Birsen GÜRDİL / Geride bıraktığımız 17 Aralık 2016 ile 6 Ocak 2017 tarihleri arasında Kale Mahallesi Atpazarı Sanat sk. No:24 Altındağ adresinde kollarını sanatsever Ankaralılara açmış olan Emin Antik Sanat Merkezi’nde “Boşluğu öpen gölgeler” adlı bir resim sergisini gezmiştim. Sanatçılar Osman Akbay, Sezai Karaı ve Bahar Akçura’nın birbirinden güzel ve anlamlı yapıtlarına hayran kalmış ve bu köşemde duygularımı kaleme almıştım. Ben şahsen sanatsever Ankaralılara böylesi bir güzide sanat merkezi açan mal sahibine yürekten teşekkür ederim. Sanata gönül vermiş, böyle kültürlü insanların varlığı büyük önder Atatürk’ün arzuladığı bir istekti. Genel Sanat Yönetmeni Ümit Yaşar Gözüm, Genel Koordinatör İbrahim Terzioğlu’nun da bu kültürel davranışlardaki katkılarını unutmamak gerekir. Sergi tanıtımını yapan sanat katalogları ise tek kelime ile nefisti. Ülke kültür ve sanatına yaptıkları bu katkılarından dolayı onları ve danışma kurulunun saygın kişileri Abdurrahman Kaplan, Hasan Pekmezci, İbrhaim Terzioğlu, Orhan Zafer, Ragıp Buluç, Sezai Kara ve Ümit Yaşar Gözüm’e de teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Gelelim geride bıraktığımız Şubat ayında,  kapılarını yine duyarlı, naif Ankaralı sanatseverlere açıp, “Renklerin dili” adlı sergide Cahit Cem, Orhan Gürel ve Raif Gökkuş, birbirinden güzel sulu ve yağlı boya yapıtlarını sergilemişlerdir. Bir sulu boya, bir yağlı boya fırçası bir yeteneğin ellerinde böyle güzel eserler ortaya koyması bence takdire şayan bir olaydır.  Resim yapma sanatına bende çok meraklı idim. Fakat gazeteci olarak hayata atıldığım bu meslek nedeniyle, ne yazık ki tuvalin karşısına geçip içimdeki duyguları renklendirip, sabitleyemedim. Ben Cahit Cem’in ve Orhan Gürel’in sulu boya tablolarına hayran kaldım. Raif Gökkuş, Fransız ressamlarını andıran yapıtları ile bence bu işin ustasının ustası olmuş. Ne diyeyim iyi ki varsınız. Türk sanat dünyasında sizin gibi değerli yetenekler olduktan sonra gururlanmak hepimizin hakkıdır. “Renklerin dili” resim sergisinde yaptığı suluboya resimleri ile haklı bir üne sahip olan Cahit Cem, daha çocuk yaşlarda iken resim yapmaya hevesli imiş. Nitekim İstanbul’da dünyaya gelen Cem, gerekli eğitimlerini tamamladıktan sonra, güzel sanatlar akademisinden de 1974 yılında mezun oldu. Özel işleri arasında resim yapmaktan da geri kalmayan sanatçı bir süre sonra çalışma hayatını tamamen resim yapmaya vererek suluboya da farklılıklar yaratıp dikkatleri üzerine çekti. Bazen yapacağı tabloyu kâğıtlara çizerek, bazen de fırçanın sihirli akışı ile ortaya çıkan eserleri Cem’e ayrı bir özellik veriyordu. 2015 yılında eşi ile birlikte Bodrum’da HGC Art Galeri’yi açan sanatçı Dere Köyü’ndeki bu sanat yuvasında çalışmalarını aralıksız yürütüyor. İlk kez Ankara’da bir karma sergide eserlerini sergilenen Cem’in yurt dışı ve yurt içinde pek çok sanatseverlerde ve koleksiyonerlerde tabloları bulunuyor. Yolunuz Bodrum, Dere Köy’e düşerse Cahit Cem’in sanat galerisini de ziyaret edin. Renklerin dili resim sergisinde yapıtlarına hayran kaldığım diğer bir sanatçı ise Orhan Gürel. Sanatçı 2014 yılında Çin’de düzenlenen Shenzen Suluboya Sanat Bienali’nde dünyanın pek çok ülkesinden 3800 suluboya ressamının katıldığı uluslararası etkinlikte kataloga giren 280 suluboya ressamı arasında yer alarak Türkiye’ye övündürecek bir başarı sağladı. Orhan Gürel’in başarılı çalışmaları bununla da kalmadı. 2015 yılında dünyanın en prestijli suluboya dergilerinden olan ve Fransa’da yayımlanan The Art Of Watercobur adlı dergide sanatçımız hakkında methiye dolu röportajı yer aldı. Kariyeri başarılı çalışmaları ile dolu olan Orhan Gürel, 1952’de Sivas’ta doğdu. Yüksek öğrenimini Ankara’da tamamlayan Gürel, daha lise yıllarında iken Ressam Eşref Üren’in dikkatini çekmesi ile kendisine ileride uluslararası bir ün sağlayacak olan resim çalışmalarına başladı. İlk başlarda Çini mürekkebi, yağlı pastel ve karakalemle başladığı çizimlerini daha sonra 1985 yılında sulu boya ile devam ettirdi. Suluboya resim yapımında ülkemizin en başarılı sanatçısı olarak ünlenen Gürel, 1993 yılından beri İstanbul ve Ankara7Da çeşitli sanat galerilerinde suluboya dersleri veriyor. Ankara, İzmir, Mersin ve daha pek çok kentimizde düzenlenen karma sergilerde yer alan ressamın Japonya dâhil yine pek çok ülke koleksiyonlarında yapıtları bulunmaktadır. Bugüne kadar 58 kişisel sergi açan Orhan Gürel, İtalya’nın Fabriqno kasabasında düzenlenen sanat fuarı ve festivaline de katılarak Türk resim sanatının inceliklerini etkinliği izleyenlerin beğenisine sundu. Ünla ressamın Türkiye dahil, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İsveç ve Estonya dahil pek çok dış ülkelerde tabloları ünlü kişilerin duvarlarını süslüyor. Renklerin dili resim sergisinde yer alan diğer bir sanatçımızda Raif Gökkuş, üstün yetenekli bu ünlü ressamımız Sivas’ın Zara beldesinde, 1956 yılında dünyaya geldi. Resim sanatına karşı ilgisi daha çocuk yaşlarda başladı. 1966 yıllarında yağlı boya ve suluboya ile çalışmalarını sürdürdü. 1970’de tanınmış resim sanatçısı Ressam Salim Özüdoğru ile üç yıl süren atölye çalışmaları yaptı. Bu arada Karikatür çizimleri ile uğraşıyordu. 1973 yılında Ankara İşitme Engelliler Okulu sanat bölümünden üstün başarı belgesi ile mezun oldu. Türkiye Karikatürcüler Derneği üyesi de olan ünlü ressam 1994 yılından beri çalışmalarını kendi atölyesinde sürdürüyor. Uluslararası üne sahip Gökkuş’un bugün pek çok sayıda elde ettiği ödüller bulunuyor. Sanatçımızın yapıtlarını sizlere burada anlatmama imkân yok. Tek kelime ile resim sanatının emsalsiz bir ustası olan Raif’i daha yakından tanımak ve muhteşem tablolarını görmek istiyorsanız. Yapıtlarının teşhir edildiği Emin Antik Sanat Merkezi’ni ziyaret etmeniz gerekmektedir. Benim Tavsiyem sanatta ancak yeteneğin değeri vardır diyerek bu sergiyi kaçırmamalarını tavsiye ederim. Ne mutlu bizleri Tanrının bir lütfü olan böylesi değerli sanatçılara sahibiz. İyi ki varsınız. Emsalsiz sanatçılar.