Günümüzde popüler bir vücut sıkılaştırma egzersizi olarak tercih edilen pilates, yanlış yapıldığı takdirde yarara değil, zarara yol açıyor. Bir astım ve romatizma hastası olan Joseph Hubert Pilates’in, fizik tedavici eşi ile birlikte geliştirdiği kişisel egzersiz olan pilates, bugün sadece sıkı bir vücut için değil, pek çok hastalığın tedavisinde yardımcı olarak da öneriliyor. “Klinik pilates” adı altındaki egzersizler, MS hastalığından, iltihaplı romatizma hastalıklarına; boyun ve bel fıtığından, varis ve selülit gibi dolaşım bozukluğu hastalıklarına; kireçlemeden, ameliyat sonrası kas kuvvetlendirmeye, skolyoz ve kiföz rahatsızlıklarından, kas ve bağ zedelenmelerine kadar pek çok alanda fayda sağlıyor. Türkiye’de henüz çok yaygın olmayan klinik pilatesi, Dolphin Sports Center’ın spor müdürü olan ve aynı zamanda klinik pilates eğitmenliği yapan Seçil Zengin’den dinledik

RÖPORTAJ / SULTAN YAVUZ (ANKARA) - Spor yapmayı bir yaşam tarzı haline getirmiş insanların sahip olduğu yaşam enerjisi, hayata daha pozitif bakmaları, sahip oldukları güçlü duruş ve kararlılık, hepimizin dikkatini çeker. Bu insanlardan birisi de Dolphin Sports Center’ın spor müdürü, klinik pilates eğitmeni Seçil Zengin… 1977 doğumlu, iki çocuk annesi Zengin, Erciyes Üniversitesi’nin tekstil bölümünden mezun olmuş. On iki yıl voleybol oynayan Zengin, bir dönem de Ankara Üniversitesi’nde çocuklara voleybol antrenörlüğü yapmış. Zengin’in pilatesle tanışma hikâyesi, yaşadığı ciddi bir sağlık sorunu ile başlamış. Kızına yedi aylık hamileyken, bacaklarına embole (pıhtı) atan Zengin, o âna kadar hiçbir belirti yaşamadığını ve geçici bir görme kaybı ile birlikte hemen soğuk suyun altına girdiğini, bu sayede pıhtının beynine değil bacaklarına attığını belirtiyor. Hamileliğin, var olan hastalıkların ortaya çıkmasında etkili olduğunu kaydeden Zengin, bacaklarının giderek şişmeye başladığını ve kadın doğum bölümünün müdahale ettiğini aktarıyor. Hamileliğinin kalan sürecini ve sonraki iki ayını yatarak geçirmek zorunda kalan Zengin, ağır geçen bu sürecin ardından, yaşadığı durumun sebebini öğreniyor; iltihaplı romatizma hastalığı… Tiyatro sanatçısı Suna Pekuysal, “Deprem Dede” lakaplı Ahmet Mete Işıkara gibi tanınan simaların da aynı hastalıktan mustarip olduklarının altını çizen Zengin, hastalığını şu sözlerle anlatıyor: “Omurganın etrafındaki tüm canlı doku ve hücreleri öldürerek, eklemin hareket etmesini engelleyen ve eklemi giderek öne eğen bir hastalık… Dünyada bilinen 241 iltihaplı romatizma çeşidi var ve hepsi de omurga, küçük eklemler ya da iç organlar gibi farklı yerlere sirayet edebiliyor. Benimkinin omurgada olduğu, trombositlerimi yediği için de embole attığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Hacettepe Tıp Fakültesi’ndeki doktorum, bana bu durumun önüne geçebilecek tek çözümün sağlık egzersizi olduğunu söyledi ancak o zamanlar pilates bu kadar revaçta değildi. Türkiye’de Ebru Şallı, dünyada Madonna ile tanınır pilates. Ben, Uluslararası Pilates Federasyonu ile iletişime geçtim, eğitmenlik belgelerimi aldım. Daha sonra federasyon, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde klinik pilates birimi açacaklarını bildirerek, eğitmenlik için benimle iletişime geçti. Klinik pilates eğitimi ve nefes eğitimlerini de alarak, etkili bir paket programı tamamladım.” Bazı hastalıkları durdurabiliyoruz Zengin, aldığı klinik pilates eğitiminde skolyoz, kiföz gibi omur eğrilikleri, bel ve boyun fıtığı, diz kaymaları ve kireçlenme gibi rahatsızlara, hangi egzersizlerin iyi geldiğini öğrenmiş. Kireçlenme konusundaki yanlış algıya dair şunları söylüyor, “Halk arasında kireçlenme denilince, iki eklemin arasında bir kireçlenme olduğu düşünülür oysa kireçlenme, iki eklemin yanında fazladan, üçüncü bir kıkırdak dokunun çıkması ve onun sürekli sürtünerek diğer eklemlere zarar vermesidir.” Klinik pilatesin eğitiminin, hangi hastalıkların neden kaynaklandığını ve nasıl durdurulması gerektiğini, MR okumayı öğrenmekten, skolyozlu bir hastanın röntgenini anlamaya kadar ciddi bir uzun bir öğrenme süreci olduğunu kaydeden Zengin, Hacettepe Tıp Fakültesi’nde hem öğrenci hem de eğitmen yardımcılığı yaptıktan sonra, sekiz yıldır çalıştığı Dolphin Spor Kulübü’ne geçiş yapmış. Pilatesin etki sürecinin kişinin kas kuvvetine göre değiştiğini vurgulayan Zengin, “Mesela bir yıldır ders verdiğim bir öğrencim var. Bel fıtığı ameliyatı geçirdikten sonra toparlanma sürecinde bize ilk geldiğinde, merdivenleri çıkarken iki kişi koluna giriyorduk ama şimdi amuda kalkıyor. Profesyonel spor yapmış bir kişinin kas hafızası olduğu için kasını toparlamamız çok daha kolay oluyor. Bu süreçte, hangi kas grubunu çalıştıracağımızı iyi bilmemiz gerekir. Biz, eklemin yanında ilerleyen ve ekleme destek olan kas gruplarını kuvvetli tutuyoruz. Bu sayede eklemde hastalığı yoksa geri çekebiliyoruz; varsa durduruyoruz. Bizim yaptığımız egzersizler, doktorun verdiği tedaviye destek amaçlıdır” diye anlatıyor. Hacettepe Tıp Fakültesi, klinik pilatesi romatizmalı hastalara ücretsiz veriyor Piyasada pilates konusunda uzman olmadığı halde ders verenlere dikkat çeken ve pilatesi videolar üzerinden tek başına öğrenmenin, pek çok kaza riskine yol açabileceğini söyleyen Zengin, “Dünyanın her yerinde, birçok hastanede bir sağlık egzersizi olarak kullanılan klinik pilates, Türkiye’de çok yeni ama bir kere başlayan, bir daha bırakamıyor çünkü faydalarını tam anlamıyla görüyor. Pilatesin kuralları vardır ve bunları televizyondan öğrenemezsiniz” diyor. Sporun bir yaşam tarzı haline getirilmesi gerektiğini belirten Zengin, spor ve kiloya ilişkin algı için de şunları kaydediyor, “Hiçbir spor tek başına kilo verdirmez, pilates ise bir spor değil, bir egzersiz sistemidir. Siz yemenizi düzenlemediğiniz müddetçe kilo veremezsiniz. Kilo vermek, yüzde seksen beslenme; yüzde yirmi egzersiz işidir ama bir sıkılaşmadan bahsediyorsak, pilates buna tam olarak yanıt verir. Mesela tartıya çıktığınızda aynı kiloda olduğunuzu görürsünüz ama bir beden daha küçük giyiyorsunuzdur. Çünkü pilates uzun ve sıkı kas yapar, iç ve dış kasları aynı anda geliştirir. MS hastası öğrencilerim de var ve bunların içinde altı yıldır geleni de var, bir öğrencimin “en güçlü erkek” yarışmasında 300 mekik çektiğini görenler inanamadılar. Faydasını bu örnekle de görebilirsiniz yani…” Yanlış egzersiz, bel ve boyun fıtığına yol açabilir Zengin, pilateste kafes ve pelvis bağlantısı kurmanın hayati olduğunu, aksi takdirde bel ya da boyun fıtığı olunabileceğini belirtiyor. Zengin, “Bele, boyna ve omurgaya yük bindirilmez, yükü karına almayı bilmelisiniz yoksa sakatlanma riskiniz var. Bir diğer konu da doğru nefes… Doğru nefes almak zorundasınız çünkü bu olmadığı takdirde neler olabileceği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Örneğin sürekli üst solunum yapan bir kişi bencildir ya da sürekli alt solunum yapan kişi kendinden çok fazla taviz verir. Yanlış alınan oksijen sinir sistemini etkileyerek karakter değişimine yol açar. İki haftada bir nefes egzersizi veriyorum, çünkü bu bir bütündür” diyor. Pilates boy uzatır mı? Ankara’da tek klinik pilates eğitmeni olduğunu belirten Seçil Zengin, pilatesin boy uzattığına dair algıya yönelik de şunları anlatıyor, “Pilatesin boy uzatma diye bir etkisi olamaz. Evet, iki santimlik bir uzunluk gösterebilirsiniz ama boyunuzu uzatmak için kemikleri uzatmak lazım bu da mümkün değil. Ama siz gün içinde sürekli yanlış bir pozisyonda duruyorsanız, örneğin bilgisayar başında ya da ayakta çok zaman harcıyorsanız, eklemlerinizin arasını kapatırsınız. Normalde eklemlerin arasında bir aralık vardır, siz bu aralığı kapatırsınız. Pilatesle bu aralığı yeniden açtığımız için, siz olması gereken boy uzunluğuna erişirsiniz. Yani boy uzatmıyoruz, normale çeviriyoruz. Pilateste yaş ve kilo sınırı da yoktur, 11 yaşında da, 65 yaşında da öğrencilerim var. Kilolu arkadaşlarım ilk başta biraz daha zorlanabiliyorlar ama zamanla daha iyi yapmaya başlıyorlar. Düşünün 65 yaşında amuda kalkan öğrencim var. Pilateste kardiyo olmadığı için kalbi ve nabzı da zorlamıyoruz, dolayısıyla herkes yapabilir.”