FETÖ'nün iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de aralarında bulunduğu 27 şüpheli tutuklandı. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de aralarında bulunduğu 27 şüpheli tutuklanırken, Nejat Güllü'nün de içinde yer aldığı 52 şüpheli adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Başsavcıvekili İsmail Uçar tarafından yürütülen soruşturmada gözaltına alınan ve savcılık işlemlerinin ardından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen TUSKON ve üye şirketlerinin yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 65 kişi ile adli kontrol talebiyle sevk edilen 14 kişinin hakimlik sorguları sona erdi. Hakimlik, aralarında Faruk Güllü ve Ömer Faruk Kavurmacı'nın da bulunduğu 27 şüphelinin "FETÖ'ye üye olmak" suçundan tutuklanmasına karar verdi. Hakimlik, 52 şüpheliyi ise adli kontrol hükümleri uygulayarak serbest bıraktı. Serbest kalan şüpheliler hakkında adli kontrol hükümleri kapsamında yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Hakimlik kararında, savcılığın sevk yazısına ve FETÖ'nün yapılanmasına yer verildi. Kararda, Türkiye tarihi dahil dünya tarihinde görülmeyen bir yapılanmaya sahip olan örgütün, hayatın her alanına, yani devlete, yargıya, emniyete, iş hayatına ve birçok yere gizlilik esasına dayalı olarak sızdığı vurgulandı. Türkiye ve dünya tarihinde bilinen diğer örgütlerden farklı bir yapıya sahip olan FETÖ/PDY'yi, diğer silahlı örgütleri gibi değerlendirmenin mümkün olmadığı aktarılan kararda, örgüt üyelerinin bazen hakim-savcı, bazen asker, bazen bürokrat, bazen siyasetçi veya iş adamı gibi ortaya çıktığı belirtildi. Kararda, örgüt ile ilgili şu ifadeler yer aldı: Sosyal hayatta normal bir düşünce seviyesinde, tarzında olan örgüt üyesi, gizlilik esasına dayalı olarak, kendini toplumdan ve güvenlik güçlerinden saklayabilmekte, her eylemini örgütün liderinin görüş ve talimatları doğrultusunda gerçekleştirmektedir. Bunu da örgütün amacına uygun olarak gizleyebilmektedir. Bu kapsamda, TUSKON ve buna bağlı alt dernekler, örgütün amacına uygun olarak kurulmuş olup, özellikle iş adamı seviyesinde olanları üye olarak kabul etmiş ve son olarak 17-25 Aralık 2013 tarihinde, örgütün yargısal darbe olarak adlandırılacak eylemlerinden sonra TUSKON'un 1 Mart 2014'te yaptığı genel kurula katılan şüpheliler, TUSKON Başkanı Rızanur Meral'in yaptığı konuşmada, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a cevap olarak, 'Kimin inlerine girilecek' şekilde tehditkar beyanlarla, bu yapının örgüte hizmet eden iş adamları yapılanması olduğunu belli etmiş, beyana karşı salonda bulunan bir kısım şüpheliler de bu konuşmayı alkışla karşılamış ve desteklemişlerdir.'' Kararda, şüphelilerden Ömer Faruk Kavurmacı'nın, TUSKON Yönetim Kurulu Üyesi olduğu, iş yerinde yapılan aramalarda örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'e ait kitap ve CD'lerin bulunduğu, söz konusu TUSKON'un toplantısında Rızanur Meral'in tehditkar konuşmasını alkışlayanlar arasında yer aldığı belirtildi. Şüpheli Kavumacı'nın Bank Asya üzerinden hisse sahibi olduğu, şüphelinin hisselerinin zarara uğramaması amacıyla 17-25 Aralık'tan sonra Bank Asya'ya para aktarımında bulunduğu kaydedilen kararda, aynı kapsamda soruşturması yapılan 3 şüphelinin beyanında geçtiği gibi şirkete elebaşı Gülen'e bağlı hocanın gelerek sohbetlerde bulunduğu ifade edildi. Diğer şüpheliler hakkındaki suçlamalara de yer verilen kararda, "atılı suçun niteliği, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesinin varlığı, bu aşamada adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı" dikkate alınarak, aralarında Ömer Faruk Kavurmacı'nın da bulunduğu 11 şüphelinin ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan tutuklanmasına karar verildiği bildirildi.