Mehmet Necati GÜNGÖR Milletin mutfağından 6 liralık pilavlı kavurma yiyerek göbeğini ve poposunu şişirmiş adam çay-simit hesabı yapıyor. Beş kişilik aile her gün üç öğün çay ve simit yese 900 lira tutarmış. Düş asgari ücretten, kaldı mı 1120 lira. Güle güle harca. Gül gibi geçinir gidersin. Bu zata 2002 yılında üst perdeden bir cevap var: “Kirayı ne yapacaksın? Elektriği ne yapacaksın? Neyle ısınacaksın? Çocukları nasıl okutacaksın?” Çok yerinde sorular ama bir iz’an fukarasına bunları anlatabilmek zor. Aylık getirisi el kesesinden 20 binin üstünde olan adam bunları söylüyor. Sormak lâzım: Sen ev halkına her gün çay ve simit yedirebilir misin? Karına ve çocuklarına bunu anlatabilir misin? Pişkin adam! Ey benim fukara kardeşim, Bu tiplere gönül vererek koca bir toplumun geleceğini kararttığının farkında mısın? Sen, üç kuruşluk makarna, beş paralık isli kömür uğruna halkını harcarken, birilerinin senin yoksulluğunun ve açlığın üzerine yatırım yaptıklarını, ikbal kuleleri diktiğini görmüyor musun? Anlamıyor musun, onlar çay-simit hesabı yaparak seni bu ölümcül kaderin çıkmazında tutuyorlar. Seni yoklukla, fukaralıkla morfinleyerek kendilerine bağlıyorlar. Onlar seni çayla, simitle, bulgur ve makarnayla kandırırken, Rızık çalıcılarına yol açarak Allah ve kulları nezdinde nasıl günahlar yüklendiğini ne zaman idrak edeceksin? Unutma ki, bütün mel’anetler senin üzerinden tezgâhlanıyor. Farkında bile değilsin. Bu topluma tek iyiliğin var; sen uyudukça milyonlar uyanıyor. Unutma ki kaynaklar kesildiğinde kapına ne koli getiren olacak, ne isli kömür torbalarını bırakan! Sadece topluma değil, kendine de kötülük ettiğinin farkına var artık!