TBMM  - MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, "Son iki aydan beri Güneydoğu Anadolu'da şehit düşen, yaralanan her asker, her polis, canıyla ve kanıyla AKP'nin müzakere politikasının bedelini ödemektedir" dedi.

Özdağ, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Dağlıca'nın, Türk milleti için ikinci Sakarya niteliği kazandığını, Türk ordusunun, burada bugüne değin birçok kez Türk vatanına yapılan saldırıları durdurmak için savaştığını belirtti. Ümit Özdağ, "Bugün ülkemiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle cumhuriyet tarihinin en kritik döneminden geçmektedir. Bugün Türkiye, Başbakan Davutoğlu'nun ifadesiyle beka yani varlık sorunu yaşamaktadır" diye konuştu.

"Son iki aydan beri Güneydoğu Anadolu'da şehit düşen, yaralanan her asker, her polis, canıyla ve kanıyla AKP'nin müzakere politikasının bedelini ödemektedir" iddiasında bulunan Özdağ, AK Parti hükümetlerinin, bu süreçte, güvenlik güçlerinin bütün uyarılarına rağmen, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin, PKK'nın denetimine girmesine yol açacak şekilde bir tavır aldıklarını ve uyarıları dinlemediklerini ileri sürdü.

Özdağ, şunları söyledi:

"PKK'nın bugün yaptığı saldırılarda kullanmış olduğu uyuyan bombalar, Beşir Atalay, Efkan Ala, Yalçın Akdoğan, Türk milletini uyuturken yerleştirilmiştir.

Açılım lobisinin mensuplarının, bugün PKK'ya yönelik eleştirilerinin, kınamalarının en ufak bir değeri yoktur. Ergenekon kumpasçılarının, Habur goygoycularının, açılım adlı teslimiyeti Türk milletine satmak için Türkiye'yi dolaşan sözde akillerin, psikolojik operasyoncuların üzüntülerine bugün Türk milletinin ihtiyacı yoktur"

Son dönemde MHP'nin terörle mücadele konusunda yaptığı uyarıların gündeme alınması gerektiğini ifade eden Özdağ, "Neden şimdiye kadar kararlı olmadınız? Neden bu ülkeye 80 bin silah ve 63 ton bomba sokulmasına izin verdiniz? Neden valileriniz, Öcalan'a övgüler yazarken, Türk ordusunun operasyon taleplerini reddetti?" sorularını yöneltti.

Dağlıca'daki çatışmanın dün saat 15.00-15.30 civarında başladığını kaydeden Özdağ, "Buna rağmen Başbakan, yanına bir şehit çocuğunu alarak, maça gitmekten imtina etmedi. O şehit çocuğu, o stadyumdaki tek mutsuz kişiydi. Sayın Başbakan'a hiç yakışmadı, ama hiç yakışmadı. Bir çocuğun üzerinden, hem de bir şehit çocuğunun üzerinden bir siyasi propaganda geliştirmek kadar çirkin bir şeyi son dönemde Türk siyaseti hiç görmemişti" ifadesini kullandı.

Özdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da televizyon programını iptal etme gereği hissetmediğini savundu.

"Uganda ordusunun bile var, Türk ordusunun yok"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özdağ, "PKK'nın 2012'den bu yana devletin gözü önünde Güneydoğu Anadolu'da yaygın bir istihbarat ağı kurduğunu ve geniş bir cephanelik envanteri oluşturduğunu" ileri sürdü.

Dağlıca'daki çatışma öncesinde bölgede bir istihbarat zafiyeti bulunup bulunmadığı sorusu üzerine Özdağ, "Elektronik istihbaratın ve GES Komutanlığı'nın, Genelkurmay Başkanlığı'ndan alınarak, MİT'e bağlanmasıyla Türkiye'nin, modern ordular tarihinde hiç yaşanmayan büyük bir zafiyetle karşı karşıya kaldığını" savundu.

Türk ordusunun, dünyada elektronik ordular komutanlığı olmayan tek ordu durumuna düştüğünü dile getiren Özdağ, "Yani Uganda ordusunun bile var, Türk ordusunun yok" değerlendirmesinde bulundu.

Bununla birlikte yereldeki jandarma istihbarat yapılanmasının da son yıllarda jandarmaya uygulanan baskılar neticesinde kırılma yaşadığını ileri süren Özdağ, istihbarat zincirinin kopması ve birliklerin kışlalarına çekilmesi neticesinde, devlet istihbaratı ortadan kalkarken, bölgede güçlü bir terör örgütü istihbarat altyapısı oluştuğunu söyledi.

Hükümetin, olağanüstü hal ve sıkıyönetimi ısrarla tartışmadığını ifade eden Özdağ, bunun bedelinin, bölgedeki halk, asker ve polisler tarafından ödendiğini öne sürdü.

Bölgede iki ilde çok ağır çatışmaların halen devam ettiğini aktaran Özdağ, "Dün gece beni arayıp telefonda ağlayan çok asker oldu. Bu zaaftan değil acıdandı, büyük bir acıdan. Ellerinin, kollarının bağlanmış olduklarını hissediyorlar" diye konuştu.