela’nın 1988 rezervi ise 302 milyon varil. Suudi Arabistan bunun hemen altında. 266 milyon varil. İşte bu potansiyel zenginlik emperyalizmin ağzını sulandırıyor. Latin Amerika ülkelerine hep arka bahçe olarak gören ABD, Maduro’nun petrol satışlarını dolar üzerinden yapmayacağını açıklamasından hemen sonra Sarı Kovboy tarafından hedefe oturtuldu. Sen misin bunu yapacak olan? “Al sana darbe!” Diyecek gibi görünüyor yakında. Bu arada Maduro’ya sahip çıkan Türkiye’ye de el altından sopa gösteriyor. “Venezuela ile yaptığınız altın ticaretini inceliyoruz” diye. Yani, buradan Türkiye’ye de bir kazık atma ihtimalini pervasızca dile getiriyor. “Sen kimsin be adam?” demenin tam vaktidir. Bakalım, diyebilecek miyiz. O papazı vermemeliydik. O papazı verdikten sonra “ekonominizi perişan ederim” tehdidi geldi. Şimdi de altın ticaretine inceleme… “Yav biz bağımsız bir ülkeyiz, istediğimiz ülke ile istediğimiz para dilimi üzerinden ticaret yaparız, petrol de alırız, altın da… sana ne?” diye gürleyen bir sesi arıyoruz. Maduro “madara” olduktan sonra bu sesin de pek kıymeti kalmayacak gibi….