Birsen GÜRDİL  87 yıllık ömrünü ilme, sanata, edebiyata, müziğe, çevirmenliğe, eleştirilere ve de seramik sanatına yaptığı katkılarla geçiren, seramik sanatçısı ve çağdaş seramiğin öncüsü olarak uluslararası üne sahip Füreya Koral, kendisini ölümsüzleştiren bu üstün meziyetleri nedeniyle doğumunun 108’nci yılında bir kez daha sevgi ve saygı ile anılmıştır. 12 Haziran 1910 yılında İstanbul’da dünyaya gözlerini açan Füreya, Notre Dama de Sion Kız Lisesi’nden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne devam etmiştir. Musikiye olan aşırı tutkusu nedeniyle o yılların ünlü keman virtüözü Macar Charles Berger’den keman dersleri almıştır. Bu meziyeti onun müzik eleştirmeni olmasını sağlamıştır. 1940-1944 yılları arasında eleştirmenliğinin yanı sıra çevirilerde yapmıştır. Füreya Koral, 1947 yılında gittiği İsviçre’de Fransız seramik sanatçısı Serre ile tanışmış onun Lozan’daki atölyesinde bir süre çalıştıktan sonra gittiği Paris’te özel bir seramik atölyesinde kendisini üne kavuşturacak olan seramik ve taş baskı çalışmalarına başlamıştır. İlk sergisini 1951 yılında Paris’te açan Füreya, aynı yıl İstanbul’a dönerek yapıtlarını Maya Galerisi’nde sergilemiştir. Taş baskı ve seramik çalışmalarında gösterdiği başarı sayesinde ünlü sanatçı yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere pek çok şehirde ve ülkede sergiler açmış ve bu sayede sayısız ödül ve takdirnamelerin sahibi olmuştur. 1997 yılında aramızdan ayrılan üstün yetenekli sanatçı, İstanbul başta olmak üzerepek çok dış ülkede yaptığı panolarla da ününe ün katmıştır. Ünlü yazar Ayşe Kulin’ın “Füreya” isimli kitabına da konu olan sanatçı vazo, tabak, duvar ve masa süsleri de yapmıştır. Türk kültür ve sanat dünyasının bu usta ismi için ilk Türk kadın seramikçisi olarak bir belgeselin hazırlanmakta olduğu da bilinmektedir. İstanbul Kadıköy’de bundan bir süre önce restore edilerek toplum hizmetine sokulan muhteşem, aynı zamanda anıtsal opera binasında geride bıraktığımız günlerde kültür ve sanat tarihimize altın harflerle yazılmış tek kelime ile şahane bir sanat gecesi icra edilmiştir. Dünyaca ünlü müzisyenimiz Gülsin Onay, İstanbul Müzik Festivali kapsamında verdiği konser ile salonu dolduran sanatseverler tarafından dakikalarca ayakta alkışlanmıştır. Davetlilere rüya gibi bir gece yaşatan Gülsin Onay ve Murathan Özbek ikilisinin projesi adeta bir dünya galası niteliğinde geçmiştir. Murathan Özbek, adını yeni yeni duyuran başarılı bir gençtir. Bilkent Üniversitesi’nde iktisat okumuş olan Erzurum doğumlu bu genç yetenek, iktisatçı olmasına rağmen 2010 yılında Sony Dünya Fotoğrafçılık Ödülleri Yarışması’nda “Dünyanın felci” adlı fotoğrafı ile birinci olmuştur. Bir ara kameramanlık yaptıktan sonra kısa metrajlı filmler, derken uzun metrajlı filmlerle sinema dünyasında da adını duyurmuştur. İşte bu yetenekli sanatçı, Gülsin Onay sahnede piyanosu ile Chopin, Beethoven, Ravel, Bach, Brahms ve Shubert çalarken müziğin nazik nağmelerini görüntülerle süslemiştir. Sanat tarihimizde ilk defa gerçekleşen bu rüya gecesi konuklar tarafından ayakta alkışlanmıştır. “Bir başka hayat diliyorum” Görgüleri, yetenekleri ve eğitimleri ile sanat dünyamızda saygın bir aile olarak tanınan Likos’lar yine gündemi meşgul edecek güzel bir soruna parmak basmışlardır. İstanbul operasının en önde gelen ve geniş bir hayran kitlesine sahip olan Hüseyin ve deniz Likos’ların diğer kardeşleri Nurdan Likos ise hayatını resme meraklı çocuklara, sokak kedileri ve köpeklere adamış insan ve hayvan sever bir yetenektir. Nurdan Hoca, Bodrum’da sokak kedileri ve köpeklerinin barınağı için geliştirdiği proje gereği resim yapmaya meraklı çocukların önlerine Van Gorh, Manet, Malisse, Picasso, Rembrant hatta Şeker Ahmet Paşa ve Osman Hamdi’nin de bulunduğu ünlü yapıtların birer kopyasını koymuştur. Küçük çocuklar tarafından yüzyılların ünlü ressamlarını kendi dünyalarında kopyalayıp, tuvale aktaran bu gençlerin yaptıkları resimler, “Bir başka hayat diliyorum” adlı sergide teşhir edilmiş ve tabloların tümü satılmıştır. Bu satılan tabloların geliri ise Bodrum Sokak Kedi ve Köpekleri Barınağı hesabına aktarılmıştır. Nurdan hocamı ve çocuk ressamlarımızı yürekten kutluyorum.