Birsen GÜRDİL Ünlü İspanyol opera sanatçısı ve tenoru Placido Domingo, 51 yıl aralıksız çalıştığı New York Metropolitan’dan Verdi’nin Macbeth adlı oyununda sahneye çıkacağı anda işine son verilmiştir. Luciano Pavarotti’nin ölümünden sonra dünyanın en ünlü yaşayan tenoru olan Placido Domingo’nu The Met Opera tarafından işine son verilmesinin nedeni ile 78 yaşındaki sanatçının 20 kadına cinsel tacizde bulunmaktan, hakkında on bir kadının şikâyeti üzerine 17 yaşında girdiği bu müzik topluluğundan görevini bırakması istenmiştir. Macbeth’ini oynamak için aylardır süren çalışmalar, yapılan provalar hazırlanan kostümler bu ani ayrılık nedeniyle yarım kalmıştır. 21 kez bu operada sezon açılışı yapan tenor, dünyanın gelmiş geçmiş en ünlü tenoru Enrico Caruso gibi bir efsaneyi bile geçmişti. Sekiz opera sanatçısı ve bir balerinin, 80’li yıllardan bu yana kendilerine cinsel tacizde bulunmaları üzerine ABD’nin en büyük klasik müzik topluluğu The Met Opera sanatçısı ile olan anlaşmasını iptal etmiştir. 1941 yılında Madrid’de doğan Placido Domingo, Luciano Pavarotti ve Jose Carreras ile dünyanın en ünlü üçlüsü sayılıyordu. * Damdaki Kemancı’yı tekrar izledik Dünyaca ünlü “Damdaki Kemancı” müzikali Cüneyt Gökçer anısına tekrar sahnelenmiştir. 50’nci yılında Gökçer’in anısına seyirci ile buluşan bu oyun, Cüneyt Gökçer’in başrolünde 20 yıl sahnelenmişti. Yeni düzenlemede ise Binnur Kaya ve Mehmet Ali Kaptanlar başrolleri paylaşmışlardır. * Pavarotti’nin hayatı belgesel oluyor Albümleri 100 milyonun üstünde satan, sahne aldığı konserleri daima kapalı gişe temsil edilen dünya çayında üne sahip Luciano Pavarotti’yi geride bıraktığımız yıllarda kaybetmiştik. Bir ara Türkiye’ye gelip, Ankara’da sahne çalışması da yapmış olan İtalyan tenorun hayatı, yakında beyazperdeye aktarılmış olacaktır. Sanatçının sıra dışı hayatını Oscar’lı yönetmen Ron Howard tarafından beyazperdeye aktarılacak olan ünlü tenorun yaşamına ait çekimler bu ay içinde Milano’da başlayacaktır. * Murat Karahan: “Almanya’da 60’ın üstünde opera var” Geride bıraktığımız günlerde evliliğe giden yolda ilk adımını atan Murat Karahan, bilindiği gibi yurtdışında da tanınan bir tenorumuzdur. Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü unvanına sahip olan başarılı sanatçı; yönetmen, ünlü politikacı, eski bakanlardan İsmet Sezgin’in yeğeni 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’de kirvesi olmakla da tanınmaktadır. Dünyanın en prestijli sahnesi olan Bol Şoy’da 10 kez sahneye çıkan Karahan’ın ise en büyük sıkıntısı ülkemizde iftihar edebileceğimiz opera salonlarına sahip olmamamız.. Almanya’da 60’ın üstünde opera binasının bulunduğunu söyleyen genel müdürün bu görüşüne tüm opera sanatçıları hak vermektedir. Tabi dinleyici ve seyirci olarak sergi salonundan bozma bir opera salonu yerine, çağın tüm özellikleri ile donatılmış bir opera binasında kim bu zevki tatmak istemez. * Çocuklarda operayı çok sevdiler Denizbank çocuklara opera sevgisini aşılamak için Türkiye’de ilk kez çocuk operası PAPAGENOLAR’ı sahneye koymuştur. Caner Akın’ın rejisörlüğünde ZDRAVKO LAZAROU yönetiminde ilk gösterisini yapan çocuk operası büyük beğeni kazanmıştır. Mozart’ın ünlü eseri “Sihirli Flüt Operası”ndan ilham alınarak kurgulanan yapıt kış sezonu boyunca çocuklarla buluşacak. * Opera dünyasının büyük kaybı 2006 senesinde Grammy Yaşam Boşu Başarı Ödülü’ne layık görülen, aynı zamanda İngiltere Kraliyet Müzik Akademisi Ödülü’nün de sahibi olan, dünyaca ünlü ABD’li opera sanatçısı soprano Jessye Norman vefatı, sanatseverleri derinden sarsmıştır. Norman, Amerika ve dünyanın pek çok opera binasında sahne almış, albümleri satış rekorları kırmış ünlü bir sanatçı idi.