Aylardan beri MHP kurultayı ile meşgul ediliyoruz.

Oysa Siyasi Partiler Kanununda, Parti Tüzüğünde hükümler açık.

Mahkeme kararları da o hükümler ışığında verildi.

Olağanüstü kurultayın toplanması için hukuki bir engel bulunmuyor.

Buna rağmen, gizli bir el, (buna gizli el demek ne derece doğrudur?) MHP’yi dizayn etmek istiyor.

MHP için bir "Parçalama Projesi" hayata geçiriliyor sanki.

Parti yönetiminin durup dururken seçimli kurultay tarihi vermesi bundan olsa gerek.

Partili Reisicumhur hazretleri ile Rize’ye çay toplamaya giden Yargıtay Başkanı hazretleri "vicdani kanaat"ten söz ettiğine göre;

Demek ki bu konuda vicdani kanaat oluşmuş.

Bazıları geleceği tasarlamak adına proje geliştiriyorlar.

Belli ki önce "Partili Reisicumhur"u, sonra "Türk tipi Başkanlık sistemi"ni hayata geçirmek üzere bir hazırlık var.

Sonra, Türklük teriminin yer almadığı yeni bir Anayasa

Aslında bu sır değil. Sadece şartları oluşturuluyor.

Adeta oya gibi işleniyor.

MHP’yi bölüp baraj altına sürükleyerek, HDP’yi tasnif dışına iterek 400 vekile ulaşma projesi yürürlüğe konulmuş gibi.

Her şey gayet açık!

Zaten, Başbakan hazretleri "fiili durumu hukukileştirmek istiyoruz" diyerek bu planları bir bakıma itiraf etmiş oldu.

AKP Genel Başkanlığına seçilen zat, daha mazbatasını almadan Başbakan ilan edildiğine göre,

Aceleleri var.

400’ü yakalayıp muratlarına ermek için bir erken seçimi zorlayacaklar.

"Bu işler nerelerde, nasıl demleniyor" diye merak edenler

Çay tarlasına baksınlar.

Siyasette oyun da bitmez, hesap da.

Bakarsınız, "şer" denilen gelişmelerden nur topu gibi "hayır"lar doğar.

Kim bilir!?