Mehmet Necati GÜNGÖR Tarihte iflasımızı belgeleyen iki kararname var. Birisi “Ramazan Kararnamesi” Padişah Abdülaziz tarafından imzalandı. İkincisi “Muharrem Kararnamesi.” “Bu kararname de yeğeni 2. Abdülhamit” tarafından. Abdülhamit Han diye bugünkü iktidar mümessillerinin yeğe göğe sığdıramadıkları Abdülhamit sadece toprak kaybetmekle kalmadı, ekonomiyi de hepten kaybetti. Ramazan kararnamesi 30 Ekim 1875’te imzalandı. Yayınlanmasında etkili olan sadrazamın adı  Mahmut Nedim Paşa. Lâkabı “Rus Nedim Paşa”. 1854 yılında çıkarılan tahvillerle Osmanlı idaresi ilk defa dış borca yelken açıyordu. Osmanlı ekonomik olarak dibe vuruyordu ama, alınan borçlar yeni sarayların yapımında, uçsuz bucaksız saray israflarında kullanılıyordu. Borç  verenler sonunda kapıya dayandılar. Düyun-u Umumiyeye giden yol dış borçlanmalarla başlıyordu. Abdülaziz sonuçta tahttan indirildi. Bileklerini kestiği söylense de, öldürüldüğü tahmin ediliyor. Sonra yeğeni Abdülhamit tahta çıktı. O da Muharrem Kararnamesini imzaladı. Devlet, iç ve dış borçlarını ödeyemez hale gelmişti. Alacaklıların baskısı neticesinde  Padişah bu kararnameyi yayınladı. Devlet yine Rus Nedim’e teslim. Bu kararname ile Düyun-u Umumi idaresi ilk defa kurulmuş oluyordu. Osmanlı devleti, artık ekonomik bağımsızlığını kaybetmişti. Avrupalı alacaklı devletlerin temsilcileri ile Osmanlı Devleti temsilcileri bir komisyon oluşturdular. Bu komisyon, devletin borçlarının ödeme şeklini ve bu işlerin takibini yapacaktı. Sonuçta  olan oldu. Osmanlı iflas etti, borçlarını ödemek de Cumhuriyet idaresine kaldı. İşte, Meclis Başkanının “duraklama devri” dediği devir buymuş meğer. Bugün de iç ve dış borçlarımız gırtlağa dayanmış vaziyette. Allah, bizi üçüncü kararnameden korusun.