Yurtsever: Kızım taş bebek koleksiyoneri olmama vesile oldu

Kızının oyuncak bebeklere karşı korkusunu yenmesi için gittiği 60’dan fazla ülkeden antika oyuncak bebek satın alarak 20 binden fazla bebek ile bu alanda tek koleksiyoner olmayı başaran Murat Yurtsever, oyuncakların sergilendiği “Taş Bebek” isimli kafesinin hikayesini anlattı.

NAZ AKMAN - Ankara Kalesi Doyuran Sokak’ta yer alan “Taş Bebek” kafe kısa sürede tüm ziyaretçilerin gözdesi haline geldi. Dünyanın farklı ülkelerinden Türkiye’ye getirilen porselenden yapıldığı için ismi “taş bebek” olarak bilinen antika oyuncak bebeklerin hikayesi ise bir babanın kızının fobisini yenmesini başarmanın en iyi yolunu anlatıyor. Kızı Bircenaz Yurtsever’in oyuncak bebeklere karşı korkusunu yenmesi için gittiği her ülkede eskici dükkanlarını gezerek, oyuncak bebek toplayan Murat Yurtsever’in (46) bu çabası kendisini koleksiyonerliğe doğru sürükledi. Yurtsever’in kızı Bircenaz’ın (22), Ankara Kalesi’nde açtığı “Taş Bebek” kafede sergilenen bu bebekler yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun bir ilgi ile ziyaret ediliyor. Baba Yurtsever’in yaklaşık 22 yıl önce ilk olarak Almanya’dan aldığı taş bebeklerin sayısı ise şimdilerde 20 bini geçmiş durumda. Taş bebek hobisi mimarlık mesleğini bıraktırdı Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra bu alanda çalışan Yurtsever’in kızının korkusunu yenmek için attığı bu adım aynı zamanda mimarlık kariyerini bırakarak, işletmeciliğe yönelmesine de vesile oldu. Yaklaşık yedi yıl önce Ankara Kalesi’nde bulunan Muratbey Konağı’nı işletmeye başladıktan sonra ilk olarak otelin restoran kısmında taş bebekleri sergileyen Yurtsever, misafirlerin yoğun ilgisi üzerine sergi alanını genişletmek ister ve kızının da talebi üzerine kafe açmaya karar verir. Yurtsever, kafenin başına da Gazi Üniversitesi Turizm Fakültesi’nde okuyan kızı Bircenaz’ı getirir. Oyuncak bebeklere karşı korkusunu babasının bebek koleksiyonuyla yenmeyi başaran Bircenaz, kafede sergilenen farklı saç renkleri, yüz ifadeleri ve kıyafetlere sahip binlerce bebeğin bakım ve onarımını yapıyor. 60’dan fazla ülkeden 20 bini aşkın bebek Almanya, İtalya, Rusya, Amerika ve İngiltere gibi 60’dan fazla ülkeden binlerce taş bebek satın alan baba Yurtsever, “Kızım çocukken oyuncak bebeklerden çok korkardı. Bebekleri sevmesi için iş için gittiğim her ülkeden farklı porselen bebekler aldım. Zamanla bu bebekler dikkatini çekti ve sevdi. Bebek biriktirmek benim için de bir hobi olmaya başladı ve 20 yıldan fazla süre boyunca bu alışkanlığımı sürdürdüm” sözleriyle koleksiyonerliğe ilk adımını anlattı. Yurtsever, “Türkiye’de taş bebeği biriktiren bir biz varız” Taş bebeklerin üretiminin yapılmadığını ifade eden Yurtsever, eskici dükkanlarından bebekleri temin ettiğini söyledi. Yurtsever, “Bu bebeklerin üretimi artık yapılmıyor. Taş bebekler, Almanya’da Hitler döneminde iki kız kardeş tarafından yapılmaya başlanıyor, kardeşlerden sonra bebekleri üreten olmuyor. Dolayısıyla işin lokomotifi Almanya, bebekler buradan başka ülkelere gönderiliyor. Yaklaşık 67 ülke gezdim, her birinden bu bebekleri aldım. Gittiğim her yerde eskici dükkanlarını geziyorum, mutlaka bir iki taş bebeğe rastlıyorum. İlk bakışta aynı gibi görünse de aslında tüm bebekler birbirinden farklı. Her birinin farklı yüz ifadesi, saç rengi veya kıyafeti var. Bebeklerin sayısı binleri geçmeye başlayınca envanter tutmaya başladık, tüm bebeklerimiz tescilli. Türkiye’de taş bebeği biriktiren bir biz varız. Bebeklerin elbise ve ayakkabılarını yaptırmak için de atölye tuttuk, kızım bebeklerin bakım, onarım ve temizliğini yapıyor. Kızım taş bebek koleksiyoneri olmama vesile oldu. Hayatımı değiştirdi” diye konuştu. “Dört yıldır Ankara Kalesi’nin taş bebek kafesiyiz” Taş bebek konseptinde herhangi bir kafeye rastlamadığını belirten Yurtsever, “Bu kafenin eşine benzerine bir yerde rastlamadım sadece Almanya Köln’de küçük bir kafe vardı. Türkiye’de ise bizlerden çift olan bebekleri alıp küçük koleksiyon yapanlar var ancak böyle bir alanda sergileyen kimse yok. Pek çok yerden şube açılması konusunda teklifler alıyoruz ancak biz Ankara’yı ve Kale’yi çok seviyoruz. Bu kafeyle birlikte Kale’ye değer, renk kattık, bir etiket yaratmış olduk. Dört yıldır Ankara Kalesi’nin taş bebek kafesiyiz” dedi. Binden fazla ziyaretçi ağırlanıyor Türkiye’nin farklı illerinden pek çok ziyaretçinin taş bebekleri görmek için Ankara’ya geldiğini belirten Yurtsever, “Hafta sonları binden fazla hafta içi ise en az 300 kişi sadece bebekleri görmeye geliyor. Çoğu ziyaretçimiz sosyal medya üzerinden kafeden haberdar olup Ankara’ya geliyor. Ziyaretçilerimiz başta bu kadar fazla bebeği bir arada gördüğü için korkuyor ama sonra bol bol fotoğraf çektiriyor. Bura sergilenen bebeklerin çoğu çift. Bunların bazılarını satıyoruz ya da çocuklara hediye ediyoruz. Buradan bebek alıp taş bebek koleksiyonerliğine başlayan ziyaretçilerimiz var. Sosyal medyada aktif bir şekilde paylaşımlar yapıyoruz. Ziyaretçilerimiz önce bebekleri inceliyor daha sonra Ankara manzaralı terasımızda belirli günlerde düzenlediğimiz canlı müzik eşliğinde keyifli vakit geçiriyor. Burası yaşayan açık hava müzesi gibi” sözlerine yer verdi. “Gezici taş bebek müzesi” hayali Taş bebeklerin kafe dışında Ankara ve İstanbul Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergilendiğini söyleyen Yurtsever, ilerleyen dönemlerde sponsor bulunması durumunda gezici taş bebek müzesi ile Türkiye’nin farklı şehirlerine gitmek istediklerini ifade etti. Yurtsever taş bebekleri özellikle imkânı olmayan çocukların ayağına götürmek istediklerini söyleyerek, “Gezici bir taş bebek müzesi hayalimiz var. Bir sponsor aracılığıyla eski bir otobüs veya tır kasası kiralayarak içine bu bebekleri dekore edip, ülkenin en taşra bölgelerine gitmek istiyoruz. Çocuğumun oyuncak bebeklerden korkması üzerine böyle bir yola girdim, oyuncak bebekleri seven veya sevmeyen her çocuğa ulaşıp taş bebekleri sevdirmek isterim. Uzun zamandır bu hayalimizi gerçekleştirmek istiyoruz ancak henüz sponsor bulamadık, umarım en kısa zamanda bu fikrimizi hayata geçiririz. Aynı şekilde imkân bulmamız durumunda taş bebek müzesi de açmak istiyoruz. Özellikle böylesine eşi benzeri olmayan bir değerin yaşatılması için müze çatısı altına girerek, uzun soluklu olmak istiyoruz” ifadesini kullandı.