Orhan KARADAĞ Osman Özköylü’nün, TFF 1. Lig takımlarından Osmanlıspor’dan dün itibariyle resmen ayrıldığı ile ilgili kısa bir haber yayımlamıştık. Haber gerçekten büyük ilgi gördü ve bu oranda da çok okundu. Ancak gelin görün ki, bu haber üzerine bir açıklama yapan Osmanlıspor Genel Menajeri Cenk Karayel, teknik direktör Osman Özköylü ile yolları ayırdıklarını duyurmak ihtiyacı hissetmiş… Belli ki, imaj düzeltme çalışması yapmaya niyet etmiş… ‘’Osmanlıspor istemeden hiç kimse Osmanlıspor’u terk edemez’’ demeye getirmiş… Ancak işin aslı hiç de öyle değil… Zaten bunu en yakından bilen de Cenk Karayel’dir… İşin aslını bir de benden dinleyin… Geçen yıl Gazişehir ile oynanan play-off öncesi, futbolcular paralarını alamadıkları için amiyane tabirle, ‘’Kazan kaldırmasalar’’ daha sonra bu oyuncular kadro dışı bırakılmasalar, şimdi Osmanlıspor belki de Süper Lig’de idi… O takımın başında da, ligin alt sıralarında yer alırken, aldığı seri galibiyetler sonucu liderlik koltuğuna kadar yükselen teknik direktör Osman Özköylü vardı. Osmanlıspor, play-off’ta penaltılarla final şansını yitirdikten sonra Osman Özköylü, yöneticilerle yaptığı görüşmede yeni sezonda yani 2019-2020 sezonunda şampiyonluğa oynanacak bir takım kurmayı planlayıp-planlamadıklarını sordu. Osmanlıspor yönetimi de genç teknik adama, 2019-2020 sezonunda küçülmeye gitmeyi planladıklarını aktardılar. Bunun üzerine taraflar masadan kalktı… Ancak, Özköylü’nün sözleşmesi 2020 sezonu sonuna kadardı. O günden sonra da Osman Özköylü bir daha Osmanlıspor kulübünün önünden dahi geçmedi. Hatta, Mor-Sarılı takımı yeni sezona Mustafa Dalcı’nın hazırlayabilmesi için emin kaynaklardan aldığım bilgiye göre, ricacı olundu ve genç teknik adamdan izin alındı. İşin özü; Osman Özköylü sözleşmesinden doğan alacaklarının bir yıllık bölümünden de vazgeçerek, geçen yıl kazanılmış haklarını tahsil edebilmek için düne kadar bekledi. Tahsilatı yapınca da sözleşmesini feshetti. Gördüğünüz gibi işin aslı hiç de Cenk Karayel’in dediği gibi değil. İletişim Fakültesi’ndeki hocam Prof. Dr. Nevzat Gözaydın, ‘’Boğaz dokuz boğumdur… Dokuzundan da geçirmeden lafınızı söylemeyin’’ derdi. Bu kardeşime tavsiyem; her hangi bir konuda açıklama yaparken, kelimelerini iyi seçmesi…