[video width="960" height="720" mp4="http://www.24saatgazetesi.com/wp-content/uploads/2021/04/7cb696e0-8f2f-47ed-949f-76a7b176b5c1-720.mp4"][/video] ANKARA - İstanbul Gelişim Üniversitesi ailenin iddiasına göre yüzde 50 burslu okuyan ve 6 ay sonra mezun olacak öğrenciyi, okul parasını banka hesabına geç yatırdığı için eğitimini bir yıl askıya aldı. Aile paranın hesaba, EFT saatinin bitmesi nedeniyle gecikmeli yatırıldığını vurgulayarak, pandeminde çocuklarının eğitim hakkının elinden alınmasına “Bir gencin geleceği bu kadar kolay yok edilmemeli” diye tepki gösterdi. Tamer Arda ERŞİN İstanbul Gelişim Üniversitesi Uygulamalı İngilizce ve Çevirmenlik Bölümü’nü yüzde 50 burslu okuyan C.M.Ç. bu yıl mezuniyet hayali kuruyordu. C.M.Ç’nin eğitim parası ödemesinin son günü olan 15 Mart 2021’de okulun hesabına EFT ile geçildi fakat para hesaba 16 Mart'ta ulaştı. C.M.Ç. 16-17 ve 18 Mart günlerinde eğitimine normal bir şekilde devam etti. Ancak 18 Mart günü okuldan bir telefon geldi. İddiaya göre telefondaki yetkili C.M.Ç.’ye “Ödemeyi geç yaptınız, dersleriniz silinecek. Bu dönem derslere devam edemeyeceksiniz” denildi. C.M.Ç. ertesi gün annesi Selvi Sarıtaç ile beraber okula gitti fakat hiçbir yetkili sorumluluk almak istemedi. Anne ve kızı okulun muhasebe ve öğrenci işleri birimlerine gitse de sorunun çözümüne ilişkin net bir yanıt alamadı. Anne Sarıtaç, bu süreçten sonra yaşadıklarını şöyle anlattı: “Dekanlığa mail attık. Bu süreçte de sürekli telefonla aradık. 26 Mart tarihinde dekanlıktan gelen cevapta öğrencinin en geç 15 Mart 14:59’da ödeme yapması gerektiği ve ödeme yapmaması halinde ders kayıtlarının silineceği. Bu yüzden de derslerinin silindiği cevabını aldık. Yüzde 50 burslu eğitim gören kızımın gelecek bahar döneminde bu kez burssuz olarak normal öğrenci statüsünde ders kayıtlarını yaptırabileceği söylendi. Hem eğitim hakkını alıyorlar hem de kullanmadığı burs hakkını yok sayıyorlar.” "MUHATAP BULAMADIK" Okula ödedikleri paranın da geri verilmediğini bildiren anne Sarıtaç, pandemi döneminde bir öğrencinin eğitim hakkının elinden alınmasının “ne eğitim, ne de ticari ahlaka” uyacağını belirterek, “Üstelik her aradığımızda ve dekanla görüşmek istediğimizde "biz yardımcı olalım" diyen danışmana durumu anlattığımızda böyle bir şeyin söz konusu olamayacağı cevabını aldık ama işe son noktayı koyacak kimseyle muhatap olamadık” dedi. Sarıtaç, bir öğrencinin geleceğinin bir eğitim kurumu tarafından bu kadar kolay yok sayılamayacağına olan inançlarıyla bu güne kadar anlaşmayla çözmeye çalıştıklarını ama artık üniversite hakkında şikayetçi olacaklarını açıkladı. Anne Sarıtaç, okulu ve yaşananları 25 Mart'ta CİMER’e de bildirdiğini aktardı. Annenin CİMER'den yaptığı şikayet Yükseköğretim Kurulu'na gönderildi.