Yaşar ÖNEL Korona virüs, Çin'den yola çıkıp, Avrupa'ya ulaştığında, "Maske takalım, ellerimizi sabunla 20 saniye yıkayalım, yeter" diyen uzmanların sözüne itibar ederek, günlük hayatımızı sürdürdük. Sonunda öyle bir noktaya geldik ki, çocuklarımız ve büyüklerimiz, yaklaşık bir aydır eve mahkum. 18-65 yaş aralığındaki bizler de, mümkün olduğunca evde kalıp, hafta sonları dışarı çıkamaz hale geldik. "Her şeyin başı sağlık" sözünü unutup, ligler oynansın mı, oynanmasın mı diye tartışıyoruz. Sporcuların, teknik adamların, hakemlerin ve diğer görevlilerin sağlığını düşünen pek yok. TÜRKİYE'DE DE OYNANMASI ZOR Ülkemizde de, ekonomik olarak zorda olan kulüplerin yöneticileri, maçların oynanmasını istiyor. Düşme endişesi yaşayan birkaç kulüp yönetimi ise maç oynamaya karşı çıkıyor. Onlar da, "gelir ile düşmek" arasında sıkışmış durumda. TFF de, 12 Haziran'da lige yeniden start verip, maçları seyircisiz olarak oynatmaktan ve sezonu tamamlamaktan yana. Böylece yayın parasını kurtarıp, kulüplerin bir nebze de olsa nefes alması sağlanacak. Alt ligler için hiçbir projeksiyon yok. Hal bu iken... Korona virüs ile mücadelede başarılı bir program uygulanırken, yeni bir dalgayı, yeni bir paniği kimse göze alamaz. Ben, Eylül'e kadar maç oynanacağını sanmıyorum. Bu sezon "yok" sayılır. Düşme, çıkma olmaz. Alt liglerde de bu karar uygulanır. Sorun, şampiyon takımın tescil edilip edilmeyeceği ve Şampiyonlar Ligi'ne direk katılacak takımın alacağı paradan kaynaklanır. Şampiyon tescil edilirse, bundan sonraki yıllarda, yayın gelirinden alacağı para artacak. Tamamlanmamış ligi temsilen Şampiyonlar Ligi'nden alınacak para da, maalesef, bazı kulüplerin isyanına yol açar.