Gün geçmiyor ki gazete sayfalarında veyahut TV ekranlarında cinsel tacize uğrayan insanların, hatta yaşı küçük kız ve erkek çocukları ile iğrenç haberleri okumak istemesek bile dinlemek zorunda kalıyoruz. Daha bir hafta önce Manisa’nın Alaşehir ilçesinde 4 yaşındaki Irmak, evlerinin önünde arkadaşları ile oynarken kaybolmuştu. Başarılı TV çalışmaları ile meslek hayatının zirvesinde bulunan Müge Anlı’nın programına çıkan sapık katil minik Irmağı boğarak öldürdüğünü itiraf etmişti. Adli Tıp kurumunun raporuna göre küçük çocuğa tecavüz edilmişi. Bu çirkinlik bitmeden bu kez de Erzurum’da 52 yaşındaki bir ilkokulun sınıf öğretmeni A.A. yaşları 10-13 arası 10 kız 1 erkek öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu haberi ülke gündeminde tiksinti ile karşılandı. Yani görülüyor ki cinsel tacizlerin sonu gelmiyor derken insanı, insan olduğundan utandıracak çok çirkin bir tecavüz olayı haberi de Antalya’dan gelmiştir. Şehrin en kalabalık parkında insan demeye utandığım bir sapık ufak bir kedi yavrusuna tecavüz etmiş, zavallı hayvan sokaklarda acılar içinde kıvranırken, bu kente yerleşmiş Rus vatandaşı Yana Krall adlı bir bayan, kediyi alıp bir veterinere götürerek tedavisini sağlamıştır. 10 gün hayvan kliniğinde kalıp, iyileştirilen yavru kedi tekrar doğal ortama bırakılmıştır. Talihsiz kedi için cebinden bir hayli ücrette ödeyen Bayan Yana’ın, bu çabaları boşa gitmiş. Ayni kedi yavrusu bu seferde çeşitli yerlerinden bıçaklanmış olarak bulunmuştur. Tedaviye alınan yavrucuk yapılan bütün tıbbi müdahalelere rağmen acılarına üç gün dayanarak insan geçinen iki ayaklı bir hayvanın kurbanı olmuştur. İnsanlık için utanç ve nefret uyandıran bu olay üzerine Antalya Candost Derneği açtığı imza platformunun tecavüze uğrayan kedinin öldüğünü bundan böyle parklara, hayvan barınaklarına kamera takılması için yaptıkları kampanya büyük ilgi görmüş şimdiye kadar 640 hayvan sever imza vermiştir. Dernek yetkilileri bu sayının artacağını belirtirken talihsiz kediyi veterinere götürüp tedavisi için çaba harcayan Rus bayan Yana Kall’a teşekkür etmeyi de ihmal etmemişlerdir. Konumuz kedilerden açılmışken bir iyi haberimizde Ankara Pursaklar Belediyesi’nden gelmiştir. Beş yıldan bu yana uygulanan, Ankara’nın marka değirene önemli katkısı bulunan Ankara Kedisi Güzellik Yarışması, Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillenmiştir. Nesli tükenme tehlikesi ile yüz yüze bulunduğumuz bu çok cins kedinin neslinin güçlenip korunması için bütün imkanlarını seferber eden Pursaklar Belediye Başkanı “Bu yıl uluslar arası hale getirecek olan bu düzenleme ile Ankara’nın hazinesi olan kedilerimizi dünyaya tanıtacağız” Hayvan sevgisi ile dolu bu başkanı kutlarken, meslektaşım değerli ve usta fotoğrafçı-gazeteci Ara Güler’i de yürekten tebrik ederim. HAY TAP’ın 2016 duvar takvimleri için Ara Güler, arşivindeki özel fotoğraflarını hiçbir ücret talep etmeden vermiştir. Ara’nın bir tek isteği, takvimlerin gelirinin sahipsiz hayvanların bakımı ve korunmasına harcanmasıdır. Usta sanatçı Nedim Sabancı’nın hayvan sevgisi Türk sahne sanatının tanınmış oyuncu ve yazarı Nedim Sabancı, çocuklarda hayvan sevgisini geliştirmek için yazıp sahneye koyduğu müzikli “Bir dostluk hikâyesi” adlı sahne oyununu geçtiğimiz günlerde İzmirli çocukların beğenisine sunmuştur. Ege Üniversitesinde galası yapılacak olan oyunda daha sonra Ankaralı çocuklarla buluşacak. Dişi sayısı artıyor Van ilimizin dünyaca ünlü gözleri renkli kedileri bilindiği gibi bir süreden beri nesli koruma altına alınmıştı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Kedi Araştırma Merkezi’ndeki çalışmalar neticesinde 65 dişi, 40 erkek kedide 130 yavru elde edilmiş ve çoğunun göz renklerinin farklı olduğu görülmüştür. Dünya çapında ki insanların kedi sevgisi her gün artmaktadır. Yine dünyanın muhtelif bölgelerinde cins cins kedilerin yaşadığı bilinmektedir. Ülkemizde de bu sevimli hayvanlara olan sevgi ve alaka her geçen gün artmaktadır. Bu sevgiyi bizde olduğu gibi pek çok ülkede de kendisini göstermiş “Hayvanları koruma günü” bile düzenlemişlerdir. Ekim ayı içinde bir günü bile bu canlı hayvanların varlığına dikkat çekmek yine de sevindirici bir olaydır. “İstanbul kedilerin başkenti” başlığı ile verdiği habere göre Türkiye’nin metropolü bu kentimizde 750 bin sokak kedisi, 250 binde sokak köpeği yaşadığı ortaya çıkmaktadır. Uykuyu çok seven ve insanoğlunun yüzyıllardan bu yana gelen en yakın dostu olan kedilerin Norveç’in tanınmış gazetelerinden VG’nın Ortadoğu muhabiri Nilas Johnsen, bu arada Türklerin kedileri çok sevdiklerini, onları beslemenin ayrı bir zevk olduğunu da belirtmiştir. Haberini İstanbul’da çektiği kedi fotoğrafları ile zenginleştiren Johnsen, Cihangir ve Kadıköy’ün bol kedili semtler olduğunu da haberinde belirtmiştir. Bu arada Dünya Kedi Irkları Derneği’nin öncülüğünü de yapan etkinliklerden biriside Kedi Güzellik Yarışması’dır. “World Cats Show” adı altında düzenlenen bu etkinlik çerçevesinde bu canlılarında güzellik kraliçesi seçilmiş olmaktadır. Kedi kaçakçılığı yapılıyor Şimdiye kadar aklınıza ne kadar hayvan ismi gelirse, muhakkak onlarında kaçakçılarının bulunduğu malumunuzdur. İşte en son geride bıraktığımız hafta başında kaçak olarak yurdumuza sokulmak istenen dünyanın sayılı kedi ırklarından olan İngiliz, İran ve Siyam kedileri; Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu gereği Kapıkule sınır kapısında satışa çıkarılmıştır. Türkiye Hayvan Hakları Federasyonu temsilcileri ile pet shop sahiplerinin katılımı ile yapılan satışlar sonunda ihaleyi HAYTAP İstanbul temsilcisi Zuhal Arslan kazanmıştır. 6 çok cins kedi için 4.250 lira ödeyen kedi severin Hamza beyli sınır kapısında bulunan hayvan barınağının bu cins hayvanlar için pek uygun olmadığı bu yüzdende 11 kedinin virüs kapıp öldüğünü de üzülerek açıklamıştır.