Salim TAŞÇI  Belediye seçimlerinde ben kendisine hiç oy vermedim Bu demek değildir ki Sayın Melih Gökçek iyi belediye başkanı değildir. Aksine, çalışkan, partisine, partisinin başkanına sadık, insani yönü kuvvetli, sosyal faaliyetleri alabildiğine yaygın bir başkandı… Bir konuda ben kendisiyle mahkemelikte olmuştum. “Konrad Adenauer Caddesi olayı, S.T.” Eğer olaylar kişileştirilecek olsa, ortada barışık insan kalmazdı. Sayın Gökçek’in Ankara’ya kazandırdıkları “köprüler, kavşaklar” unutulmaması, yok sayılmaması gerekmez mi? Hiç mi müspet icraatları olmadı? Başkanlıktan ayrıldı diye, vur abalıya tabiri hiç yakışık alacak bir durum değildir. Şimdi ki başkan parklardan Sayın Gökçek’in adını sildirmiş, pehpeh ne güzel! icraat yapmış! Şimdi soralım, kendisi göreve geldiğinden bu yana, parmakla gösterilecek ne yapmıştır? Caddeler, sokaklar köstebek yuvası olmuş, haberi var mı? Bir noter alıp çıkalım caddelere, sokaklara yüzlerce çukur, ASKİ’nin harika! ızgaralarını tespit hiç de zor olmayacaktır. Önemli olan, başkanlıkta yıkmak değil, yapmaktır. Bazı cadde köşeleri çöplükten görünmez olmuştur. “İzmir Caddesi köşesi. S.T.” İnsanlar aynayı öncelikle kendilerine tutsalar çoğu mesele hallolur da, kısır çekişmelerden kendilerini kurtarabilirlerse… Hiçbir insan dört dörtlük değildir Sayın Gökçek’in kusuru olmuş olabilir. Bu onun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, yapmış olduğu icraatları gölgeleyemez, yok edemez… Parklardan, bazı yerlerden adını sildirmek hiç de yakışık alacak bir davranış değildir. Anadolu’da bir deyim vardır; “Yiğidi öldür! ama hakkını yeme…” diye.