Doğan BULGUN 
Bugün sayfamızda bir konuğumuz var: Engin Uç. Gazetecilik ve yayıncılık yaptı. Çayyolu Bölgesi Ağaçlandırma Derneği’nin (ÇABA) kurucularından biri ve başkanı. Çayyolu Bölgesi adına gönüllü arkadaşları ile çok önemli işler başaran bir kişi. Bununla da yetinmiyor. Ankara’nın amatör müzik topluluklarının çalışma salonu bulmaktaki zorluklarını görüyor ve ÇABA Derneği’nin salonunu onların hizmetine sunuyor. Şimdi 6 amatör koro ÇABA Derneği salonunda haftanın belli günleri toplanıp çalışmalar yapıyor. Uzunca bir süredir amatör topluluklarla iç içe olan Engin Uç’un gözlemleri var. Kendisinden istedik bizi kırmadı, duygu ve düşüncelerini bizimle paylaştı. Yazının altında bir de fotoğraf var. Ümit Mahallesi Muhtarı Ayşe Çalışkan’ın kurduğu “Ankara Rüzgârı Korosu” tüm olumsuz hava koşullarına karşın şefleri Mustafa Ortaç yönetiminde başarılı bir konser verdi…
Amatör korolar hayata bağlanmanın bir yöntemi ÇAYYOLU’NDA pek çok amatör koro var. Bu korolara katılanlar genelde 50 yaş üstünde insanlar. Hemen hepsi emekli. Sosyal faaliyetlerini korolarda şarkı söyleyerek, boş zamanlarında da bu şarkıları pekiştirerek geçiriyorlar. Kahvehane kültürü yok bu yörede. Emekliler için kurslar, korolar hayata bağlanmanın bir yöntemi. İki saat de olsa hoşça vakit geçiriyorlar. Kimi emeklilerse bir korodan öbürüne koşup bu mutluluk zamanını uzatma peşindeler. Hani bunların içinde Oxford’da doktora yapmaya niyetli kişi de yok. Anı yaşıyor, günlerini gün ediyorlar. Konserde solo almak büyük başarı. 500 kişinin karşısında şarkı söylemek, beğeni almak, alkış toplamak az iş değil. Solo kapmak da bayağı zor iş. Bu nedenle koristler arasında tatlı bir rekabet de yok değil. Koroların çoğunda radyo sanatçıları, bu işi profesyonelce yapanlar şef konumundalar. Bir de bu ortama girip yetişenler var. Bazıları sahne bile alıyorlar. Hem sesleri güzel, hem de sahne performansları yerinde. Son 1 – 2 yıl içinde bunlardan bazıları koro şefliğine soyundular. Arz ve talep meselesi. Bazı arkadaşlar kendilerini daha rahat hissettikleri için bu korolara devam ediyorlar. Ne var ki bu arkadaşlarımız kimi kişilerce “Kendini bilmezlikle”, “Haddini aşmakla” acımasızca suçlanıyor. Bu kişilerin nota bilmedikleri yolunda iddialar var. Ne var ki çok azı dışında koro şefleri, koristlerine nota bilgisi de vermedi bugüne kadar… İnsanlar şarkı söylemek için bir araya geliyor ve eğleniyorlarsa bırakın istediklerini yapsınlar. Bu tür değerlendirmeler hiç hoş olmuyor, yakışık almıyor. İnsanların kafalarında yarattıkları dünyalarını başlarına yıkmaya çalışmayın, kendi hallerine bırakın, hatta teşvik edin, daha da mutlu olmasını sağlayın. Böyle yaptığınızda kendinizi de rahat hissedeceksiniz ve mutlu olacaksınız… GİTARİST Oğuzhan Kayalı Bach’tan Albeniz’e uzanan zengin bir program ile Ocak ayının ikinci konserinde bu akşam Mozarthaus’ta sanatseverler ile buluşacak. PROGRAM F. SOR (1778 - 1839) Variations on ''Folies d'Espagne'' Op.15(a) J.S. BACH (1685-1750) Chaconne M. M. PONCE (1882 - 1948) Sonatina Meridional.Campo.Copla.Fiesta I. ALBÉNIZ (1860 - 1909) AsturiasCadizCataluñaSevilla 09 Ocak2019 Çarşamba: 20.00, Yer: Mozarthaus Sanat ve Konser Evi (Nilgün Sokak 14 / 2 Çankaya - Ankara OĞUZHAN KAYALI 1993 yılında Edirne'de doğdu. Müzik ile ilişkileri çok erken yaşlarda başlayan Kayali bu yıllarda dayısı olan Tayfun Baş'dan ilk müzik derslerini aldı. Edirne'nin Havsa ilçesinde ilk okulu okuduktan sonra 2007 Yılında Edirne Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi giriş yetenek sınavını kazanarak, öğrenci olmaya hak kazanan Kayali, burada ilk olarak gitara elektro gitar ile başladı lisede bulunduğu gruplar ile pek çok yerde sahne aldı. Lisede öğrenci olduğu yıllarda aynı zamanda Mehmet Özkanoğlu ile klasik gitar çalışmıştır. 2011 yılında Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın giriş sınavını kazanarak burada çalışmalarına devam etmiştir. 2015 yazında Hollanda'da ve Almanya'da girdiği sınavları başarı ile geçerek, 2015-2016 döneminde Koblenz Uluslararası Gitar Akademisi’nde Ünlü Alman gitarist Hubert Kaeppel ile ''Postgraduate'' programı adı altında 1 yıl eğitim görmüştür. Gitarist Kayalı’nın Türkiye’de katıldığı ustalık sınıflarında; Melih Güzel, Ceyhun Şaklar ve Erdem Sökmen ile çalışmış ve daha sonra Almanya’da çalıştığı isimler arasında; Alexander S. Ramirez, Alfred Eickholt, Hans-Werner Huppertz, Judicael Perroy, Scott Tennant, Thomas-Müller Pering, Marco Socias ve dünyanın önde gelen gitaristleri olarak kabul edilen Manuel Barrueco ve David Russell ile çalışmıştır. Kayali şu ana kadar pek çok yerde ulusal ve uluslararası olarak sahne almıştır ve en önemli sahne aldığı yerler arasında Almanya'da Historische Stadthalle Wuppertal 'da bulunmaktadır. Gitarist Kayali yüksek lisans eğitimine Köln Müzik Akademesi'nde (Hochschule für Musik und Tanz Köln) 'de Gerhard Reichenbach ile çalışmalarını sürdürmektedir. Ali Perret’s DU.DU Borusan Müzikevi’nde ERİVANLI dünyaca ünlü duduk ustası Suren Asatryan ve caz piyanisti, besteci Ali Perret’nin dostluklarının sonucunda oluşan bu projede, Yunan ve Balkan müziği köklerine sahip kontrbasçı Apostolos Sideris ile Ortadoğu, Hint ve Asya müziği hakkında geniş bilgi birikimi olan perküsyon ustası Berkant Çakıcı barış frekanslarını yaymak üzere Ali Perret’s DU.DU’nun müzik yolculuğunda bir araya geliyor ve grubun kemik yapısını oluşturuyor. Gruba ayrıca dünyaca ünlü müzisyenlerle aynı sahneyi paylaşmış ve Amsterdam’da yaşayan, Türk müziği ve cazı doğaçlama yoluyla ve çağdaş bestelerde bir araya getiren çalışmalarıyla bilinen basklarnette Oğuz Büyükberber ve kemanda Yunanlı genç müzisyen Giannis Poulios eşlik ediyor. Ali Perret's DU.DU bugüne kadar yapılmamış bir birliktelikte farklı bir tını ile müzikal konseptine uygun oluşturduğu repertuvarında, Anadolu Türküleri ve düzenlemelerinin yanı sıra doğaçlamalar ve Ali Perret’nin bestelerini çağdaş batı armonisi ve caz yaklaşımı ile birleştirerek sunuyor. Tarih: 12 Ocak 2019 Cumartesi Saat: 20.00, Yer: Borusan Müzik Evi / İstanbul Mey / Duduk / Balaban MEY, Anadolu ve Mezopotamya’da asırlardır kullanılan kamışlı, kadim bir üflemeli sazdır. Gövdesi genellikle bölgede yaygın olarak bulunan erik ve kayısı ağacından, baş kısmı da sazlıklarda yetişen kamıştan imal edilir. Ön tarafında 7, arka tarafında 1 deliği vardır. Meyi akortlamak için kamışa “kıskaç” adı verilen bir parça takılır. Mey kullanılmadığı zamanlarda da kamışın ağız kısmına ağızlık takılarak kamışta esneme olması engellenir. Ön kısmında 7 delik bulunması sebebiyle ses alanı 1 oktavdır. Geniş bir aralığa sahip olmaması nedeniyle her çeşit makam ve müziğin icrasına müsait bir saz değildir. Anadolu ve Mezopotamya‘da Mey ismi ile bilinen bu saz Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan üçgeninde farklı bir forma kavuşur. Azeriler kullandıkları bu saza “Balaban”, Ermeniler “Duduk”, Gürcüler ise “Duduki” ismini verirler. Bu üç saz şekil ve ses olarak neredeyse birbiri ile aynıdır. Meye göre kamış yapısı biraz daha farklıdır. Bu enstrümanda sesin etkileyen en önemli kısım kamış olduğu için ses rengi biraz daha farklıdır. Mey sazında zırıl zırıl, gümbür gümbür gelen bir ton vardır. Balaban ve dudukta ise bu tonun aksine buğulu, kadife bir ton vardır. Bu da dinleyiciyi mistik bir atmosfere sokar.