HABER MERKEZİ- SAİM Tokaçoğlu foto muhabiri olarak başladığı 45 yıllık gazetecilik serüveninde (ki son on beş yılı Can Dündar ile olmak üzere) bire bir yaşadıklarını bir kitapta topladı. “Kayda Geçsin Diye – Uğur Mumcu Gazeteciliği’nden, Can Dündar zihniyetine, 45 yılın hikâyesi” önemli kitapevlerinin raflarında yerini aldı. Bir anı kitabı, ancak Türkiye'nin yakın geçmişinde yaşanmış birbirinden ilginç ve bugüne kadar ortaya çıkmamış olayları okurun dikkatine sunuyor olması önemli… Hikâyesini şöyle anlatıyor Saim Tokaçoğlu kitabın önsözünde: 14 yaşımdan beri fotoğraf çekiyorum. Gazetecilik mesleğine adım atmam da fotoğrafla oldu. 70’li yılların ortalarında bağımsız foto muhabiri olarak fotoğraf makinesi omzumda Ankara’yı karış karış dolaşıyordum. Profesyonel olarak gazeteciliğe adım atmam ise arkadaşım Azmi Özgür’ün Cumhuriyet’in Ankara bürosunda idare müdürü olarak işe başlamasıyla oldu. 1978’in sonlarıydı. O tarihten bu yana 39 yıl geçti. Meslek hayatımdaki en önemli dönemdir Cumhuriyet’te geçen günlerim. Neler yaşanmadı ki? 12 Eylül’den sonra işten atılmam, işsizlik, parasızlık, üzerine askerlik. Askerlikten sonra tuhaf bir Özal Türkiye’siyle karşılaştım. Birçok şeyi birlikte yaşadığım ya da anlattığım arkadaşlarım, dostlarım ve eşim “Yazsana bunları. Neden yazmıyorsun?” diyorlardı. Çok istiyordum ama nefes alamadan geçip gidiyordu günler. Son dört yıldır işsizim, zamanım bol, iş bulma umudumu da yitirdim. Önümde hiçbir engel kalmadı, nihayet yazmaya başlıyorum… Devamı kitapta, bir de sonsöz bölümünden bir alıntı yapalım: Yaşamım boyunca hep “Önce, kendi kapımızın önünü süpürmemiz gerekir”i ilke edindim. Hâlâ da bunun doğru olduğunu düşünüyorum. “Şimdi sırası mı?” sorusu, asla doğru olanı yapmanıza izin vermez. “Şimdi değilse ne zaman?” diye sordum kendime. Evet, şimdi tam sırası! Üzerime düşeni yaptığıma inanıyorum. Bu kitabı, önce kendi kapımın önünü süpürebilmek için kaleme aldım. Sizleri de kendi kapınızın önünü süpürmeye davet ediyorum. Biraz cesaret, şimdi tam sırası!