Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)Türkiye Ofisi’nin, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte yürüttüğü, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen “Çalışma Hayatında Sosyal Diyaloğun Geliştirilmesi Projesi”nin kapanış konferansı Ankara HiltonSA’da gerçekleştirildi. “Biz de Varız” sloganıyla yola çıkılan projenin konferansına siyaset, akademi ve medya dünyasından pek çok kişinin yanı sıra, sendika, kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı. İki oturumdan oluşan panelde, katılımcılar projeye ilişkin ve sosyal diyalog konusunda bilgilendirildi
SULTAN YAVUZ - Çalışma hayatında sosyal diyaloğun geliştirilmesini hedef alarak, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)Türkiye Ofisi’nin, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte yürüttüğü, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen projenin kapanış konferansı düzenlendi. “Çalışma Hayatında Sosyal Diyaloğun Geliştirilmesi Projesi” ismini taşıyan ve 30 aylık çalışmanın ürünü olan projenin sonuçları HiltonSA’da gerçekleştirilen konferans ile kamuoyuna duyruldu. Etkinliğin açılış konuşmacılarından Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Asgari ücreti 16 yılda dördüncü kez uzlaşıyla belirledik” dedi. Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcılarından Yusuf Kanlı’nın katıldığı etkinlikte, aralarında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Aile, Bakanlığın Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, Bakanlığın Daire Başkanı Hüseyin Seyrekoğlu, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Numan Özcan, ILO Ulusal Proje Koordinatörü Melahat Güray, ILO Uluslararası Çalışma Standartları Bölümü (NORMES) Kıdemli Uzmanı Oksana Wolfson, Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB) Başkanı Mehmet Selim Uslu, AB Türkiye Delegasyonu Elçi Müsteşar Gabriel Munuera Vinals, AB Türkiye Delegasyonu Sektör Yöneticisi Mehmet Caner Demir, BM Mukim Koordinatörü Irena Vojackova-Sollorano, Türkiye İşveren Sendikaları Konfedarasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Kudreye Önen, Hak İşçi Sendikalar Konfedarasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Memur Sendikaları Konfedarsyonu (MEMUR SEN) Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye Kamu Çalışanları Konfedarasyonu (TÜRKİYE KAMU-SEN) Genel Başkanı Önder Kahveci ve Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik’inde olduğu çok sayıda kurum ve kuruluş temsilcisi ile siyaset ve akademi dünyasından kişi katıldı. Konferansın açılış konuşmacılarından ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan, “Sosyal diyalog daha iyi ücretlere, daha iyi çalışma şartlarına, barış ve sosyal adalete ulaşmanın en etkili yoludur” dedi. Özcan, konferansın temasını Türkiye’de sosyal diyaloğun geleceğini hep birlikte şekillendirmek olarak tanımladı. ILO’nun kuruluşunun 100. yılını kutladıklarına işaret eden Özcan, “Geleceğin çalışma hayatına ve sosyal diyaloğun önemine hep birlikte bakmak istiyoruz” diye konuştu. Özcan projeye dair şu bilgileri paylaştı: “2016’da projemizi uygulamaya başladığımızda, önümüzde uzun ve zorlu bir süreç olduğunu biliyorduk. Türkiye’nin o dönem içinden geçtiği sıkıntılı süreç bizi de aslında her aşamada etkiledi. Bununla birlikte bu süreçte Türkiye’de sosyal diyaloğa her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu bilerek büyük bir heyecan ve sorumluluk hissederek yolumuza devam ettik. Geçtiğimiz 30 aylık dönemde heyecanımızı ve isteğimizi bir an olsun kaybetmeden çok güzel işler yaptık. Projede pek çok ilki gerçekleştirdik. Örneğin bir yandan uluslararası çalışma standartlarını, bir yandan AB müktesebatını ve son derece kapsamlı eğitimleri hem Bakanlık temsilcileri hem sosyal ortak temsilcileri hem de çok geniş kesimin katılımıyla uyguladık. “İlk kez bağımsız sendikalarımızı da bu etkinliğe davet ettik” Türkiye’de ilk kez bu kapsamda ve bu uygulamada bir eğitim programı hazırlandığını kaydeden Özcan şöyle devam etti: “İlk kez bağımsız sendikalarımızı da bu etkinliğe davet ettik. Katılımcılardan da çok olumlu geri dönüş aldık. Türkiye’de ilk kez toplu gösteriler ve eylemlerden sorumlu olan emniyet mensuplarına BM Türkiye ofisiyle birlikte insan hakları ve uluslararası çalışma standartları eğitimi verdik. Bu vesileyle sokağın nabzını tutan ve 81 ilden gelen emniyet mensuplarının da sorunlarını dinledik. İlk kez toplu iş uyuşmazlıklarıyla ilgilenen hâkimlere, savcılara ve arabuluculara karşılaştıkları davalarda yol göstermek amacıyla uluslarası çalışma standartları eğitimleri verdik. Proje kapsamında sosyal diyaloğun farklı alanları konusunda pek çok araştırma yaparak, çok değerli akademisyenlerle birlikte çalıştık. Sosyal diyalog algısını geliştirmek için 2000 kişiyle anket yaptık. İlk kez yapılan araştırma hepimize ışık tuttu ve tüm kurumlarımıza bundan sonra yapmamız gerekenlerle ilgili önemli görevler yükledi. Araştırmamızdan bir tanesi de örgütlenmesinde güçlük çekilen gruplarla alakalıydı ve küresel gündemle paralel olarak Türkiye’de de bu konu tartışılmaya başlandı. Gelişen teknolojyle değişen iş sonucunda ortaya çıkan serbest çalışanlar, dijital ekonomi, ev hizmetleri ve kayıt dışı çalışanların nasıl örgütlenebileceği, seslerini nasıl duyurabilecekleriyle ilgili çalışmalar yaptık ve bir yandan da bunun örneklerini inceledik. Ayrıca proje kapsamında sendikal ayağımızın toplanması için de kapsamlı çalışma yaptık ve bir model geliştirdik. Bu modelin de dünyadaki diğer ülkelere örnek oluşturacağını düşünüyoruz. Yüzlerce iş yeriyle sayısız çalışma yaptık, onların uygulamalarını gördük ve bunu diğer şirketlerle paylaşabilecekleri platformlar oluşturduk. Sosyal diyaloğun ve örgütlenme biçiminin birlikte kazanılması gerektiğinden hareketle, belli eğitim kurumunlarında bir araya geldik ve sosyal diyalog kültürünü onlara aşılamaya çalıştık. Bu projeyle Türkiye’de örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkının geliştirilmesi, çalışanların seslerinin duyurulması, il sosyal diyalog uygulamalarının yaygınlaşması için büyük gayretler sarfettik. Projeyi üstlenirken taahhüt ettiğimiz hedeflerin bizce hepsini gerçekleştirdik. Bu aslında bir süreç ve önemli olan canlı tutmak, geliştirmek ve doğru yolda ilerlemek. Önümüzde atmamız gereken daha çok adım var, biz ILO Türkiye Ofisi olarak barış için sosyal adalet, sosyal adalet için herkese yakışır iş, herkese yakışır iş için de etkin bir sosyal devlet anlayışıyla siz kurucu ortaklarımızla birlikte bundan sonra da çalışmaya varız. Proje bitiyor ama işimiz bitmiyor, sizlerle yürümeye hazırız.” Önder: “Çalışanlarımızın her daim insana yakışan işlerde çalışmasını istiyoruz” Özcan’ın ardından söz alan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, faydalanıcısı oldukları ILO’nun teknik desteğiyle yürüttükleri projeyle, sosyal diyalog konusunda kapasitelerin güçlendirilmesi ve sosyal diyaloğa ilişkin farkındalığın bütüncül bir şekilde aktarılmasını hedeflediklerini bellirtti. Önder devamla şöyle konuştu: “Projemize 2016 Ağustos ayında başladık. Bu kapsamda projelerimizi başarıyla gerçekleştirdik ve bazı ilklere de imza attık. En önemli ilkimiz, Bakanlığımız açısından ilk defa işçi sendikaları, işveren sendikaları ve kamu sendikalarının ve konfedarasyonlarının birlikte olmasıydı. İkincisi de, şu ana kadar sosyal diyalog konusunda hiçbir projede yer almayan kolluk kuvvetlerimizin, emniyet teşkilatımızın ve yargı görevilerimizin de proje kapsamında yer almasıydı. Çok önemli araştırmalar yaptık ve raporladık, çoğu alanında ilkti ve bundan sonra da bu yöndeki çalışmalarımıza devam etmekm istiyoruz. Çalışanlarımızın her daim insana yakışan işlerde çalışmasını istiyoruz.” MFİB Başkanı Mehmet Selim Uslu ise birimlerinin sözleşmeyle dahil olduğu projenin AB’nin katılım öncesi mali yardım aracı kapsamında desteklenmesi olduğunu söyledi. Bu amaçla Türkiye Cumhuriyeti ile AB Konseyi arasında 2013 yılı finansman anlaşması imzaladıklarını kaydeden Uslu, projenin hibe ve yeknik destek olmak üzere iki bileşenden oluştuğunu belirtti. Uslu sözlerine şöyle devam etti: “Proje sosyal ortakların ve ilgili kamu kurumlarının sosyal diyalog konusunda kapasitenin artırılması ve bütüncül bir yaklaşımla her düzeyde sosyal diyalog konusunda farkındalık yaratmayı hedeflemiştir. Bütüncül bir yaklaşım beslediği için çalışma hayatına doğrudan etkisi bulunan işçi, işveren ve memur sendika konfederasyonları, örgütlü olan ve olmayan işçi ve işverenler, eğitim kurumları, öğretmenler, akademisyenler ve öğrenciler Bakanlık desteğiyle kolluk kuvvetleri, yerel yönetimler, toplu iş uyuşmazlıklarıyla ilgilenen hâkim ve savcılar, büyük ,orta ve küçük işletmeler gibi birçok kesim projenin hedef kitlesini oluşturmuştur. Toplumun ve sendikaların, kamu kuruluşlarının sosyal diyalog konusunda farkındalıklarını artırma eğitimleri düzenlenmiş, faaliyetler yürütülmüş ve yarışma düzenlenmiştir. İnsan onuruna yakışır işlerin gerçekleştirilmesi için yoğun bir faaliyetle tamamlanmıştır, işbirliği içinde bulunduğumuz tüm kurum ve taraflara teşekkür ediyorum.” Vinals: “Örgütlenme hakları, grev ve toplu iş sözleşmesi hakları hükümet tarafından gözardı edilemez” AB Türkiye Delegasyonu Elçi Müsteşar Gabriel Munuera Vinals da sosylal diyaloğun önemine vurgu yaparak, 2017’de projenin ekonominin büyümesine katkı sağlayarak güven oluşturduğunu ifade etti. Rekabet gücü arttıkça sosyal ilerlemenin de geliştiğini belirten Vinals, AB olarak bu durumu desteklediklerini ve projenin başarı sağlamasında sendika ve hükümetin etkili olduğunu düşündüğünü ifade etti. Vinals, Türkiye’deki 30 bini aşkın iş gücüne katkı sağladığını düşündüğü proje için, “Örgütlenme hakları, grev ve toplu iş sözleşmesi hakları hükümet tarafından gözardı edilemez. AB Türkiye’deki sosyal hak ve diyaloğu desteklemeye devam edecek. İnsana yakışır iş, sağlık ve güvenlik önceliklerimiz... Sizi de programımızın ortağı olmaya davet ediyoruz” dedi. BM Mukim Koordinatörü Irena Vojackova-Sollorano de sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin Türk hükümetinin yıllardır yaptığı çalışmalarla sağlanmaya çalışıldığını belirtti. Sürdürülebilirliğin geleceğe daha iyi bir ortam bırakmak için elzem olduğunu kaydeden Vojackova, “Biz toplumun birbirine uyum sağlaması için çalışmalıyız. İşveren, işçi, herkes katılmazsa başarılı olamayız. Toplumun her kesiminin birlikte hareket etmesine ihtiyacımız var. Sizlerle birlikte çalışmaya devam edeceğiz ve taraflara bu anlamda güveniyoruz” dedi. Selçuk: “Bu başarıdaki en büyük pay tabii ki işçi ve işveren sendikalarımızın” Açılış konuşmalarında son sözü alan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçukise çalışma hayatının birçok bileşeni olduğunu ve Bakanlık olarak ortak istikametin, güç birliğinin etkili olduğu iletişim kanallarını açarak, diyalogları geliştirmek adına adım attıklarını kaydetti. Toplumun hiç bir kesimini geride bırakmadıklarını ve her kesime dokunan bir bakanlık olduklarını sözlerine ekleyen Selçuk, “Bu anlamda kurumsal iletişime çok önem veriyoruz. 16 yıllık başarımızın altında istişareye verdiğimiz önem yatmakta” dedi. Selçuk devamla, “Akıl akıldan üstündür diyen kadim bir kültürün mensuplarıyız, dolayısıyla yönetim anlayışımız aslında gelenekten geleceği içermekte. Bakanlığımızda iletişim kanalları her daim açık tutuluyor, çalışma hayatında diyalog konusunda canla başla çalışıyoruz. İki buçuk yıl süren proje de başarıyla devam etti. Sosyal iletişimi sendikal boyuta taşımaya devam ediyoruz ve proje kapsamında çeşitli etkinlikler başlatıldı. Projenin biz çalışanlar açısından da çok verimli olduğunu düşünüyorum. Eğitimlere ve çalıştaylara katılarak, bu vesileyle kurumumuzun bilgi işlem alt yapısını da kuvvetlendirmiş olduk. Daha iyi çalışmalara imza atacağımızı düşünüyoruz. İletişim kanallarını açık tutmak, insan olmanın bir gereği, hem bireysel hem kurumsal hem sosyal anlamda iletişimimiz en sağlıklı hale getirirsek, projeler de bir amaca ulaşır. Bunun en güzel iki örneğini de yakın zamanda ülke olarak yaşadık. Uyguladığımız güçlü sosyal diyalog sayesinde, işçi sendikalarımızı, işveren sendikalarımızla birlikte tüm çalışanlarımızı da memnun ettiğini düşündüğümüz asgari ücret görüşmeleri gerçekleştridk. Bu başarıdaki en büyük pay tabii ki işçi ve işveren sendikalarımızın... Asgari ücreti 16 yılda dördüncü kez uzlaşıyla belirledik. Yine iş dünyamızla yaptığımız sosyal diyalog neticesinde, Cumhurbaşkanımızın himayesinde başlattığımız istihdam seferberliğinde de başarılı sonuçlar elde ettik. Güçlü teşvik mekanizmaları ve paketleri ortaya koyduk. Değişik teşvik paketlerini de her gün ortaya koymaya çalışıyoruz. İş verenlere de asgari ücret teşviği yapıyoruz. İnşallah bu yıl da devam edecek teşviğimiz. 2018 yılında yaklaşık 1 milyon 250 bin kişinin istihdamına aracılık ettik. Gerek işçi gerek işveren düzeyinde çalışma oranını iyileştirmek, büyümeyi desteklemek, sürdürülebilirliği temin etmenin yanı sıra, istihdamı ve işgücünü artırmaya devam ediyoruz. Bizim amacımız işçi ve işvereni korumak, en önemlisi de işi koruyarak ülkemizi büyütmek. Hep beraber birlikte var olacağız.” “Ardından” filmiyle Soner Sert’e birincilik ödülü Açılış konuşmalarının ardından, sunumlarını sendika yöneticilerinin, moderatörlüğünü ise ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan’ın yaptığı “Türkiye’de Sosyal Diyaloğun Geleceğini Birlikte Şekillendirmek” başlıklı panelin ilk oturumu gerçekleşti. Panelin ikinci oturumu olan “Çalışma Hayatında Sosyal Diyaloğun Geliştirilmesi, Proje Çıktılarının ve Sürdürülebilirliğin Değerlendirilmesi” ise ILO Uluslararası Çalışma Standartları Bölümü (NORMES) Kıdemli Uzmanı Oksana Wolfson moderatörlüğünde yapıldı. İkinci oturumun konuşmacıları; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Daire Başkanı Hüseyin Seyrekoğlu, ILO Ulusal Proje Koordinatörü Melahat Güray ve AB Türkiye Delegasyonu Sektör Yöneticisi Mehmet Caner Demir oldu. Etkinlikte yapılan ödül töreninde, “Şirket Düzeyinde Sosyal Diyalog Konusunda En İyi Uygulama Yarışması Birincilik Ödülü” Anadolu Isuzu Otomotiv Sanayi Tic. Aş.’ye, ikincilik ödülü Çayeli Bakır İşletmeleri Aş.’ye; “Sosyal Diyalog ve Sendikal Haklar Konulu Kısa Film Yarışması Birincilik Ödülü ise “Ardından” isimli filmle Soner Sert’e verildi.