Koronavirüs salgınının iş makineleri sektörüne etkisi

Koronavirüs salgınının sektöre etkilerini, ekonomik gelişmeleri ve çözüm yollarını değerlendiren Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER), Covid-19 virüs salgını sonrası verilecek ekonomik destek ve teşviklerle krizin en az hasarla atlatılabileceğini, sektörün güç kazanabileceğini belirtti

NAZ AKMAN - Makine sektörü temsilcileri, Covid-19 virüs salgını sonrası verilecek ekonomik destek ve teşviklerle salgının olumsuz etkilerini azaltma konusunda yerli üretim ve bu üretim içerisindeki yerli katkı payının daha yüksek seviyeye çıkartılması gerektiğine işaret etti. Sektöre ilişkin değerlendirmede bulunan Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Merih Özgen, pandemi sürecini en az hasarla atlatmak için devlet desteğinin gerekliliğine dikkat çekerek, Türk makine sektörünün dünya pazarındaki payını önemli ölçüde arttırabileceğini vurguladı. Özgen, son üç ayda makine sektöründe de diğer birçok sektörde olduğu gibi dengelerin değiştiğini ifade ederek, 2019 yılına kadar sekiz yıl, Çin ve Hindistan’dan sonra en hızlı büyüme oranına sahip iş makineleri pazarının Türkiye olduğunu hatırlattı. Korona virüs salgınının sektöre etkilerini, ekonomik gelişmeleri ve çözüm yollarını değerlendiren Özgen, sektörde, 200 imalatçı, 220 yan sanayi ve yaklaşık 200 ticaret yapan firma ile toplamda 650’ye yakın firmanın faaliyet gösterdiğini söyledi. Üretim yapan firmaların, ürünlerinin yüzde 45’ini ihraç ettiğini belirten Özgen, Türkiye’de iç pazar talebinin yüzde 65’inin distribütör, yüzde 35’inin ise imalatçı firmalar tarafından karşılandığını vurguladı. İş makineleri sektörünün mevcut durumu İş makineleri sektörünün mevcut durumuna ilişkin değerlendirmede bulunan Özgen, “2019 yılında iş ve inşaat makinaları iç pazarı, bir önceki yıla kıyasla yüzde 55 oranında daralma göstermişti. Üretim ve ticaret yapan firmalar büyük ölçüde etkilenmişti. Pandemi sürecinde de işlerin seyri değişti diyebiliriz. Pandemi, 2018 yılı ikinci yarısında döviz krizi ile başlayıp tüm 2019 yılı boyunca devam eden olumsuz tabloyu daha da ağırlaştırdı. Pandeminin ülkemizin yanı sıra tüm dünyadaki etkilerinin artmasıyla birlikte sektör değer zincirimiz her iki başta da sıkıntıya girdi. Bir taraftan hem yerli hem de yurt dışı tedarikçilerimizde faaliyete ara verme ve hatta tamamen durdurma kaynaklı kesintiler ortaya çıkmaya başladı. Bu durum bizim üretim ve/veya piyasaya arzımızı olumsuz etkiledi. Ancak faizlerin düşmesi ile birlikte iç pazarda bir hareketlilik yaşandı. Ertelenen talepler ve kamu alımları canlandı. Bunun neticesinde de yılın ilk yarısında sektörde iç pazar satışlarında yüzde 75’e yakın bir büyüme gerçekleşti. Diğer taraftan başta AB, Ortadoğu ve Uzakdoğu olmak üzere önemli ihraç pazarlarımızda ciddi daralmalar ortaya çıktı. Bu pazarlardaki yatırımların durgunluğu ve işgücü piyasasının kısa vadede toparlanamayacak olması bizi derinden etkiliyor” dedi. “Yeni teknolojilere hakim olup ürünlerimize uygulamayı hızlıca öğrenmemiz gerekiyor” İç pazarda satış adetlerinin Mart ve Nisan aylarında bir önceki yılın aynı dönemine göre artış eğilimi gösterdiğini kaydeden Özgen, bu aylardaki satışların büyük bir kısmının, önceki aylarda alınan siparişlere dayandığını belirterek, Türkiye’de iş makinaları sektörünün geleceği hakkında “Pandeminin ülkemizde ortaya çıktığı ilk ay olan Mart ayı ve akabindeki Nisan, Mayıs aylarında yeni siparişlerde önemli ölçüde düşüş yaşadık. En önemli müşteri segmentlerimizden olan inşaat sektörünün ilk çeyrekte yaklaşık yüzde 1.5 daralmasıyla iç pazarın daha da zora gireceği gözüküyor. Sektörün önemli araştırma şirketlerinden Off-Highway Research’e göre; pandeminin etkisiyle dünyadaki iş makinası satış adetlerinin 1.1 milyon adet civarlarından yaklaşık yüzde 20 düşerek 891 bin adet seviyelerine ineceği, yılın ikinci çeyreğinin sektör için kötü geçeceği, çoğu ülkede iyileşmenin ancak yılın ikinci yarısında başlayabileceği tahmin ediliyor. Sanayileşme sürecini tamamlayan ülkelere baktığımızda makina sektörüne ayrıcalıklı ve öncelikli yer verildiğini rahatlıkla görebiliriz. Makine sektörünün sanayi ihracatı içerisindeki payını artırmak istiyorsak bir taraftan elektrifikasyon, dijitalizasyon, otonom kullanım gibi ‘yıkıcı’, ‘oyun değiştirici’ yeni teknolojilere tam olarak hakim olup ürünlerimize uygulamayı hızlıca öğrenmemiz, diğer taraftan da ürünlerimizdeki yerli katkı oranlarını çok daha yüksek oranlara hızlıca çıkarmamız gerekecektir. Böylelikle çok bilinen ‘krizden fırsat çıkarmak’ klişesini de gerçekten hayata geçirme imkanı ortaya çıkabilecektir” değerlendirmesinde bulundu. “AB’deki daralma sektörü etkiliyor” Avrupa İş Makinaları Federasyonu’nun (CECE) Nisan ayında sektör liderlerine yaptığı ankete göre: Avrupa İş Makinaları Endüstrisi’nin, 2020 yılı satışlarında azalmanın beklendiğini söyleyen Özgen, Mayıs ayı verilerinin de bu durumu desteklediğini belirtti. AB’deki daralmanın, sektörün ihracatını etkilediğini ifade eden Özgen, “İş ve inşaat makinaları sektörümüz, 2020 yılının Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18.2’lik düşüşle 555 milyon Dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. CECE’nin geçtiğimiz aylarda açıkladığı verilere göre: Covid-19 salgını, 2020 yılının ilk çeyreğinde Avrupa’da ağır iş makinaları ürün grubu satışlarında yüzde 10’luk bir düşüşe neden oldu. Fransa’da yüzde 25, İngiltere’de yüzde 23 satış daralması yaşanırken, sektörün önemli pazar hacmine sahip Almanya’da ise ilk çeyrekte yüzde üçlük bir büyüme yaşandı. Avrupa’da 2020 ve 2021 yıllarında inşaat faaliyetlerinde yüzde 20-25 arasında düşüş yaşanacağı öngörülüyor. Avrupa’da şirketlerin yüzde 61’i geçici olarak çalışmalarına ara verdi ve çalışanları için devlet desteğine başvurdu. Görüldüğü üzere tüm dünya, pandeminin etkilerine çözüm üretmeye çalışıyor. Destek verilmesi halinde, küresel krizde ayakta durma şansımız bir o kadar yükselecek” diye konuştu. “Ülkelerdeki işbirliklerimizi daha da güçlendirmeliyiz” Özgen Avrupa pazarının önemi hakkında “Bizim en büyük pazarımız Avrupa. Kuzey Afrika başta olmak üzere Afrika, Rusya, Türki Cumhuriyetler diğer ana ihracat pazarlarımız. İş makinesi üreticileri son birkaç yıldır Güney ve Orta Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda gibi okyanus aşırı pazarlarda da faaliyet göstermeye ve bu pazarlara hızlı bir tempo ile nüfuz etmeye başladılar. Fransa, İngiltere, İtalya gibi AB’nin diğer önemli pazarları bu salgından etkilenerek çıkacak. Tüm bu ülkeler pandeminin getirdiği olumsuzlukların ardından yeniden üretim ve piyasada söz sahibi olmak için sabırsızlanıyor. İMDER olarak tüm gelişmeleri gözlemleyerek, sektörü iyi analiz etmeye ve yurt dışındaki partnerlerimizle yakın işbirliği içinde olmaya çalışıyoruz. Biz de Türkiye olarak bir yandan küresel ölçekte pozisyon alırken, bir yanda da bu ülkelerdeki işbirliklerimizi daha da güçlendirmeliyiz” dedi. 2019 yılında, 1 milyar 365 milyon dolarlık ihracat “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketinden faydalanmadıklarını söyleyen Özgen, “Mobilya üretiminin, inşaatın olduğu listeye bu sektörlerin en önemli tedarikçilerinden birisi olan ve biraz evvel de üstüne basarak söylediğimiz gibi ülke ekonomisinin kalbi niteliğindeki makine imalat sektörünün neden dahil edilmediğini, inanın, üyelerimize izah edemedik. 2017 yılından bu yana yaklaşık yüzde 75 daralan iç pazarın etkilerini ihracata yoğunlaşarak hafifletmeye çalıştık. Üyelerimizin çabaları sayesinde 2019 yılında 1 milyar 365 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek ülke ekonomisine katkı sağladık. Kısa süreli çalışma planları ve işletmeler için verilen kredi desteklerini kullanarak pandeminin işgücü piyasası üzerinde olumsuz etkisini azaltmak için çaba sarf ediyoruz. Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizin ekonomik refahı için en önemli sektörlerden birisi olan, genelde makine imalat sanayine, özelde de iş ve inşaat makineleri sektörüne ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ paketinde yer verilmesini beklerdik. Biz, yıldan yıla ihracat rakamını yükseltmek için çalışmalar yapan, geniş ürün yelpazesi ile ekonomiyi de hareketlendiren bir sektörüz. 2019 yılındaki ihracat başarımızı ve ihracata yönelik hedef pazarlarda pandemi sürecinde ve sonrasında varlığımızı güçlü olarak devam ettirmemiz gerekiyor. İş makinaları sektörü olarak ihracatımızı arttırarak devam ettirebilmemiz ve yurt içindeki hareketliliği yurt dışına taşıyabilmemiz için de Ekonomik İstikrar Paketi gibi bir desteğe ihtiyacımız var” diye konuştu.
Editör: TE Bilisim