[video width="1310" height="720" mp4="http://www.24saatgazetesi.com/wp-content/uploads/2020/11/1a748ab0-542b-4996-bbbf-313d798c687a-720.mp4"][/video] ANKARA - NEVŞEHİR (ANKA)- Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesine bağlı Karaburç köyünde 'halkı bilgilendirme toplantısı' yapılmadan maden ocağı için verilen 'Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir' raporu kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle yargıya taşındı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, kamu yararını savunan bir meslek örgütü olduklarını belirterek, "Doğal yaşam alanlarımızın korunması için Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak davaya müdahil olduk" dedi. Hacıbektaş'a bağlı Karaburç ve Karaburna köylerinde, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 2017 yılında 'ÇED gerekli değildir' raporu verildi. Köylüler ise Karaburç Kalesi'nin Birinci Dereceden Arkeolojik SİT Alanı olduğunu, maden ocağının hem tarihi dokuyu hem tarım alanlarını hem de kayalıklarda yaşayan başta kızıl kartal olmak üzere canlı türlerinin yaşam alanlarını tehdit ettiğine dikkat çekerek tepki gösterdiler. "HACIBEKTAŞLILAR'IN HAKLI DAVASININ YANINDAYIZ" Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Karaburç köyündeki maden ocağının tarihi dokuyu, tarım alanlarını ve canlı türlerinin yaşam alanlarını tehdit ettiğini belirtti. Hacıbektaş halkının, Karaburç köyüne yapılması planlanan 'Moloz Bazalt Ocağı ve Maden Arama' projesiyle ilgili verilen 'ÇED gerekli değildir' kararına yürütmeyi durdurma ve projenini iptali istemiyle dava açtığını anımsatan Candan, "Bilim ve tekniği gözeten, kamu yararını savunan bir meslek örgütü olarak, Hacıbektaş halkının bu haklı davasında yanlarındayız" diyerek davaya Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak müdahil olduklarını ifade etti. "ÇEVRESEL ETKİLERİ GİZLEMEK İÇİN RUHSAT ALANLARINI PARÇALARA BÖLÜYORLAR" Ruhsat sahasının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 25 Haziran 2019'da 99,99 hektar olarak gösterilen alanda, madencilik projelerinde şirketlerin çok büyük ruhsat alanına sahip olmalarına rağmen çevresel etkileri gizlemek için ruhsat alanını parçalara böldüğünü belirten Candan, şöyle devam etti: "Böylece ÇED olumlu kararları alma yoluna gidiyor. Dava konusu projede de benzer bir yol izlenerek 99,99 hektar olan ruhsat alanının 9,48 hektar kısmı için ÇED süreci işletilmiş ve projenin yol açacağı çevresel zararların kümülatif etkisi gizlenmeye çalışılmış. Alan  küçük parçalara bölünerek 25 Hektar ve üzeri olan ÇED uygulanacak proje kapsamından çıkarılmıştır. ÇED sahası zorunluluklar dikkate alınarak belirlenmelidir. ÇED alanı keyfi belirlendiğinde 25 hektar ve üstü alanlar için ÇED kararının alınmaması yönünde ve sermaye yanlısı kararlar verilmektedir. Bu kararlardan  bir tanesi Karaburç Köyü için verilmiştir." "HALKIN HAK ARAYIŞININ YANINDA OLACAĞIZ" Candan, ekonomik nedenlerle çok kez dava açmaktan kaçınıldığını, bu durumun da halkın hak arama özgürlüklerini kısıtladığını vurgulayarak, "Aynı ekolojik bütünlük içinde ve aynı işletme ruhsatına ait alanların bütünlüklü bir ÇED sürecine tabi tutulması gerekmektedir. Gerçekleştirilecek tüm madencilik projelerinde, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne ekli ÇED raporu hazırlanmasına yönelik verilen mücadelede, halkın hak arama arayışının yanında olacağız" dedi.