ANKARA - Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin Cumhurbaşkanı, Başbakan ve İçişleri Bakanına medya kuruluşlarına, bir siyasi parti binalarına ve bazı toplum kesimlerine yönelik tehdit ve şiddet hareketlerine karşı "sıfır tolerans" gösterilmesi çağrısında bulundu.

Hürriyet gazetesinin 48 saat içerisinde ikinci kez saldırıya uğramasının "izah edilebilir" olmadığını vurgulayan Bilgin, "sorumluların bulunup cezalandırılmaması durumunda daha kötü gelişmelerin olabileceği endişesi içerisindeyiz," dedi.

Bir siyasi partinin çeşitli şehirlerdeki ofislerinin ve Ankara’daki genel merkezinin saldırıya uğraması, yakılmaya teşebbüs edilmesinin "provokasyon" diye geçiştirilemeyeceğinin altını çizen Bilgin, "Görüşlerine, ideolojilerine katılsak da katılmasak da siyasi partiler demokratik yaşamın temel müesseselerindendir. Siyasi partilere, basına yönelik şiddet demokrasiye, demokratik sisteme yönelik şiddet olarak görülmeli ve kesinlikle tolerans gösterilmemelidir," şeklinde konuştu.

Bilgin, şehit haberleri ile ulusça matem içerisinde olunduğunu, yüreklerin dağlandığını ve halkın bölücü terörizme karşı infialini de dikkate alan siyasi erk sahiplerinin provokatörler tarafından kullanabilecek söylemlerden kaçınmaları, hedef gösterici, ayırıcı, ötekileştirici ifadeler kullanmamaları gerektiğini söyledi.

Cemiyet Başkanı Bilgin, Pazar günü Hürriyet gazetesine yönelik şiddet hareketini örgütleyen grubun liderliğini bir siyasi parti gençlik kolu başkanı ve milletvekilinin çekmesi, Salı akşamki baskında ise suçu bir başka siyasi partiye atma maksatlı işaret ve sloganlar kullanılmasının "maksatlı ve kötü niyetli organize bir provokasyonla karşı karşıya olunduğunu" gösterdiğini vurguladı.

Bilgin, gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerekse başbakan ve diğer yetkililerin şiddet hareketlerine karşı ayrım gözetmeksizin net bir duruş almaları ve sorumluların adalet önüne çıkarılmaları için her türlü gayretin gösterilmesi direktiflerini vermelerinin mevcut durumun daha da kötüye gitmesini engelleyebileceğini söyledi.

Medyanın bir bölümünde de ayrıştırıcı ve kışkırtıcı ifadelerin kullanılmasının çok tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini vurgulayan Bilgin, "Ülkemizin ve ulusal bütünlüğümüzün harcı toplumsal anlayış, farklılıklarımıza saygı, birlikte ortak bir gelecek kurma ülkümüzdür. Ayrıştırıcı, ötekileştirici, nefret tohumları eken lisan basında kabul görmemelidir. Bilhassa bu gibi zor günlerde medyada barış lisanı, hoşgörü ve ortak değerleri yücelten bir lisanın hakim olması gerekir" dedi.

Gazeteciler Cemiyeti’nin Seçilmiş Kurullarının (Yönetim, Denetim, Seçici, Onur Kurulları ve Basın Meclisi) toplantıya çağrıldığını ve artan bölücü terör tehdidinin, ülkedeki yükselen gerginlik ortamının, Türk medyasının içine yuvarlandığı kutuplaşmanın değerlendirileceğini kaydeden Bilgin, "İçimiz kan ağlıyor. Milli birlik ve bütünlüğümüzü gözeten yaklaşımlar içerisinde olmamız en azından bu ülke ve millet için hayatlarını feda eden kahraman evlatlarımıza karşı vicdan borcumuzdur. Herkesi sorumluluğa, sorumlu davranmaya davet ediyorum," dedi.