Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komitesi Heyeti’nin Ankara ziyareti

Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komitesi heyeti, AB Türkiye Medya Köprüleri Projesi’nin “AB günleri” etkinlikleri kapsamında, Ankara’daki temaslarını Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde değerlendirdi. Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye ilişkilerinin geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunmak, hukukun üstünlüğü, ifade ve medya özgürlüğü ile insan hakları alanlarındaki son gelişmelere yönelik Ankara’da başlayan ve Mardin’de devam edecek olan incelemelerde, heyet, Türkiye’nin AB için stratejik ortak olduğunu ve ilişkilerin zor dönemden geçtiğini belirtti

[caption id="attachment_178197" align="alignright" width="281"] Avrupa Parlamentosu Komite Başkanı David McAllister[/caption] NAZ AKMAN - Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komitesi Heyeti, Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde düzenledikleri basın toplantısında, Ankara 'da yetkililerle ilgili yapılan temaslar konusunda bilgi verdiler. Heyet, Gazeteciler Cemiyeti tarafından Avrupa Birliği (AB) desteğiyle yürütülen “AB-Türkiye Medya Köprüleri Projesince düzenlenen “AB Günleri” etkinliği kapsamında gazetecilerin sorularını cevapladı. AB Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komitesinin sekiz üyesinden oluşan heyetin Ankara’daki görüşmelerinin ardından öne çıkan başlıklar arasında Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakereleri, siyasetçi ve gazetecilerin yargılanması, mülteci sorunu, gümrük birliği anlaşmasının güncellenmesi, vize serbestisi, İdlib meselesi, kayyum atamaları ve Doğu Akdeniz konusunun yer aldığı ifade edildi. Başkan David McAllister liderliğindeki heyet, öncelikle Ankara’da Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile parti genel başkanları yanı sıra gazeteciler, düşünce kuruluşları ve akademisyenlerle bir araya geldi. AB ve Türkiye arasındaki ilişkileri pekiştirmek amacıyla gerçekleştirilen ziyarette, bölgesel meseleler ve Türk dış politikasına ilişkin görüşmelerde bulunuldu. Ankara’dan sonra Mardin’de temaslarını sürdürecek olan heyet burada özellikle Türkiye’deki Su [caption id="attachment_178198" align="alignright" width="275"] AB Türkiye KPK Heyeti Başkanı Sergey Lagodinsky[/caption] riyeli mültecilerin, dini azınlıkların durumu, Kürt meselesi ile kayyum atamaları konularını ele almayı planladıkları öğrenildi. Heyette ayrıca Michael Gahler (Avrupa Halk Partisi, Almanya), Željana Zovko (Avrupa Halk Partisi, Hırvatistan), Nikos Androulakis (Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı S&D, Yunanistan), Elena Yoncheva (Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı S&D, Bulgaristan), İlhan Küçük (RE, Bulgaristan) ile Katrin Langensiepen (Yeşiller, Almanya) yer alıyor. McAllister, “Amacımız AB Türkiye ilişkilerini pekiştirmek” Heyetten, Avrupa Parlamentosu Komite Başkanı David McAllister ve AB Türkiye KPK Heyeti Başkanı Sergey Lagodınsky’ın katıldığı basın toplantısında bölgedeki temaslar konuşuldu. AB’ye aday ülke Türkiye’nin, Birlik için stratejik ortak olduğunu vurgulayan McAllister, Türkiye’deki muhataplarla iletişimi devam ettirmek istediklerini ifade etti. Türkiye AB ilişkilerinin zor dönemden geçtiğini ifade eden McAllister, “İlişkilerimiz zorlu günlerden geçiyor hepimiz bunun farkındayız ama Türkiye bir üyelik adayıdır, AB için de stratejik ortaktır. AB içerisinde farklı görüşler olsa AB ile Türkiye’nin terörizme karşı mücadele, Suriye’deki durum gibi pek çok ortak sınamaları var. Dolayısıyla birlikte çalışmaya devam etmemiz gerekiyor, AB-Türkiye arasındaki güveni tekrar tesis etmemiz lazım. Amacımız AB Türkiye ilişkilerini pekiştirmek. Bu nedenle Türkiye’deki durumu daha iyi anlamaya çalışıyoruz. İktidar ve muhalefet partileri temsilcileri, düşünce kuruluşları ve gazetecilerle görüşmeler yapıyoruz. Özellikle de hukukun üstünlüğü, demokrasi, yargının bağımsızlığı, basın özgürlüğü ve insan haklarına saygı gibi konuları üzerinde duruyoruz” dedi. Mülteci sorununa da dikkat çeken McAllister, “AB, yaklaşık dört milyon mülteciyi barındırdığı için Türkiye’ye minnettardır. AB bu konuda iyi bir işbirliği sergiledi, Türkiye için görülmemiş destek ve kaynak sağlıyoruz. AB tarafından 6 milyar Euro fon ayrılmıştır. Bunun yarısı gönderilmiştir. Bu kaynağı sağlamaya devam etmeliyiz” ifadesini kullandı. “AB kriterleri tamamlanırsa Türkiye’ye vize serbestisi tanınacak” Vize serbestisi konusunda Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi gerektiğine işaret eden McAllister, Türk Dışişleri Bakanı’nı Avrupa Parlamentosu’na davet ettiklerini belirterek, devamla, “Üyelik müzakereleri durmuş durumda. Bunun nedeni Türkiye’deki gelişmeler, maalesef Avrupa standartlarından, değerlerinden uzaklaşılıyor. Yeni başlıklar, müzakereler sürecinin açılması için bir nokta kalmadı. Türkiye de her aday ülkenin değerlendirildiği kriterlerle değerlendiriliyor. Avrupa Parlamentosu içerisinde farklı görüşler var, Türkiye’nin aday kalması konusunda fikir ayrılığı yaşanıyor. Bizce Türkiye aday ülke olarak devam etmeli. Bunu aşabilmek için, Türkiye’nin Avrupa değerlerine uyum için adımlar atması gerekiyor. Bu ilişkiler iki adımda geliştirilebilir. Bunlardan ilki Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi. Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi konusunda da her iki tarafın da çok çalışması gerekiyor. Anlaşmanın güncellenmesi hem Türk tarafının hem de AB’nin yararına olacaktır. Türk hükümetinin de bazı reformları başlatması gerekiyor. Brüksel’de de karşılıklı görüşmelerde vize serbestisi her zaman gündeme gelir. Türkiye’nin bu noktada tamamlanmamış kriterleri en kısa sürede yerine getirmesi lazım. Bu kriterler tamamlandıktan sonra Türkiye’ye vize serbestisi tanınacaktır” sözlerine yer verdi. Lagodinsky, “Gümrük Birliği Anlaşması’nda aktif hareket etmemiz gerekiyor” AB Türkiye KPK Heyeti Başkanı Sergey Lagodinsky de bu konuda, “Türkiye ve AB, halen ortak bir gelecek için çalışıyor. Özellikle de Gümrük Birliği Anlaşması’nda aktif hareket etmemiz gerekiyor. İki taraf da bu konuda ciddi şekilde çalışmalı. Bu arada halklar arasında çalışma da önemli. Özellikle AB’nin sivil toplumu destekleyici fonlarına devam edilmesi gerekiyor. AB içerisinde de sorunlarımız var. İslam-fobi gibi sorunlarımız olduğunu biliyoruz. Özellikle de Hanau’daki son olaydan sonra alarm durumundayız. Her türlü ırkçılık ve nefrete karşı mücadele etmeliyiz. Unutmamalıyız ki mevzu bahis olan Türk Hükümeti’nin üyeliği değil ülke olarak Türkiye’nin AB’ye üyeliğidir. Bu normal vatandaşlar için önemlidir. Sivil toplum örgütleriyle de görüşüyoruz, hepsi Türkiye’nin AB üyeliğinin geleceğini destekliyor” dedi. “Kavala’nın serbest bırakıldıktan saatler sonra tekrar tutuklanması kabul edilemez” Türkiye’deki yargılamalarda yaşanan gelişmelere ilişkin bir soruya verdiği cevapta McAllister, Gezi Parkı davasında tahliyesine karar verilen, ardından 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın yargılanması sürecine ilişkin, “Kavala davasındaki son gelişmeler bir kere daha Türkiye’de yargıda bazı eksiklikler olduğunu gösterdi. Kavala’nın serbest bırakıldıktan bir kaç saat sonra tekrar tutuklanması kabul edilemez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) derhal serbest bırakılması kararına Türkiye’nin uymaması endişe vericidir. Yargılanmanın koşulları net şekilde ihlal edilmiştir. Davayı izlemeye devam edeceğiz, diğer siyasi tutuklularla ilgili davaları da izlemeye devam edeceğiz. Selahattin Demirtaş gibi siyasi tutukluların serbest bırakılması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. Lagodınsky de “Türkiye’de yargının bağımsızlığına uyulmaması, adil yargılama hakkının ihlali söz konusu. Etkili şekilde AİHM uygulaması da söz konusu değil” görüşünü dile getirdi. Bugün heyet olarak Mardin’de temaslar yürüteceklerini söyleyen Lagodınsky, 31 Mart 2019’da seçilmesine karşın kayyum atamasıyla görevinden alınmış HDP’li Ahmet Türk’le görüş alışverişleri yaptıklarını belirterek, “Bize göre bütün seçilmiş belediye başkanlarının görevde olması gerekir. Demokraside kayyum olmaz. Demokratik seçimlerde kayyum olmaz” dedi. Doğu Akdeniz’deki gerginlik Son olarak Doğu Akdeniz’deki gerginliğin daha da tırmandırılmaması gerektiğini söyleyen McAllister, AB Türkiye ilişkilerinde dış politikada da ciddi farklılıklar bulunduğunu söyledi. McAllister, “Kıbrıs, AB üyesi bir devlet. Biz birlikte hareket ediyoruz. İsteğimiz Kıbrıs’ın da olduğu Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin daha tırmandırılmadan çözülmesi. Ama şu ana kadar gördüğümüz kadarıyla bu gerilimi azaltmak için atılan adımlar gerilimi daha da tırmandırıyor. Türkiye 2020’de 5 sondaj faaliyetine girişmiş durumda. Libya mutabakatına pek girmek istemiyorum. Deniz sınırlarıyla ilgili, AB açısından bizce bu anlaşma üçüncü tarafların egemenlik haklarını ihlal etmektedir. Birleşmiş Milletler (BM) deniz hukukuna aykırılık teşkil ediyor. Burada Türk hükümeti ile görüşlerimiz farklı. AB için önemli olan Kıbrıs’ta müzakereleri yeniden başlatmak” diye konuştu.Toplantının ardından heyet üyeleri, AB desteğiyle Gazeteciler Cemiyeti bünyesinde hayata geçirilen Basın Evi’ni gezerek, beğenilerini ifade ettiler. Heyet ayrıca Basın Evi stüdyosunda çeşitli televizyon kanallarına demeç verdi.