İsimsiz bir kahramanımızın hikâyesidir. Merhum, Jandarma üst çavuş Samet Ateş’in hikâyesi… Ülkesine şerefle, sadakatle, dürüstlükle hizmet etmiş bir vatanperver. Anadolu’nun küçük ilçelerinde görev yaptı. Nevşehir’in, Manisa’nın, Van’ın, Mardin’in, Diyarbakır’ın ilçelerinde. Ve Şırnak’ta…. Diyarbakır’ın Lice’sinde uyuşturucu baronlarına karşı mücadele etti. “Bu yolla elde edilen paralar PKK’ya gidiyor” feryadını Devlet’e duyurmakla kalmadı, her durumda gereğini yaparak bu zehir tüccarlarının önüne manialar koydu. Çok yüklü paralarla, rüşvetlerle elde edilmek istendi; hepsini elinin tersiyle itti. Emekliye ayrıldığında Akhisar’da asansörü bile olmayan bir binanın beşinci katında küçük bir ev satın alabildi. Ayrıca, ikinci el bir minibüs. O minibüsle üç oğlunun geleceğini kurmak istedi.  Çocuklar, minibüsle Akhisar’ın köy pazarlarını tarayarak iplik sattılar. İşleri bir süre iyi gitti. Çocuklar evlendi. Babaları Samet çavuş kansere yakalanınca aksilikler üst üste geldi. Küçük oğlu, geri geri park ederken, yaşlı bir adama çarptı. Adam, iki gün sonra hastanede vefat etti. 70 milyon kan pasına, minibüs bağlandı. Artık, pazarlara gidemez oldular. Biri çayhanede, biri fırında, diğeri bir mağazada düşük ücretlerle iş bulabildiler. Samet Çavuş, hasta yatağında olanlara üzülüp durdu. Ölüm halinde baş ucunda bekleyen bir dostu anlattı: “Sık sık su istiyor, içemediği suyu dudaklarına değdirmekle yetiniyordu. Ve bir de eşine şu tembihte bulunuyordu: Falancaya 29 lira borcum var. Onu ödeyin, beni Allah’ın huzuruna kul  hakkıyla göndermeyin. Bundan başka kimseye borcum yok.” “Daha vakit var” dedi. Öleceği zamanı kastediyordu. Yanındakilere, “üstüme okuyun” dedi. Okunan Kur’an-ı huşu ile dinledi. Ara sıra gözlerini bir noktaya dikip “Sana teslim olmayacağım! Sana teslim olmayacağım!” diyerek gördüğü hayalete karşı direndi. Herkesten helâllik aldı. Ve kelime-i tevhit getirerek ruhunu teslim etti. Ardında hayatları darmadağın olmuş üç yetişkin çocuk, Çaresiz bir eş, Damı akan, sıvaları dökülen bir ev. Devlete şerefiyle hizmet etmiş olan bir askerin düştüğü durumdur bu. Jandarma Vakfı’na, Mehmetçik Vakfı yetkililerine duyuruyor ve bekliyoruz: Samet Çavuş’un geride bıraktıklarının ekmek teknesi olan o ikinci el minibüsü rehinden kurtarın. Ya da bir minibüs armağan edin, çalışarak kan parasını ödesinler. Hiç olmazsa çocuklarına hayat hakkı tanınsın.  Dürüstlüğün bedeli bu olmamalı. Ödülü olmalı.