Birsen GÜRDİL  Dünyanın gelmiş geçmiş sayılı sopranolarından biri olarak yıllarca o muhteşem sesi ile Avrupa opera binalarında sayısız müzik severlere doyumsuz geceler yaşatan Leyla Gecer’i bundan 10 yıl önce kaybetmiştik. La Diva Turca, La Gencer, La Regina olarak opera dünyasına adını altın harflerle yazdırmış olan bu müstesna sanatçımıza bizler gereken ilgiyi göstermedik. Oysa 10 Mayıs günü dünyanın bir numaralı operası La Scala ünlü ses için bir anma töreni düzenlerken, Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü bu divanın ölümünün 10’ncu yıl olduğundan bile haberi olmadı. Hâlbuki genel müdür o operada konuk sanatçı olarak sahne aldığı zaman Leyla Gencer, o Scala’nın kadrolu sanatçısı, kraliçesi, divası idi. Leyla Gencer’e ihanetimiz bundan önceki yıllarda da yapılmıştı. “Ben dünya dinliyor, birde milletim dinlesin” demiş ve 1961 yılında vatan toprağı olan ülkesi Türkiye’ye gelmişti. Sevinçliydi, mutluydu. Olmadık bir teklifle karşılaştı. Zamanın genel müdürü “Olmaz, bir başrol için gelip gitmek olmaz. Kadromuza girmen gerek La Scala’yı bırakıp gelirsen rolü alır, sahneye çıkarsın” bu çirkin karşılama üzerine Türkiye’de sahne almaktan vazgeçen diva, İtalya’ya dönmüştü Simokinli erkeklerin, tuvaletli kadınların izlediği konserlerinin biletleri aylar önce tükenen Leyla’ya “Olmaz” diyen genel müdür o yıllarda düğünlerde 500 Lira karşılığı şarkı söyleyen bir İtalyan tenoru Türkiye’ye getirmek ona rol vermek gerekçesi ise “Gelen tenor İtalyan konuk sanatçı olabilir. Gencer ise bir Türk konuk olmaz” demişti. Ara sıra sahneye çıkan o tenor ne yazık ki yetersiz 2görülüp ülkesine gönderildi. Kim olduğunu merak ettiğimiz o şarkıcı ünlü tenor Pavarotti idi. Ünlü soprano Gencer, yine de Türkiye’de bir konser vermeden ayrılmak istemediği için Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde bir cumartesi günü öğleden sonra Ankara Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesinde Türk hayranlarının huzuruna çıktı. O gün Ankara tarihi bir gün yaşamıştı. Gösterilen ilgi karşısında dünya starı Türk diva sahnede gözyaşlarına hâkim olamamıştı. Divanın dinmeyen gözyaşları salonu da etkilemişti. Herkes gözyaşlarını sile sile divayı dinlemiş, defalarca sahneye davet ederek ünlü esin iki saat program yapmak zorunda kalmıştı. Unutulması mümkün olmayan Leyla Gencer, bilindiği gibi Karabük’ün Safranbolu İlçesine bağlı Yörük Köyü’nde dünyaya gelmiş, saf bir Anadolu kızıdır. Dünya starı olunca Leyla’nın köyü adeta bir ziyaretgâh haline gelmişti. Hasanzade İbrahim Bey’inkızı olan Leyla’nın bu köyü Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1977 Türk-Türkmen köyü oluşu nedeniyle ve de pek çok tarihi üstünde taşıdığı için koruma altına alınmış, 93 ezer tescillenmişti. Bu özellikleri ve Gencer’in doğum yeri olmasıyla bu yer her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turistin uğrak yeri olmuştu. Leyla’nın baba evi Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Vekili Fatih Ürkmezer’in de gayretleriyle restora edilmiş. Açılan meydana ünlü sesin büstü yerleştirilmişti. Emsalsiz sesi, mütevazı oluşu çalışkanlığı ile kısa zamanda La Scala gibi dünyanın en muhteşem opera binasının devamlı sahnesinde yer almıştı. Leyla Gencer, aynı zamanda opera dünyasına genç yetenekler kazandıran bir eğitmendi de, uluslararası alanda Leyla’nın yetiştirdiği pek çok yetenek başarılı çalışmaları ile unvan sahibi olmuşlardı. Gencer’i sonsuza kadar anımsatacak bir etkinlikte, divanın adına Şan Yarışması düzenlemesidir. La Scala Tiyatrosu Akademisi tarafından organize edilen bu çalışmaya ülkemizden Borusan Sanat ve İKSV’de katılmakta olup, Jüri Başkanı RenatoBruson’un yönetiminde düzenlenen 9. Leyla Gencer Şan Yarışması yerli ve yabancı pek çok ses tarafından büyük ilgi görmüştür. 18-32 yaş arası tüm ses gruplarının katılımı ile yapılacak yarışmada birinci olan sese 12.500, ikinci olan yarışmacıyı 7.500, üçüncü gelen yarışmacıya da 3.500TL’si verip ödüllendirilecektir. Yarışmaya katılacak olanlara verilen imkânlar sırf para olmayıp hayallerini bile kurmakta güç bulamadıkları La Scala Tiyatrosu Akademisi’nde üç aylık eğitim bursu ödülü, La Scala özel ödülü, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası özel ödülü de verilecek, ayrıca bu ödülü alan sanatçı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde bir konser vermeye hak kazanacak. 23-28 Eylül 2018 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek olan bu yarışma çerçevesinde finalde dinleyicilerin oyuyla belirlenecek şanslı ses Leyla Gencer Halk Ödülünün sahibi de olacaktır. Bu şanslı yarışmacı İstanbul Müzik Festivalinde bir konser verme şansına da sahip olacaktır. Yerli ve Yabancı ses ustalarının jüride yer alacağı 9. Leyla Gencer Şan Yarışması’nı takip için pek çok yabancı ve yerli müzik eleştirmeni daha şimdiden kayıtlarını yaptırmışlardır. Bir sanat şölenine dönüşen bu yarışma ile Maria Calas’tan sonra dünyanın en ünlü sesi olan Leyla Gencer bir kez daha sevgi ve saygı ile anılmış olacaktır. Milano’da evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda eden sanatçının vasiyeti gereği naaşı yakılmış, külleri İstanbul Boğazı’na serpilmiştir. Ülkemizin uluslararası ünlü sesi böylelikle sonsuza kadar yaşayacaktır.