Öykü, 10 Eylül’de ilkokula başlayacak yüz binlerce öğrenciden biri... Altı buçuk yaşındaki Ankaşman, okula gideceği için çok heyecanlı ama annesi Derya, ondan daha heyecanlı olduğunu söylüyor. İki buçuk yaşından beri kreşe giden Öykü, büyüyünce ressam olmak istiyor. Öykü ve annesi Derya Ankaşman ile okula başlama heyecanını konuştuk. Elbette Öykü’nün kreşte öğrendiği tekerlemeler de söyleşimize renk kattı
ÖZEL HABER / SULTAN YAVUZ - Ankara’da yaşayan Derya ve eşi Soner Ankaşman’ın altı buçuk yaşındaki kızları Öykü, bu yıl ilkokula başlayacak yüz binlerce öğrenciden biri... Derya Ankaşman, kızlarının ilkokula başlamasından hem çok heyecan duyduğunu hem de bu konuya dair bazı çekinceleri olduğunu ifade ediyor. İki buçuk yaşından beri Öykü’nün kreşe gittiğini ve orada ilkokula iyi bir şekilde hazırlandığını söyleyen Ankaşman, kreşte özellikle el becerilerini geliştirdiklerini ve bu kapsamda çizgi çalışmaları yaptıklarını belirtiyor. Hayal gücü ve çizme yeteneği hayli güçlü olan Öykü’nün bu yönünü geliştirmek için de öğretmenlerinin yönlendirici olduğunu kaydeden Ankaşman, “Öykü gördüğü her şeyi hem yazabiliyor hem de çizebiliyor. İlkokula hazır olduğunu düşünüyorum. Ondan daha heyecanlıyım. Mesela hafta sonunda formasını aldık ve o kıyafetin içinde gözüme o kadar hoş gözüktü ki... Bir yandan heyecanlıyım ama diğer taraftan da ‘Nasıl bir okul ortamı olacak? Teneffüslerde ne yapacak?’ gibi çekincelerim var” diyor. Okula yazdırmadan önce araştırma yaptıklarını söyleyen Ankaşman, bir arkadaşının ve öğretmenlerin önerisiyle Öykü’yü devlet okuluna yazdırmış. Kendisi için eğitimdeki temel kriterlerin ne olduğunu belirten Ankaşman, şunları anlatıyor, “Eğitimin düzgün verilmesi çok önemli, etrafımda da görüyorum. Mesela çocuğa çok fazla ödev verip, hafta sonlarını zehir eden öğretmenler oluyor. Ben bunu istemiyorum, dört-beş saatlik bir ödevi anne ya da baba yaptırırken ister istemez çocuğa kızabiliyor ve bu da aradaki iplerin gerilmesine yol açıyor. Anne ve baba stres olunca, bu çocuğa da yansıyor ve okuldan soğuyabiliyor. Çok ödev veren bir öğretmen istemediğimi belirttim. Çocuğun eğlenerek öğrenmesi gerekir diye düşünüyorum. Bir de öğretmenin şefkat vermesi önemli ama bunun yanı sıra çocuğuma gerçekten bilgi vermesini, toplumsal kuralları iyi bir şekilde öğretmesini ve iyi bir insan olmayı aşılamasını isterim. Kreşte çok memnunduk, umarım okulda da öyle olur. Müfredat sürekli değişiyor ya da el yazısı kalktı mesela, bunun iyi olduğunu söylüyorlar. Diğer türlü çocuklar çok yoruluyormuş. Bakıp göreceğiz biz de... Öykü resme çok yetenekli ve hayal gücü kuvvetli, bu yönü gelişsin diye bir resim öğretmeniyle görüştük. Fakat Öykü’nün kreş öğretmenlerinin dikkatini çeken bir de drama yeteneği var. Sanatsal yönü aşikar, kendisi de zaten hep ressam olmak istediğini dile getiriyor. Biz de neyle mutlu olacaksa, onu yapmasını istiyoruz.” Öykü Ankaşman, “Çok heyecanlanıyorum ama nasıl olacağını bilmiyorum” Öykü, kreşi çok sevdiğini söyleyerek, kreşte en sevdiği arkadaşı olan Aylin’i de çok özlediğini sözlerine ekliyor. Okul kıyafetlerini iki teyzesi ve annesi ile birlikte aldıklarını belirten Öykü, “Formam lacivertle kırmızı. Çok heyecanlanıyorum ama nasıl olacağını bilmiyorum” diyor. Ressam olmak istediğini vurgulayan Öykü, en çok prenses resmi yapmayı seviyor ama elbette resimleri bundan ibaret değil. Öykü, “Ev, hayvanlar ve çok güzel şeyler yapıyorum. Tüm renkleri seviyorum. Her gün değil ama bazen resim yapıyorum” diyor. “Okula başlamaya hazır mısın?” diye sorduğumda, “Hayır, hazır hissetmiyorum” diyerek gülümseyen Öykü, en çok da mantı yemeyi seviyormuş. Atatürk’ün Cumhuriyet Başkanı olduğunu söyleyen ve çok sevdiğini belirten Öykü, kreşte öğrendiği üç tekerlemeyi de arka arkaya bizimle paylaşıyor. Öykü, “Sıra sıra fenerler, işte geliyor askerler Merdivenden iniyor, bize para veriyor Yağ parası, mum parası, akşama kandil parası... Leyley leylek havada, yumurtası tavada Gel bizim hayata Hayat kapısı kilitli, leyleğin başı bitli... Doktor geldi tık tık, elinde ibrik Biz bu ilaçtan bıktık, tıka tıka tık...” Öykü kreşteyken sandalye kapmaca oyununu çok sevdiğini söylüyor. Animasyon filmlerini sevdiğini de belirten Öykü, babasının ona okuduğu “Scooby Doo” hikayesini çok seviyormuş. Öykü, “Onun boyama kitabı da var. Kaybetmiştim ama buldum, bütün eski kitaplarımı buldum” diyor. Annesi sofrayı toplarken ona yardım eden Öykü, annesinden çorap katlamayı da öğrenmiş. Annesiyle beraber gittiği ilkokulu güzel bulduğunu ifade eden Öykü’ye ve onun tüm yaşıtlarına mutlu ve başarılı bir eğitim-öğretim yılı diliyoruz.
Editör: TE Bilisim