Ulaş Şentürk, çocukluğundan beri biriktirdiği oyuncakları, “toysofnorton” instagram hesabından paylaşıyor. Oyuncaklarıyla gezen Şentürk, figüratif oyuncaklarını yaratıcı bir şekilde fotoğraflayarak takipçilerine sunuyor. Koleksiyonunda 850’den fazla oyuncağı bulunan Şentürk, “Oyuncaklarım benim sözcüm oluyor” diyor. Şentürk, oyuncaklarının dünyasını 24 Saat Gazetesine açtı
SULTAN YAVUZ - Instagram’da “toysofnorton” adıyla beğeni toplayan Ulaş Şentürk ve oyuncakları, takipçilerine kocaman bir hayâl dünyasının kapılarını aralıyor. Çocukluğundan beri biriktirdiği oyuncakları 850’yi geçen Şentürk, bir gün onları kutularından çıkarmaya karar vermiş. Gittiği yerlere oyuncaklarını da götüren Şentürk, onları fotoğraflamaya başlamış ve açtığı instagram hesabından paylaşmaya karar vermiş. 1977 yılında Manisa’da doğan Şentürk, Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olduktan sonra Galatasaray Üniversitesi’nde Avrupa Birliği Yüksek Lisans Programı’nı bitirmiş. 19 yıl gazetecilik yapan Şentürk, daha sonra halkla ilişkiler sektörüne geçmiş. Evli ve bir kedi babası olan Şentürk, oyuncaklarla olan ilişkisini şöyle anlatıyor: “Çocukluk dönemimde sağlığım çok bozuktu, alerjik rinit hastasıyım, bu nedenle küçükken sık sık ağır hastalıklar geçirdim. Bu nedenle çocukken çok fazla sokağa çıkamadım. Ailem de canım sıkılmasın diye imkânları ölçüsünde bana oyuncak alırdı. Zamanla oyuncaklar en yakın arkadaşlarım oldu. Yıllar geçti, ben onları bırakmadım, onlar da beni…” Koleksiyonunda farklı türlerde oyuncak bulunan Şentürk, ağırlıklı olarak aksiyon figürleri biriktirse de, koleksiyonu arasında tasarım oyuncaklar, heykeller, Lego tarzı yapı oyuncakları ve özel üretim parçalar da yer alıyor. Şentürk, “Pozlanabilir figürler topluyorum ki, daha kolay fotoğraflayabileyim” diyor. Oyuncak koleksiyonculuğunun biraz pahalı bir hobi olduğunu belirten Şentürk, fiyatların üretici firmaya, üretim yılına, üretim adedine ve popülerliğine göre değiştiğine dikkat çekiyor. Elindeki en pahalı parçanın 700 dolarlık bir figür olduğunu söyleyen Şentürk, oyuncakları genellikle internet üzerinden temin ettiğini ifade ediyor. Şentürk, ayrıca yurt dışı seyahatlerinde bulduğu mağazalardan ve İstanbul ile Ankara’daki belli başlı mağazalardan da ürünleri getirttiğini kaydediyor. “Toys of Norton” Şentürk, yedi yıl kadar önce figürleri kutularından çıkarmaya karar vermiş. Bu durumun aslında koleksiyona zarar veren, değerini azaltan bir karar olduğunu belirten Şentürk, şunları söylüyor: “Benim için bu kadar önemli olan oyuncakların kutularında öylece durmalarından rahatsız olmaya başlamıştım, bu nedenle de kutularından çıkarttım. Kutularından çıkartınca da oyuncakları yanımda taşımaya başladım. Sonra ‘madem oyuncaklarım benimle birlikte gezip dolaşıyorlar, onların da bu anılarını kalıcı hale getireyim’ dedim. Böylece oyuncakları fotoğraflamaya başladım.” Şentürk, arkadaşları arasındaki lakabının, Amerikalı aktör Edward Norton’a benzerliği nedeniyle Norton olduğunu ve bu nedenle bu isimle sayfa açtığını kaydediyor. Şentürk, “Yurtdışından çok sayıda takipçim var, bu nedenle İngilizce bir isim kullanmaya karar verdim” diyor. Şentürk, her gün evden çıkarken yanına en az yedi-sekiz parça oyuncak aldığını ve o günkü programına göre, nereye gidecek ya da hangi etkinliğe katılacaksa, figürleri buna göre seçtiğini söylüyor. Fotoğraflarının yüzde 70’inin kurgulanmış kareler olduğunu vurgulayan Şentürk, geri kalanların da anlık ortaya çıkan kareler olduğunu belirtiyor. Şentürk, “İnsanların en fazla etkileşime geçtiği kareler bunlar aslında. Oyuncaklar benim sözcüm oluyor” diyor. Koleksiyonundaki figürleri tanıyanların fotoğraflardan daha fazla hoşlandığını ifade eden Şentürk, oyuncakların her yaş grubuyla iletişim kurma aracı olduğunu söylüyor. Kendisine çok soru geldiğini de dile getiren Şentürk, en merak edilenlerin; oyuncakları nereden temin ettiği, hangi mesleği yaptığı, çekimlerde hangi makineyi kullandığı, fotoğrafları “editlerken” hangi uygulamalardan yararlandığı gibi sorular olduğunu söylüyor. Şentürk, son dönemlerde kendisi gibi oyuncakları fotoğraflamaya başlayan insanların arttığına dikkat çekiyor. Oyuncaklar için servis açtılar Şentürk, Almanya ve Belçika’da eğlenceli anıları olduğundan söz ederek, şunları söylüyor: “Gittiğimiz restoranlarda fotoğraf çekmeye hazırlanırken garsonlar oyuncaklarıma servis açtı. Hatta birisi kamerayı elimden alıp benim yerime fotoğraf karesini ayarladı. Dışarıdayken en sevdiğim şey yaşlı turist kafilelerine rastlamak, istisnasız yaptığım işle ilgili onlarca soru soruyorlar. Oyuncaklarla birlikte beni fotoğraflıyorlar, kendi oyuncaklarından bahsediyorlar.” Şentürk, başlarda ailesinin bu durumu garipsediğini, ‘Koca adam oldun, hâlâ oyuncaklarla oynuyorsun’ dediklerini ama sonra yaptığı işleri gördükçe beğenip alıştıklarını ve figür satan mağaza gördüklerinde haber verdiklerini, yeni fotoğraf fikirleri verdiklerini belirtiyor. Oyuncakların herkese hitap ettiğini söyleyen Şentürk, “Hepimizin çocukluğuna dair oyuncaklarla bir anısı var. O yüzden herkes merak duyabiliyor” diyor. Bu tür oyuncakların Uzakdoğu ve ABD’de oldukça büyük pazarları olduğunu, Türkiye’de ise son 10 yılda büyük şehirlerde bu tür oyuncakların satıldığını ve koleksiyoner sayısının arttığını kaydeden Şentürk, sosyal paylaşım sitelerinde de çok sayıda koleksiyon grubu olduğunu belirtiyor. Zaman içinde, imkânları ölçüsünde almak istediği bazı figürlerin olduğunu ifade eden Ulaş Şentürk, “Koleksiyon büyü ölçüde sabır işi… Oyuncak toplamaya karar verdiyseniz öncelikle sevdiğiniz figürlere, karakterlere yoğunlaşın. Baştan büyük, pahalı ya da popüler figürler toplamaktansa ikinci el satılan favori kahramanlarınızla başlayın” tavsiyesini veriyor.