Utku ŞENSOY Eskiden Amerikan başkanları söylenmemesi gereken bir şeyi dile getirdiklerinde sözcüleri hemen düzeltme yapıp; “aslında başkan şöyle demek istedi… şunu vurgulamak istedi… şu anlamda söyledi” şeklinde, çevir kazı yanmasın kabilinde açıklamalarla diplomatik gafların üzerini örterlerdi. Günümüzde ise bu pek mümkün olmuyor. Şu sosyal medya, Twitter denilen illet yok mu! Adam gibi kullanamazsanız ne zaman patlayacağı belli olmayan tam bir “zaman ayarsız bomba” ya dönüşebiliyor. Sosyal medyada meraklı ergenlerin ya da her şeye atlayan yaşı geçkin “sazanların” ipe sapa gelmez paylaşımlarını ya da o saçma sapan “selfie” hastalıklarını bir nebze olsun anlayabiliyorum. Ama iş ABD Başkanı adına atılan bir tweet olunca kılı kırk yarmak gerekmez mi? Donald Trump’ ın bu sosyal medya ekibini çok merak ediyorum. Bu kadar diplomasiden yoksun, patavatsız nasıl bir araya gelmiş? Tamam, madem derdiniz adrese teslim mesaj vermek, hatta fırça atmak, niçin biraz daha oturaklı, okkalı ve farklı bir üslup kullanmazsınız? Ne o öyle ergen tweet’ leri gibi saçmalıklar? Göreve geldiği günden bu yana yüzlerce tweet atan Trump, uluslararası sancılı konularda yaptığı “farklı” paylaşımlarla dikkat çekiyor. Trump› ın hedefindeki ülkeler aslında son derece geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Bazen hedefinde Fransa, Almanya gibi Avrupa Birliği üyeleri, bazen kendisine rakip gördüğü Çin bazen de Türkiye, İran ve Venezuela gibi ülkeler oluyor. Nisan 2018’deki Rahip Andrew Brunson, krizinden buyana Trump’ ın Beyaz Saray Twitter ekibi, Türkiye ile ilgili 20’den fazla tweet attı. 18 Nisan 2018’deki; “Rahip Andrew Brunson, Türkiye’de nedensiz yere yargılanıyor ve acı çekiyor. Ona casus diyorlar fakat ben ondan daha casusum” diye atılan bu saçma tweet’ lerin son halkası 14 Ocak Pazartesi günü; “Bir yandan kalan küçük DEAŞ bölgelerini vururken, geç kalan çekilmeye de başlıyoruz. Eğer toparlanırlarsa yakınlardaki üslerden onları tekrar vuracağız. Kürtlere saldırırlarsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedeceğiz” şeklindeydi. “Ben ondan daha casusum”, “ Türkiye ile anlaşma yapılmadı. Rehineler için anlaşma yapmam”, “24 saat içinde Türk hapishanesinden Beyaz Saray’a!” Böylesine ucuz, basit bir üslup, kahvehane jargonu hangi başkanlık ekibinde olabilir ki? Bu kadar etkin olan, birkaç cümle ile ülkelerin ekonomisini sarsacak güce sahip sosyal medya, Beyaz Saray’dan bu kadar düzeysiz kelimelerle gönderilmemeli. Ama davul da tokmak da Trump’da olunca adam da ekibi de bildiğini okuyor. Sosyal medya silahıyla, bu tür ülkelerin ekonomilerine yönelik manipülatif saldırılar, doğal olarak Ankara’yı tedirgin etti. Nasıl olmayalım ki? Trump, 10 Ağustos’taki; “Türkiye uzun yıllar ABD’den yararlanmıştır. Şimdi Rahip’ı tutuyorlar. Masum bir insanın serbest kalması için hiç bir şey ödemeyeceğiz.” tweet’i ile piyasaları nasıl salladığını unutmayalım. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Trump› ın hesabından yapılan; “Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedeceğiz” şeklindeki paylaşıma tepki göstererek; “Stratejik ortaklar sosyal medya üzerinden konuşmazlar” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, “Trump’ ın hesabından verilen mesajlar beni üzdü” derken, akabinde gerçekleştirdiği telefon görüşmesiyle, konunun daha ileri bir boyuta gitmesini engelledi. Erdoğan’ın bu telefon diplomasisi muhalefetin tepkisini çekip yeterince sert bir yanıt verilmediği şeklinde eleştirilse de, bazı kazanımları da olmadı değil. En azından, Amerikan askerlerinin Suriye’den çekilme kararı bizzat Trump tarafından teyit edildi. Ayrıca Suriye’de Türk askerince oluşturulacak 30 kilometrelik güvenli bölge konusunun da Trump’ ın ağzından ifade edilmiş olması,fena bir kazanım sayılmaz. Kısadan hisse; ABD Başkanı DonaltTrump’ ın kendi denetimindeki kontrollü gerginlik politikasında kararlı olduğunu ve silah olarak da sosyal medyayı kullandığını gözlemleyebiliyoruz. Ona bu “manipülatiftweet” fırsatları vermemek için çok daha rasyonel ve sağduyulu davranıp onun bu tür hamlelerini önlememiz gerekir.