Bu iki iğrenç olayı ele alıp, kendini beğenmiş bazı toplumların sınır tanımaz gençlerinin daha doğrusu "Holigan" diye tabir ettiklerimiz başı bozukların İspanya’nın başkenti Madrid’de, Barselona’da, İtalya’nın başkenti Roma’da yarattıkları skandallara kayıtsız kalmayı vicdanıma yediremedim.

İğrenç bu iki olayı, dünya televizyonları ve dünya yayın organları birinci sayfalarında haber yaparak okuyucularına ilettiler. Birinci konu malumunuz, Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçen Suriyeli mülteciler İspanya’ya ulaşarak kendilerine güvenli, huzurlu, korkusuz bir yeni hayat bulmak ve de ayakta kalabilmek için mücadele etmekte iken Barselona’nın meşhur Plaza Mayor meydanının çevresini süsleyen cafe-bar’lar da oturan başı-bozuklar, bunlar Hollanda’nın PSV Eindhoven takımı taraftarlarıdır. Kendilerinden yardım isteyen çoluklu çocuklu, kadın ve genç kızlara verecekleri parayı ellerine değil de yerlere atmak suretiyle insanlık dışı bir davranış sergilemeye sebep olmuşlardı.

Aç-susuz, belli ki belirli bir kalacak yeri de olmayan bu masum insanlara fırlatılan ve atılan paraları kapabilmek için onlarda kendilerinin yerlere atarak o günkü yaşam parasını çıkarabilmek pahasına görünmek zorunda kalırken kafaları iyi bu PSV taraftarları kahkaha atıp, vahşi hayvanlar gibi acayip sesler çıkartarak bir türlü tatmin olmayan sapık duygularını ortaya koyuyorlardır. Hatta yerlerde yuvarlanan talihsiz insanlara şınav çektirirken oley – oley diye feryat etmekten de geri kalmıyorlardı.

Bu arada gurursuz bu taraftarların bazıları masalarında artık kalan ekmekleri bile yerlere atıp, bu göçmenlerin kapmalarına sebep oluyorlardı. Hollandalı taraftarların Suriyeli kadınlara yönelik bu tarz aşağılayıcı tavırları, tüm dünyada büyük yankı uyandırmış. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bile Madrid skandalı olarak vasıflandırdığı bu çirkin olayı bütün şiddeti ile protesto etmişti. Tabi göçmenlere para atıp aşağılayıcı tavırlar sergileyen bu başıbozuklar için kulüp direktörü Gerbrands Hollanda’nın ve takımlarının imajının zedelendiği bile itiraf etmiştir. Araya giren İspanyolların uyarısı üzerine bu çirkin davranışlarından vazgeçen PSV’li holiganlara bu kezde İspanyollar tepki göstermiş. Sporu bir zevk oyunu değil de bir birlerini kötüleme vasıtası sanan pek çok insan, yine pek çok ülkede taşkınlıklarını ölüme götürecek derecede azıtmışlardır. Bu çirkin ölümlü olaylara bizlerde üzülerek şahit olmuştuk. Büyük Önder Atatürk "Ben sporcunun ahlaklısını severim" dediği ve bugünleri görerek böyle bir açıklama yapması ne kadar önemli idi. Bir gruptan, rengi, ırk, din ve etnik köken dahil olmak üzere insan onuruna büyük hakaret ve saygısızlık gösterildiğini gören UEFA ve TFF yaşanan çirkin olayları kınamaktan geri kalmadı.

Bu çirkin davranışların tepkisi sürerken bu kez de Lazio-Sparta Prag maçı için Roma’ya gelen çek taraftar yolda gördükleri yürüme özürlü bir dilenciye vermek istedikleri paraları yerlere atarak, sakat kadınla alay etmişlerdir. Ayni grup metro istasyonunda da olaylara sebep olup, tesislere zarar vermişlerdir. Diğer bir çirkin davranış ise, ben buna çirkin değil terbiyesizce, bir davranış diyebileceğim, yine bir taraftar yerde yatan, bir dilencinin üzerine idrarını bırakarak insanlığın görgünün, kültürün nerelere geldiğini göstermiştir.

Bu olaylarda dünya medyasında günlerin konusu olarak yer almıştır. Batılılar yeni Avrupa Topluluğunu oluşturan ülkelerin hemen hemen hepsi doğudan gelen bu göçmen topluluklarına hiçte insani duygularla yanaşmamaktadır. Ülkemizde bulunan milyonlarca insana layık olduğu insanlık değerini vermenin ötesinde sağlıkları konusunda da bir Türk vatandaşı gibi sağlık kuruluşlarından ve hastane imkanlarından yararlanabilmeleri sağlanmıştır. Meşhur Amerikan atasözü vardır, daha ziyade o ülkede yaşamış Kızılderililer tarafından söylenmiş. "Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve yine hiçbir şey insan kadar alçalamaz." Bu çirkin davranışlar üzerine Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı her yıl insani "geliştirme endeksi" verilerine göre uzun ve sağlıklı yaşam, eğitim, milli gelir, yaşam düzeyi ve insani hakları gibi detaylar üzerine yaptığı araştırmaların ortaya koydukları sıralamaya göre Hollanda 5. sırada, İspanya 26. Sırada, İtalya ise 27. Sırayı işgal etmişlerdir. Oysa bu ülkeler bize insanlık dersi verebilmek için birbirleriyle yarışmaktadırlar.

Bir gerçekte şu: 90.000 nüfuslu Kilis ilimizde bugün 120.000’den fazla Suriyeli, misafirlerimiz ülkelerinden çok daha rahat bir hayat sürmektedirler. Hattı zatında dünyaya insanlık dersi veren pek çok batılı ülkenin asıl kendilerinin insanlık dersi almaları gerekmektedir.

Ekmeğini, suyunu sığınmacı değil misafir gördüğümüz Suriyeliler ile paylaşan yurdumun insanının bu asil davranışları burnu büyük batılıların ders almalarının ne kadar elzem olduğunu söyleyebilirim.

İkinci dünya savaşına sebep olan, milyonlarca insanın canına ve milyar dolarlarca maddi zararların tek sorumlusu, Hitler bozuntusu Alman gençlerinin de masum Türk gurbetçi vatandaşlarımızı çoluk, çocuk, hamile demeyip oturdukları meskenlerini ateşe verip dejenere olmuş ruhlarını rahatlattıklarını zannedenler bu tip insanoğlunu aşağılamaları onlarca, gayet normal sayılan bir davranış şeklidir.

Avrupalılar açıkça itiraf ediyorlar. "Biz ülkemizde göçmen istemiyoruz. Buraya gelmeyin." Evet gelmeyin diyorlar, ve çoluklu, çocuklu genç ihtiyar, hamile Suriyelileri başlarından sepetlemek içinde Mertel başta olmak üzere bu işe ön ayak olanları, ve bir yolunu bulup Avrupa Topluluğu ülkelerine sızmış olanları Türkiye’ye geri göndermek için diplomatik temasların ötesinde şeytani buluşlarla da karşımıza çıkmaktadırlar. Ege denizinin serin uslarında kaybolup giden masum insanlar ve çocuklar, Macaristan’da dövülüp, hırpalanan, talihsiz insanlar, pek çok ülke sınırında polislerin sert tepkisi ile karşılaşmaktan yakalarını kurtaramamaktadır. İnsani duygularını kaybetmiş bazı toplumlar, bugün kendilerinden başka hiç kimsenin yaşamaya hakkı yokmuş gibi davrandıkları günümüzde göçmenleri, dilenci yerine koymuş, üstlerine işemiş olmalarını bir meziyetmiş gibi görmeleri, gerçekte onların ne kadar zavallı olduklarını ortaya koymaktadır. Neyse ki dünya genelinde büyük tepki gören PSV’li holiganların bu çirkin davranışları cezasız kalmamış. Hemen hemen hepsi sportif faaliyetleri izleme imkânından mahrum edilmişlerdir.