Hakan ŞANLITÜRK [caption id="attachment_187209" align="alignright" width="300"] Mesut Yılmaz - Aydın Doğan[/caption] Milliyet’te çalıştığım dönemde Yavuz Abi’de bizdeydi. Oradan gelen bir hukukumuz var. Lakin epeydir görüşmemiştik. Bizim memleketin derdi de çilesi de bitmez. En iyisi biraz makara yapalım da keyfimiz yerine gelsin… Hayatımda üye olduğum tek sivil toplum kuruluşu (STK) Ankara Gazeteciler Cemiyeti’dir. Türkiye’nin köklü, saygın ve marka STK’sıdır. Başkanı Nazmi Bilgin’dir. Üye olma nedenlerimin başında Nazmi Abi gelir. Üstelik hemşehri de oluruz kendisiyle... Yavru vatandan, duayenlerden Yusuf Abi (Kanlı) Başkan Yardımcısı’dır. Çok sevdiğim, duayen Başkanvekili Savaş Abimin (Kıratlı) yanı sıra diğer duayenlerden Ertürk Yöndem, Mustafa Yoldaş ve kora kor tavla rakibim Ali Oruç gibi kıymetli isimler de yönetimdedir. Fırsatımız oldukça cemiyet lokaline uğramak ve orada bir dönemin duayen isimleriyle sohbet etmekten, anılarını dinlemekten keyif alırım. Cemiyet Lokali’ndeki diğer önemli olay ise iddialı tavla maçlarıdır. Hani övünmek gibi olmasın da ben de tavla konusunda fena sayılmam. Hatta Mustafa Abi (Salihoğlu) şahittir; kekim bile var orada! Kek diyorsam öyle laf olsun diye değil… İddialı bir tavla maçı sonrasında kazandığım ve cemiyettekilerle paylaştığım kekten bahsediyorum. Biliyorum ‘Kimi yendin de kek aldı?’ diye meraklandınız şimdi ama… Kusura bakmayın ben merhametli biriyim. Mağlup ettiğim rakibin ismini (Y.K.) deşifre ederek ikinci bir yıkım daha yaşamasına gönlüm razı gelmez. Eğer Arzu ederse Mustafa Abi soranlara söyleyebilir. Bir hafta önce yine lokale uğradım. Sakindi. Meslek büyüğümüz ve Cemiyet Yönetim Kurulu üyesi Güray Abi (Soysal) ile muhabbet ederken Anadolu Ajansı’nın eski genel müdürlerinden Ceyhan Abi (Baytur) geldi. Lokalde salgın nedeniyle artık tavla oynamıyoruz. Ama makarasını yapıyoruz. Güray abi Sabah yazarı Yavuz Donat’ı ziyaret ettiğini ve bir de tavla maçı yaptıklarını anlatmaz mı?.. İrdeledik biraz, nasıl yenildiğini anlattırdık. Güray Abi, “Bir önceki maçı ben kazanmıştım ama bu kez Yavuz Bey yendi” dedi. Milliyet’te çalıştığım dönemde Yavuz Abi’de bizdeydi. Oradan gelen bir hukukumuz var. Lakin epeydir görüşmemiştik. Güray Abi ile tavla maçı ve galibiyeti hakkında değerlendirme alalım istedim. Aradım… Ben “Nasılsın?” der demez, “Ooo Hakanım.. Nerelerdesin? Gümüşhane’ye gidiyor musun?” diye sordu. Ben de sebebini söyledim ve “13 sene oldu gitmeyeli” dedim. Şaşırdı ve “ Git ya.. İhmal etme” dedi. Biraz hal hatır ettikten sonra cemiyette Güray Abi ile beraber sohbet ettiğimizi belirtip, “tavlada yenmişsin abimizi” diye takıldım. “Evet öyle oldu..” dedikten sonra devam etti: “Güray benim akrabam. Onu yendim ama gece de yerime yatamadım! Gözüme uyku girmedi!” Belliydi ki Yavuz Abi tavla maçından galip ayrıldığı için neşeliydi ve maç sonu değerlendirmesinde de havasını atmayı ihmal etmiyordu… Ceyhan Abi’ye verdim telefonu (Baytur) onunda sesini duydu… Sonra telefonu kapattık. Biz muhabbete devam ederken Savaş Abi (Kıratlı) göründü. Neşemiz katlandı... Hazır tavla maçlarından söz etmişken ünlüler arasında çok yaygın olduğunu ifade etmeliyim. Mesela eski başbakanımız Mesut Yılmaz ve ünlü iş insanı Aydın Doğan da tavlayı sevenlerden. Bir seferinde Bodrum da Aydın Bey, Mesut Bey’e yenilmiş. Mesut Bey çok kitap okur. Hem de oldukça hızlı okuma yeteneği var. 300 sayfalık bir kitabı 3 saatte bitirebilir. Aydın Bey’de Mesut Bey’in bu özelliğini bildiği için Doğan Kitap›tan çok sayıda kitap göndermiş… Başka tavla yazılarında görüşmek üzere…