Mehmet Necati GÜNGÖR Uzun zamandır otobüs yazıları yazmıyordum. Uzun zamandır Ankara dışındaydım da ondan. Or-An Kızılay hattında ne var ne yok dedik; 185 hat nolu otobüse bindik. Yol boyunca yolcular arasındaki konuşmalara kulak verdik. Demiştim ya; halkın nabzı buralarda atıyor. Otobüs, bu defa alev alev. Mutfaklardaki yangın otobüse sıçramış sanki. Yukarı Ayrancı’dan bir emekli bindi. Etrafına şöyle bir bakındı, herkesi suskun görünce aldı sazı eline, bakalım neler söyledi: “Bu iktidar anamızı ağlattı.” “Pazara gidemez olduk. Aç yatıp, aç kalkıyoruz ailecek.” “Domatesin yanına yaklaşamıyoruz. “Yağı, peyniri uzaktan selamlıyoruz.” “Başımıza bir de Makkenzi diye bir şirketi belâ ettiler.” “Yahu, hiç mi adamımız yok? Biz, kendi kendimizi idare edemeyecekmiyiz?” “İsraf almış başını gidiyor.” “Baştakilere uçak yetiştiremiyoruz. Doymuyorlar be birader, şimdi de 500 milyon dolara şeyhin uçağını aldılar.” “Millet açlıktan ölüyor, bunlara uçak beğendiremiyoruz.” “Bir de soytarının biri çıkmış, alevilerin pişirdiği yemek yenmez diyor. Bu yaşa geldim, böyle ayırımcılık görmedim. Ben de aleviyim, benim pişirdiğim yemek neden yenmesin ki?” Yan koltuktan bir bayan söze karıştı: “Çok haklısınız beyefendi. Ben de aleviyim. Aramıza nifak sokmaya çalışıyorlar. Ne demek pişirdiği yenmez? Lokantaya girince burayı alevi mi, sünni mi işletiyor diye mi soracağız? Ne ayıp!” Emekli sesini yükselterek: “1600 lira emekli mayışı alıyorum. Bir dairem var, o da hacizli. Yakında sokağa atılabiliriz. Sizin keyfiniz yerinde de, peki, biz ne yiyip ne içeceğiz hiç düşündünüz mü?” Bu sözleri otobüstekilere söylemiyor, yöneticilere söylüyor. “Adalet yok, hukuk yok, para yok, pul yok. Bu nasıl iş?” “Peki, biz kime güveneceğiz?” “Ey Amerika, ey Almanya dediler, ikisinin de masasına oturdular.” “Yazık, çok yazık.” “Yakında papazı da uçuracaklar. Sen sağ, ben selâmet.” Söze, arka koltuktan başka biri katıldı. O da emekliydi sanırım. “Çok haklısın da beyefendi, bunları konuşanları içeri atıyorlar. Bize de hırsımızı içimize gömmek düşüyor.” Konuşmalar, başka koltuklarda da aynı mealde sürüp gitti. Yöneticilere hışım yağıyor. Otobüsü bu defa çok kızgın gördüm.