Mehmet Necati GÜNGÖR Sayın devlet büyüklerimizi dinledikçe moralim tavan yapıyor. Damat bey hem kendi uçuyor, hem ülkeyi uçuruyor. Zehra hanıma bakarsan; asgari ücretin tartışıldığı şu günlerde bilmediğimiz bir noktayı aydınlatıyor ve diyor ki: “Avrupa’da en yüksek asgari ücreti veren ülkeyiz.” Reis bey, moralimize moraller katıyor. “En büyük biziz!” havasına giriyoruz ister istemez. Hele şu eski başbakanı ve bakanlarını dolandırıcılıkla suçlaması yok mu; işte ben buna adalet ve hakkaniyet derim. Kendi adamlarını bile yeri geldiğinde suçlamaktan geri durmuyor. Helâl olsun. Ama, karşısındakiler nankör. “Ne yaptıysak seninle beraber, senin iznin ve talimatınla yaptık” havasındalar. Geçin bunları. Ahali devlet büyüklerine mi inanacak, sizin gibi eskimişlere mi? Devlet büyüklerimizin moralleriyle havaya girince bir yaşlı ağabeyimizin fıkrası aklıma geldi: “Adamın biri, üç aylık evliliğinin sonunda çocuk sahibi olunca karısını sigaya çekmiş: Gel bakalım, bu ne iş hanım? Ne, ne iş? Çocuk 9 ayda olur, sen üç ayda bu çocuğu dünyaya getirmişsin. Bu işte bir hesap hatası var adam! Üç aydın sen beni alalı, üç aydır da ben seni; Gelen ay, giden, ay, etti mi 8? Bir de üstümüzdeki ay, etti 9 Bunda ne yanlış var?” Adam, bu hesaba inandı mı, inanmadı mı bilmiyoruz ama, biz, devlet büyüklerimizin sözlerine sonuna kadar inanıyoruz ve moral buluyoruz. Her şey tıkırında. Onlarınki kuru kuruntu!