HABER VE FOTOĞRAFLAR / NAZ AKMAN (ANKARA) - Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, ayın son haftasında etkileyici yorumculuğu ile tanınan piyanist Cem Babacan'ı konuk ediyor. Babacan, 19. Yüzyıl'ın en önemli piyanist, besteci ve müzik öncülerinden Franz Liszt'in eserlerinden seçmelerle dinleyicilerin karşısına çıkacak. Yıl boyu pek çok sanatsal ve kültürel etkinliğe ev sahipliği yapan Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, Mayıs ayını 19. Yüzyıl’ın en önemli piyanist, besteci ve müzik öncülerinden Franz Liszt’in, piyanoda virtüözitenin sınırlarını zorladığı eserlerinden seçmelerle, Piyanist Cem Babacan resitali ile kapatıyor. Genç sanatçı Babacan, 26 Mayıs’taki resitalinde senfonik şiirin yaratıcısı Liszt'in önemli bestelerinden Waldesrauschen, Gnomen-Reigen, Ab Irato, Un Sospiro'yu icra edecek. Moskova’dan “Kırmızı Diploma” ile döndü İsviçre basınında İngiliz şef Howard Griffiths’in “Genç yaşına karşın, enstrümanında ustalık düzeyine erişmiş ve şaşırtıcı yorum gücüne sahip bir müzisyen” şeklinde ifade ettiği genç sanatçı Cem Babacan müzikseverlere unutulmaz bir konser vermeye hazırlanıyor. Uluslararası pek çok birincilik ödülüne sahip olan Babacan, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı bünyesindeki eğitimini fakülte birinciliği ile tamamladıktan sonra Moskova Çaykovski Konservatuarı'na kabul edildi. Buradaki 4 yıllık eğitimi boyunca girdiği pek çok yarışmadan da birincilik ödülü alarak, Türkiye'yi temsil etti. Çaykovski Konservatuarı'ndan en yüksek derece olan “Kırmızı diploma” ile mezun olan Babacan, 2012 yılından bu yana Türkiye'de çalışmalarına devam ediyor. Yurtiçi ve dışındaki konserlerine ve projelerine devam eden Babacan ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Senfoni, Bilkent Senfoni, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Devlet Senfoni, Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası ve Mersin Opera Orkestrası gibi orkestralar eşliğinde solist olarak çaldı. Gökyay Vakfı Satranç Müzesi'nde ilk kez konser vereceğini söyleyen Babacan, piyano serüvenini ve aldığı eğitimleri şöyle anlattı: “Mülakat da zor anlar yaşadım” “Müziği ve piyanoyu çok seven bir çocuktum. 8 yaşında piyano çalmaya başladım ve 2 haftalık bir hazırlanma sürecinin ardından konservatuar mülakatlarına girdim. Çok iyi müzik kulağım vardı ancak özellikle piyanoda basılan her sesi ağızdan verme konusunda ciddi sorunlar yaşıyordum. Hatta konservatuar mülakatında heyecanımdan ve bu ses bağlantısını kuramadığım için zor anlar yaşadım. Jüri müziğe olan sevgimi ve yeteneğimi fark etmişti, sempatikliğim sayesinde konservatuara girdim diyebilirim. “Rusya'da müziğe sıfırdan başladım” Hiçbir zaman ailem tarafından müziğe zorlanmadım ve iyi bir sanatçı olabilmek için gayret göstermedim. Tek motivasyon kaynağım çalma isteğimdi ve istersem piyanonun başına geçiyordum. Üniversitede edindiğim çalışma disiplini ile lisansüstü eğitimimi Rusya'da aldım. Rusya müzikle hem çok iç içe hem de çok ilgili. En basit öğrenci konserlerine bile yüzlerce insan gidiyor. Rusya'da müziğe neredeyse sıfırdan başladım diyebilirim.” “Butik yerlerde konser vermek daha keyifli” Konserde dinleyicileri romantik bir yolculuğa çıkaracağını ifade eden Babacan, Ankara'da konser salonları dışında müze ve müzik evi gibi butik alanlarda verilen konserlerin hem sanatçı, hem de dinleyici açısından önemli bir yere sahip olduğunu söyleyerek, “Butik yerlerde konser vermek daha keyifli. Çünkü dinleyiciyle samimi bir ilişki kurabiliyoruz. Özellikle konserleri açıklamalı yapmak dinleyenler içinde daha etkili oluyor. Butik yerlerde duyulamamış pek çok yetenekli sanatçı da performansını sergileme fırsatı buluyor” dedi. Babacan, programda yer alan eserlerin Türkçe karşılığı olan Orman Sesleri, Korkunç Cücenin Dansı, Öfke İçinde, Vahşi Av ve İç Çekiş'in piyano ile seslendirileceğini belirtti. Genç bestecilerin eserlerini çalıyor Son 1 yıldır üzerinde çalıştığı proje ile ülkemizde adı duyulamayan genç sanatçıların eserlerini arşivleyerek, müzik kültürünün kaydını tutmaya çalıştığını ifade eden Babacan, “Türkiye'de çok önemli icracılarımız, genç bestecilerimiz var. Ancak yorumcular tarafından eserleri pek çalınmıyor. Ben de bu tarz besteleri seslendirerek, kaydedip arşivliyorum. Özellikle genç sanatçıların müzik eğitimi için imkanları dahilinde farklı ülkeleri gezerek dünya müziğine kulak vermelerini öneririm. Genç yetenekler müziğe hevesli ve erken yaşlardan itibaren bu anlamda eğitimlerini almaya çalışıyorlar. Yurt dışında da eğitimler almak için sanatçılara burs veren yerleri araştırıp sponsor bularak gidebilirler. Öte yandan yarışmalar kapsamında da yine farklı ülkelere gidebilirler. Ben sanatçı olarak genç arkadaşlarımızı yönlendirmek yol göstermek danışmanlık yapmak gibi görevler üstleniyorum” diye konuştu.