TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "ABD’nin terör örgütlerini himaye altına alıp bölgesel dizayn ve düzenleme işine sevk ve memur etmesi hiçbir gelişmişlik ölçüsüyle ifade edilemeyecektir. PKK’ya göz kırpan, sıcak mesajlar veren, militan devşirmesi ve mali imkanlar elde etmesi konusunda kolaylıklar gösteren ülkelerin terörden şikayet etmesi aslında ikircikli ve inandırıcılığı zayıf bir sızlanmadır." dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, ülkeler arası etnik, dini, mezhebi, jeopolitik fay hatlarıyla oynayarak faiz oranlarını bir indirip bir çıkaran küresel çete ve lobilerle mücadeleyi kazanmak gerektiğini belirterek, aksi halde ülkenin belini doğrultmasının mümkün olmadığını ifade etti.

Partisinin bu mücadeleyi göze aldığını bildiren Bahçeli, "MHP, Türk milletinin ruh, kültür ve kimlik değerlerine müzahir bir ekonomi politik reform ve hazırlığın yanındadır, peşindedir; bunu da mutlaka başaracaktır." diye konuştu.

Bahçeli, küreselleşmeyle beraber yalnızca fikir, emek, sermaye, teknoloji değil şiddet ve terör olaylarının da yayıldığını, sınır ve eşik tanımadığını ifade etti.

"ABD’nin komşu coğrafyalarda terör örgütlerini maşa olarak kullanıp, bir kısmını da kara gücü olarak değerlendirdiği bilinen bir gerçektir." değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, şunları söyledi:

"Bu ülkenin YPG’ye destek vermesi, Irak ve Suriye’nin bölünmesi için mesai harcaması elbette insanlık vicdanına sığmadığı gibi uluslararası hukuka da uymamaktadır.

ABD, Türkiye’nin görünüşte dost ve müttefikidir. Sayın Erdoğan’ın, ABD Başkanı Obama’yı hayal kırıklığı şeklinde tanımlaması iki ülke arasındaki tarihsel ilişkilerin ana çerçevesini şüphesiz etkilemeyecek dönemsel bir eleştiridir. Fakat ABD’nin terör örgütlerini himaye altına alıp bölgesel dizayn ve düzenleme işine sevk ve memur etmesi hiçbir gelişmişlik ölçüsüyle ifade edilemeyecektir. PKK’ya göz kırpan, sıcak mesajlar veren, militan devşirmesi ve mali imkanlar elde etmesi konusunda kolaylıklar gösteren ülkelerin terörden şikayet etmesi aslında ikircikli ve inandırıcılığı zayıf bir sızlanmadır."

Terörü aşırılık, insanlığın kırılma ve sapma hali olarak niteleyen Bahçeli, Türkiye’ye doğrulan her namlunun gerisinde kendisini medeni ve gelişmiş olarak sunan bir ülke veya ülkelerin kirli parmak izi ve karanlık emelinin bulunduğunu söyledi.

Bahçeli, siyasi hesaplaşmaların terörizm kanalıyla görüldüğünü. emperyalizmin kan ihtiyacının terör örgütlerince karşılandığını ifade etti.

"Milletin alınteri savurgan şekilde heba edildi"

Türkiye’de ekonomik daralma ve gerileme hali yaşandığını öne süren ve bunun hayatın her alanında etki ve sonuçlarını gösterdiğini belirten Bahçeli, "Veren el alan elden üstündür diyen iktidar zihniyeti, asgari ücretliye, emekliye, işsize, çiftçiye, memura, esnaf ve işçiye yağmurlu havada su vermediğine göre, bu aziz milletin kaynakları kimlerin cebine gitmiştir?" diye sordu.

Gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gerekse AK Parti’li bakanların, milli gelire göre, insani yardım yapan ülkeler arasında Türkiye’nin ilk sırada yer aldığını ifade ettiğini söyleyen Bahçeli, Türkiye’nin kıt imkanlarının, milletin alınterinin savurgan bir şekilde heba edildiğini ileri sürdü.

Bahçeli, zorunlu bireysel emeklilik sistemini de eleştiren ve bunun "haraç" olduğunu öne süren Bahçeli, AK Parti hükümetleri döneminde Türkiye'nin kazandığından daha fazlasını harcadığını, saçtığını ve tükettiğini savundu.

"Kendi evlatlarımıza helallik vermek dururken"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu Muhammed Ali'nin cenazesine gitmesini de eleştiren Bahçeli, Erdoğan’ın ABD ziyaretinin "Türk devletinin itibarının adeta ayaklar altına alındığı bir ortama dönüştüğünü" iddia etti. Bahçeli, "Kana susamış canilerin İstanbul Vezneciler ve Mardin Midyat’ta düzenlediği saldırılar yüreklerimizi kavururken, Erdoğan’ın ABD’ye gidişi bizim nezdimizde son derece düşündürücü ve rahatsız edicidir." diye konuştu.

Muhammed Ali’nin acısını kendilerinin de paylaştığını dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Fakat kendi şehidimiz varken, acımızı yok sayıp başka ülkedeki cenaze merasimine iştiraki de asla tasvip etmiyoruz. Ülkemiz son derece sıkıntılı günlerden geçerken, memleketin her köşesinde şehitlerimizin taziye dergahı kurulurken, başka adreslerde taziye sırasına girmek akıl ve vicdanla izah edilemeyecektir. Kendi evlatlarımıza helallik vermek dururken, başka cenazelerde sırf şöhret olsun diyerek boy göstermenin makul hiçbir yönü de olmayacaktır. Şehitlerimiz ay yıldızlı al bayrağa sarılı tabutlara konurken, Sayın Erdoğan’ın yanına Diyanet İşleri Başkanı’nı, damadını ve bakanlarını da alıp binlerce kilometreyi kat etmesi çok yanlıştır.

Sayın Erdoğan’ın, Muhammed Ali’nin cenazesinde görüp de, şehit cenazemizde bulamadığı nedir? Bunca patırtıya, gürültüye rağmen elinize ne geçti Sayın Erdoğan? Katıldığınız cenaze merasiminde konuşma yapmak istediniz, söz verilmedi. Yanınızda götürdüğünüz Kabe’nin örtüsünü merhumun tabutunun üzerine sermek istediniz, müsaade edilmedi. Tabutun başında Kur'an okumak istediniz, onay çıkmadı. Aldığınız hediyeleri Muhammed Ali’nin ailesine vermek istediniz, 15 dakika bekletildiniz, yine de olmadı. Bir gün olsun kutsal mabedimiz olan Kabe’nin örtüsünü bir tek şehidimizin tabutuna koymamışken, siz hangi akla hizmet bu davranışı başka bir cenaze için uygun buldunuz? Ne yaptığınızın, ülkemizin prestijini hangi seviyelere düşürdüğünüzün farkında mısınız?"

"Şu sıralar ABD'ye pek gitmeyin"

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'li bakanları ve yöneticilere şu sıralar ABD’ye pek gitmeyin önerisinde bulunarak, "Sık sık ABD’ye giderseniz, karşınıza neyin çıkacağı, kimin ne yapacağı belli olmaz, Alimallah İranlı kaçakçı alayınızı ele verirse okyanus ötesinde yandaş hakim ve savcıda bulamazsınız, büyük bir skandalın faili olmaktan kurtulamazsınız. Şansınızı fazla zorlamayın. Tehlikeli sularda kulaç atmayın. İnat etmeyin, 17-25 Aralık dumanının ta okyanus ötesinden tüttüğünü cümle alem görüyor, rüşvet ve yolsuzluğun yüksek hava basıncı kıtaları dolaşıyor, benden söylemesi." dedi.

Muhammed Ali’nin cenazesinin ardından düzenlenen anma etkinliğine de değinen Bahçeli, "Ülkemize çok çirkin suçlamada bulunan ve 'Türkiye’nin liderlerine Kürtleri öldürmeyi bırakmalarını söyleyin' diyebilecek kadar küstahlaşan bir Haham ve zihniyetine diyorum ki: Türkiye’de ölen Türk vatandaşlarıdır, öldüren ise Siyonizmin tasmalı bekçisi PKK’dır. Malum Haham ahmak değilse gitsin hemen ulaşabileceği katiller kataloğuna dikkatle baksın, orada Gazze’yi, Ramallah’ı, Kudüs’ü, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren, vadedilmiş topraklara konmak için Kandil’e silah yağdıran emmioğlularını görecek ve hepsini şıp diye eşkallerinden tanıyacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Yüksek faizli kredileri nasıl izah edecekler"

Bahçeli, Son 14 yılda 57 milyar dolarlık özelleştirme yapıldığını ifade ederek, "Ogerler, Oferler, Arap şeyhleri, küresel banker ve para baronları her değer ve mirasımıza akbabalar gibi üşüşmüşlerdir" görüşünü ileri sürdü.

AKP hükümetleri döneminde yaklaşık 250 milyar dolara yakın dış kaynağın ülkeye girdiğini dile getiren Bahçeli, "Türkiye’nin sattığı tesis ve varlıklardan elde ettiği paralarla, yabancıların getirdiği sermaye nerededir, kimlerin elindedir?Erzurumlu Hasan’da olmayan, Yozgatlı Mehmet’te bulunmayan, Balıkesirli Hatice’de görülmeyen dahası 79 milyonun semtine uğramayan paralar hangi vurguncuların hesabındadır?  'IMF’ye borcu bitirdik, 23,5 milyar dolar ödedik' demediler mi? IMF’ye borcu sıfırlamakla övünen Hükümet, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankasından alınan yüksek faizli kredileri nasıl izah edecek, hangi deliğe saklayacaktır?" ifadelerini kullandı.

AK Parti’li bakanların, Türkiye ekonomisinin büyümesiyle övündüğünü ifade eden Bahçeli, "Türkiye ekonomisi büyüdüyse, refah, ekmek ve güven nasıl küçülmektedir? Büyüyen ekonomi mi, yoksa sanal ve hayal mahsulü makro ekonomik parametreler midir?" diye sordu.

Cumhurbaşkanı Errdoğan'ın MÜSİAD’ın düzenlediği iftar programında, "dünyada 100 civarında dolar milyarderinin sahip olduğu zenginliğin, 3,5 milyar insanın toplam varlığına eşit olduğunu" ifade ettiğini hatırlatan Bahçeli, "Sayın Cumhurbaşkanı uzaklara bakmasın, gözünü dışarı çevirmesin. Başka yerde iz sürmesin, dolar milyarderi avına tevessül etmesin. Türkiye’nin, dünyadaki eşitsizlik ve adaletsizliğin aynısına 14 yılda nasıl mahkum olduğunu görsün, eğer cesareti varsa kendisine bu kokuşmuşluktan pay çıkarsın. Küresel kapitalizme hizmetkar olanların, yanını yöresini, eşini dostunu, akraba ve yandaşlarını abat etmesi, emek vermeden dolar milyarderi olması unutulacak ve affedilecek bir rezillik değildir." diye konuştu.

- "Birlikte çay toplayanlar..."

Bahçeli, Danıştay Kanunu tasarısıyla ilgili ,"Birlikte çay toplayanlar şimdi yandaşlık çayından kaçak saray odalarında içerek yüksek yargıda kapsamlı bir operasyona hazırlanmaktadır." iddiasında bulundu.

Yargı organlarıyla "sık sık ve gizli bir maksada matuf" oynama yapıldığını öne süren Bahçeli, bunun hukuk devletinin ilkelerini zedeleyeceğini belirtti.

Bahçeli, genel gerekçesini ilk bakışta olumlu gördükleri Maarif Vakfı Kanun Tasarısı'nın uygulamada ne sonuçlar doğuracağını şimdiden öngörmenin güç olduğunu belirterek, tasarı hakkında gerekli her türlü araştırma ve çalışmayı yapacaklarını bildirdi. Bahçeli, "Eğer malum vakıf ve yurtların devlet kanalıyla beslenmesi, büyütülmesi amaçlanıyorsa bilinsin ki yanlış hesap eninde sonunda millet vicdanından dönecektir." dedi.

"Maarif Vakfının merkezi olarak İstanbul’un seçilmesi, kısa sürede tasarının hazırlanması, 12 kişiden oluşan Mütevelli Heyetinin 7 daimi üyesinin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulunca belirlenmesi yeni bir yandaş oluşumun habercisidir" görüşünü savunan Bahçeli, vakfın mali denetiminin nasıl yapılacağının açık olmadığını dile getirdi.

Parti olarak AKP’nin Meclis’e sunduğu kanun tasarılarını üstlendikleri millet vekaletine layık şekilde ve titizlikle inceleyip ilke ve politikaları çerçevesinde hareket edeceklerini vurgulayan Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi milleti, ülkesi ve kutlu vatanı için vardır, olumlu, milli, ahlaklı ve yapıcı muhalefetini sabırla sürdürecektir." diye konuştu.

Bahçeli, konuşmasını Avrupa Futbol Şampiyonası'nda mücadele eden A Milli Futbol Takımı'na başarılar dileyerek tamamladı.