Yaşar ÖNEL Şanlı Ankaragücü, sezonun bitmesine bir hafta kala şampiyonluğu ilan etti ve TFF 1. Lig’e yükseldi. Camiaya hayırlı olsun, emeği geçenlere sonsuz teşekkürler. “BİR MUSİBET BİN NASİHATTEN İYİDİR” Sezonun ilk maçının ardından yaptığımız yorumda, “Rüya bu yıl gerçekleşecek gibi” diye yazmıştık. Sonrasında da şampiyonluğa inancımızı hep koruduk. Ta ki, Gümüşhane deplasmanında alınan mağlubiyete kadar. Rakip 3 puan öne geçip, bir de maçı eksik olunca, ne yalan söyleyeyim, “Tren bu sene de kaçacak” diye düşündüm. Ne zaman ki, sayın Başkan Mehmet Yiğiner, “Kimseden yardım alamıyoruz. MKE Kurumu, hakkımız olan isim bedelini ve forma reklamını hala ödemedi” diye isyan bayrağını açtı, Gümüşhane’de hakem kıyımı, siyasi şov ve saha dışında takım otobüsü ile taraftarlara saldırıldı, rüzgar Ankaragücü lehine esmeye başladı. 30 bin kişi, Gümüşhane’de mağlup olan takımı, sanki şampiyonluğa ulaşmış gibi karşılamak üzere Esenboğa Havalimanı’na akın etti. Bir hafta sonra, seyircisiz maç için bastırılan biletler birkaç saat içinde satıldı. Gümüşhane, eksik maçında Tuzla’ya, içerde de Hatay’a yenilince, bir anda puanlar eşitlendi. Her türlü yarışta, arkadan gelen avantajlıdır. Ankaragücü de arkadan gelip, Gümüşhane’yi geçti ve puan farkı yaptı. 10 BİN TARAFTAR 10 LİRA VERSİN Ben, kulübün gerçek sahibinin üyeler ve onların işbaşına getirdiği yönetim kurulu olduğunu savunurum. Ancak taraftarı bulunmayan, en az 10 bin kişilik gönüllüler ordusunu peşinden sürükleyemeyen bir takımın da başarılı olamayacağını hep söylerim. Ankaragücü’nün şampiyonluğunda görüldü ki, taraftarlar, yönetimin ve futbolcu kadrosunun önüne geçebiliyor. Ankaragücü yönetimi ve futboldan, kulüp yönetmekten anlayan bazıları, “Şu yardım etsin, bu kurum ödeme yapsın, zenginler nerede” falan diye, dış destek, el yardımı ararken, “Ankaragücü’nün kurtuluşu, 10 bin taraftarının 10 lira vererek maçlara girmesidir. Böyle bir gücün önünde kimse duramaz” diyordum. 10 bin yeter dediğimiz Ankaragücü’nün peşine takılan taraftar sayısı, 30 binleri buldu. HAKLARINI VER SAYIN BAŞKAN Biz Ankaragüçlüyüz. “Bu takım sokak ligine bile düşse kaldırımda yerimizi alır destekleriz” dedik. Ancak bir süredir, Ankaragücü’nü uzaktan izliyorum. Kayseri’deki maça da gitmedim. Sanal medyadan takip ettim. Muhabirlik dönemlerimizin cevval taraftarlarından, artık abi konumuna yükselen Celal Oltulu’nun yazdığına göre, otobüsler ile özel araçların yanı sıra ticari taksiler ve dolmuşlarla maça gidenler olmuş. Çocukları ve eşleriyle, ailecek maça gidenlerin görüntülerini izledim. Gördüğüm kadarıyla, Kemal Durmaz, Celal Oltulu, Hakan Toka, Cem Üner, Hakan Tuzcu taraftarların organizasyonu için büyük çaba harcadı. Bu isimler benim facebok arkadaşım olduğu için yazdım. Elbette, başka isimler de vardır ve taraftar gruplarını da unutmamak gerekir. Taraftarlar, hiçbir karşılık beklemeden, arma aşkını, Ankaragücü sevgisini gösterdi. Bu sezonun tarftar şampiyonu açık ara Ankaragüçlülerdir. Şimdi sıra sayın Başkan Yiğiner’de. Sayın Başkan, en kısa sürede, taraftar gruplarının önderlerini ve abileri Beştepe’de toplamalı, “Arkadaşlar, emeğiniz, desteğiniz çok teşekkür ederim. Geçmişte sizler için kullandığım sözler için kusura bakmayın. Hakkınızı helal edin” deyip, gönüllerini almalıdır. Ve sayın Yiğiner, Ankaragücü kulübünün kimsenin babasının malı olmadığını açıklayıp, kimsenin de bağırta bağırta alamayacağını açık seçik dile getirmeli, “Hodri meydan” demelidir. Sayın Yiğiner’in, Kayseri Erciyes maçından sonraki, “Birlik ve beraberlik içinde olursak, kimse önümüzde duramaz” sözlerinin altını çizmek gerekir. Son dönemin moda söylemi, 2023 2023 hedeflerine ulaşılması için bu iki adımın acilen atılması lazım. Yoksa, bu açıklamalar hep sözde kalır, hayata geçirilemez. O taktirde, bu yılın emeklerinin hepsine yazık olur.