Hakan ŞANLITÜRK Cumhuriyet, kurulduğundan beri Ak Parti’nin 17 yıllık iktidar dönemi gibi bir devir görmedi. Bu dönemde daha önce aklımıza dahi gelmeyecek şeyler yaşandı. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığının tavan yaptığı bir dönemdi. Türkiye’ye ve Türk milletine kin besleyenlerin pervasızlaştığı görüldü. Asker ve polise operasyonlar yapıldı. Teröristler devlete parmak salladı. Ülke, bugün terör örgütü dediğimiz FETÖ ile yıllarca ortaklaşa yönetildi… Konumuz bu değil. Konumuz Şehit Anası Pakize Akbaba… Cumhurbaşkanı Erdoğan önce dava etti sonra vazgeçti. Şehit Anaları Derneği Başkanı Pakize Akbaba, 6 çocuğundan birini vatana kurban vermiş. 5 Aralık 2017 tarihinde ‘Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması’nda kürsüde, “Herkes haddini bilsin. Şimdi PKK bitti, FETÖ çıktı piyasaya. Ben şehit verdim, saçımı süpürge ettim. Hepsi Atatürkçü, vatanını, milletini seven çocuklar yetiştirdim. Çocuklarımdan birisini askere yolladık. Ne yazık ki, hain bir kurşunla şehit oldu. ‘Analar ağlamayacak’ dediler… Niçin şehit geliyor? Gücünüz yetmiyorsa bırakın o görevi” şeklinde özetleyeceğimiz sözler söylemişti. Bu konuşması yüzünden kendisine Erdoğan’a hakaretten dava açıldı. Aradan geçen zaman içinde konu medya vasıtasıyla kamuoyuna yansıdı. Cumhurbaşkanlığı cephesinde bir kıpırdama olmadı. Davadan vazgeçilmesi düşünülmedi. Sonunda dava günü geldi. Pakize Ana Türk Milleti’nin arkasında olduğunu bilerek gitti mahkeme salonuna. Daha girişte Meral Akşener karşıladı, sıcak bir şekilde kucakladı Şehit Anasını… Yanında partili milletvekilleri de vardı. CHP’den de çok sayıda milletvekili gitti o salona. Pakize Ana’ya omuz verdi. Çok sayıda Avukat gönüllü olarak Pakize Ana’nın savunucusu oldu. Derken duruşma başladı. Önce Cumhurbaşkanlığı’nın bir Avukatı salondaydı. Hakim ‘şikayetinizde kararlı mısınız? Devam mı?’ diye sordu. Avukat ‘evet’ dedi. Bir süre sonra Cumhurbaşkanlığı’ndan ikinci bir Avukat daha göründü. Diğer Avukat’a fısıltıyla bir şeyler söyledi. Ne fısıldaştıklarını ‘davadan vazgeçiyoruz’ denince anladı salondakiler. Cumhurbaşkanı’na hakaret davası bu ifadeyle Pakize Ana’nın zaferiyle sonuçlandı. Çok rezillik yaşadık yakın zamanda, toplum susturuldu, kimse tepki koyamaz hale getirildi. Ama Pakize Ana davası gösterdi ki o köprülerin altından çok sular geçmiş. Devletin kurumları yeniden işlerlik kazanmış. Devlet yeniden yapılanmış. Meral Akşener bu dava sürecinde gösterdiği duruşla alkışı ve takdiri hak etti. CHP’den desteğe gelen milletvekilleri de öyle… MHP ise bu konuda sınıfta kaldı. Benim aklımın almadığı şey; 'Şehit Anası’na böyle bir dava açma cüreti gösterilmesi' demek isterdim lakin benzer ayıpları çok gördüğümüz için sürpriz sayılmaz. Bu karar Erdoğan’ın mı yoksa yanında bulunan ve halen Türk Milleti’ne kin kusma imkanı olan birilerinin mi? Bu husus mutlaka aydınlığa kavuşturulmalı. Gerçek sorumlu kimse onu bilmek mecburiyetindeyiz. Bilelim ki bundan sonra ona göre davranalım. Bilelim ki Şehit Anası’nı hapse göndermeye yeltenecek cüreti nereden aldığını soralım? Bilelim ki bu düşmanlığının kaynağını öğrenelim… Pakize Ana, Kurtuluş Savaşı’nın Kadın Kahramanları gibi tarihe geçmiştir. Kara Fatma, Binbaşı Ayşe, Halide Edip, Nene Hatun gibi Türk Milleti’ne sinerji ve moral vermiştir. Sen çok yaşa Pakize Ana…